Altay kurumsallaşacak, şirketleşecek...
İlk kez söylenmiyor. Kulağa hep hoş gelmişti. Ama; bugüne kadar kimse harekete geçmedi, geçemedi...
Bugün en azından konuşuluyor, tartışılıyor. Kurumsallaşma sözleri ediliyor.
1914’te kurulan ve tarihine büyük başarılar sığdıran kulübün temelleri doğrular üzerine kurulmuştu. Kendi kaynaklarını yaratan, kadroyu bünyeye uygun, kendi çocuklarından kuran siyah beyazlı takımda zaman içinde sistem bozuldu. İşin içine siyaset ve ticaret girdi. İş bilmez yöneticiler girdi...
Büyük emeklerle kurulan sistem yok oldu.
Yönetenler egolarını tatmin etme adına, özellikle futbolcu ve antrenör seçiminde büyük yanlışlar yaptılar. Kulübün içini boşalttılar.
Kendi yağı ile kavrulan ve büyük başarılara imza atan kulübü uçan kuşa borçlu hale getirdiler.
Geçmişin ihalesi bu yönetime kaldı.
Altay Kulübü Başkanı Ayhan Dündar, 31 Ağustos’ta yapılacak olağanüstü genel kurul öncesi, oylamaya sunulacak olan şirketleşme maddesi hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Dündar, sadece futbol branşının şirketleşmesiyle gelecek yatırımların, kulübün borçlarını ödeyeceğini ve Altay’ın hak ettiği seviyeye yükseleceğini vurguladı. Şirketleşme kararının alınması halinde kulübün yine Altaylıların güvenli ellerinde olacağını belirten Dündar, “Yatırımcılar sadece kar payı almaya yönelik finansal katkı sağlayacaktır. Yatırımcılardan elde edilecek fonların kulübümüz tarafından yönetilecek olması beraberinde kulübün de profesyonel ve kurumsal bir yapıya kavuşturulmasını sağlayacak. Şirketin adı ‘‘Altay Sportif Faaliyetler Anonim Şirketi’’ olacak, logomuz da değişmeyecek.
Kurulacak şirketin yüzde 51 hissesi kulüp üzerinde, diğer yüzde 49 hisse de yatırımcılara açılacak’’ dedi.
Başkan Ayhan Dündar’ın ve arkadaşlarının şirketleşme girişimlerini olumlu buluyorum.
Türkiye’de futbol kulüplerinin birçoğu halen dernek statüsünde faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak kulüplerin bütçe yapıları ve gelir-gider seviyeleri dernek yapısı altında idare edilme düzeyini oldukça aşmış durumda.
Dernek statüsündeki futbol kulüplerinin şirketleşmesi ile mali bünyenin güçlendirilmesi ve futbol kulüplerinin çağdaş bir yapıda faaliyet göstermesi kaçınılmaz.
Unutulmasın ki, dernek statüsündeki futbol kulüplerinin şirketleşmesi iki temel alanda avantaj sağlar. Hem ekonomik hem de yapısal avantajlar.
Sonuç olarak, spor kulübünün başarısı için gelirlerinin artırılması, bunun yerinde ve doğru kullanılması şarttır.
Şirketleşmeyle birlikte profesyonel yönetime geçerek kurumsallaşma sağlanabilecektir. Bu görüş ve düşünceler ışığında şirketleşme olgusu, spor kulüplerinin çağdaş hizmetler sunması ve başarılı olabilmesi için önemli bir unsurdur.
Bu arada Altay’a ‘’paralar boşa gidiyor’’ diyerek yardım etmekten kaçınanlar güvenilir yönetim ile yeni oluşuma destek verecektir...
Yönetim doğru yerde duruyor.
Bu döviz kuruna bağlı olarak değişen 500 milyonluk borç temizlenmedikçe, bu kulüp karanlıktan kurtulup aydınlığa çıkamayacak!
Altay’ın borcu çok.
Döviz arttıkça borç da artıyor...
Nasreddin Hoca birinden borç istemiş, adam sormuş: “Hocam borcunu ne zaman ödeyeceksin?” Hoca, “Diken alacağım, onları koyunların geçtiği yerlere dikeceğim. Yünleri dikenlere takılacak, ben yünleri toplayacağım, sonra onları ip yapıp, pazarda satacağım ve borcumu ödeyeceğim” demiş...
Yani mevcut durumda Altay’ın şirketleşmeden başka çaresi yok....
Benim gördüğüm, Altay’da başkan ve yöneticilerin odaklandığı tek nokta, borçları ödemek ve transferi açmak. Ama kentte Altay sevgisi ne kadar yoğun olsa da bu ekonomik koşullarda bu çabaların sonuçlanması epey zaman alacak gibi görünüyor.
Altay bu kentin en büyük markasıdır.
Kavga değil, barış ve uzlaşma zamanıdır. Bu değere zarar verilmemeli. Marka değeri korunmalı...
Mevcut düzeni devam ettirmek, kimseye fayda sağlamayacaktır. Bir an önce; sözde değil, özde kurumsallaşma adına gereği yapılmalı. Şirketleşme konusunda yönetim desteklenmeli...
Umarım genel kurul üyeleri de böyle düşünürler. Altay’ın taraftar profili bellidir. Tribünlerde her siyasetten insan vardır.
Ancak; sağcısının da, solcusunun da yüreği Altay diye atar. Ortak bir sevdadır Altay, Tribündeki dengedir.
Altay yönetimi, futbolcusu ve taraftarı ile bölünmez bir bütündür ve siyaset üstüdür.
Altay sadece bir kulüp, bir takım değil, bu şehrin, siyah beyaz eşsiz bir mozaiğidir.