10 kişiyle 1 puan!
Spor Toto Süper Lig'de son haftalarda elde ettiği sonuçlarla kümede kalma yolunda umut tazeleyen Altay, VavaCars Fatih Karagümrük deplasmanından 0-0'lık sonuçla ayrıldı. İki ekibin de yenişemediği maçta siyah beyazlı oyuncu Naderi, 42. dakikada ikinci sarı kart gördü ve takımını yalnız bıraktı
Kenar çizgiyi Serkan Özbalta’ya emanet ettikten sonra bariz bir hareketlenme yaşayan Altay, son dört maçındaki performansı ile yedi puanı cebine koyup Karagümrük karşısına çıktı. İzmir temsilcisinin önceki 17 randevusunda elde ettiği rakamı geride bırakması hafızalarda taze hatırayken Karagümrük önemli bir eşikti kuşkusuz. Ligin en az gol beklentili ve isabetsiz şut çekeni Altay için iş zordu elbet ama üç puan şarttı, iyi futbol ise şu an için rafa kalkmıştı. Olimpiyat Stadı’nda en az hava kadar soğuk, esen rüzgar kadar izleyeni savuran bir ilk yarı vardı. İki ekip de bu zaman diliminde vasatı geçemedi. Takipçilerine seyir zevkini yaşatamadı. İlk yarım saatte daha fazla isabetli pas yapan taraf Altay’dı. Bunun sebebi de kilit nokta orta sahasıydı. Thaciano’nun çevre kontrolü ve Poko’nun dinamik oyunuyla Karagümrük orta alanını geçmeyi amaçladılar. İstanbul ekibi ise soldan getirdiği topları Caner ve Jimmy Durmaz aracılığıyla, Lis’in savunduğu üç direk arasına ulaştırma planı içerisindeydiler. Emre Mor’un hareket alanı bulmaya çalıştığı ve birkaç cılız şut denemesinden ibaret bir ilk yarıydı Karagümrük için. Ön bölgede adam adama markaj ile Altay’ı hataya zorlamaya çabalasalar da verimsiz bir ilk 45’ti onlar için. Siyah beyazlılar adına da rakip savunma ve kaleci Viviano’yu tehdit edici bir santrfordan yoksun olmanın verdiği temposuzluk, Naderi’nin 100 saniye içinde kendini imha etmesiyle 10 kişi kalmanın baskısı, savunmanın bazen yalpalaması ile ortaya oyunun konmadığı bir zaman dilimi oldu. İkinci yarı için kumandasını eline alıp maça yeniden odaklananlar ile ilkini görüp ikincisini merak etmeyenler arasında hiçbir fark yoktu. Çünkü aynı formsuzluk, temposuzluk, düşük vites devam etti. Akan oyunun bu kadar tat vermediği günde duran toplar biraz daha önem kazandı. Maç öyle bir hale geldi ki yapılan onlarca ortada bile bir isabet bulmak çok zordu. Zaman daralıp süre azaldıkça kaslardaki yorgunluk da bariz bir hale geldi. Zaman zaman top oyunda değilken tansiyon yükseldi. Fakat bu yüksekliği kramponların ucundan meşin yuvarlağa aktaramadı futbolcular. Hem İstanbul ekibi hem de İzmir temsilcisinin gol beklentisi de bu şablonda oldukça düşük kaldı. Altay, bu 90 dakikada tehlikeli bölgede çoğalmada sorun yaşadı. Zaten üretim kısıtlıyken, bunu da tabelaya çevirmek elbette o kadar kolay değildi onlar için. Neticede başladığı gibi biten, yavan ve de 90 dakika ekrana bağlayamayan maç başladığı gibi sonuçlandı. Altaylı taraftarlar neticeden mutlu mu, değil mi bilmem ama ilerisi için ışık görebildilerse günün en büyük kazancı bu olur.