Milli Takım, var olan duran top sorununu sanırım üzerine çok düşünerek gereğinden fazla tedbir alarak iyice büyüttü. İlk golde alan savunması yapmadığımız için üstüne Fellaini ve Van Buyten'e ekstra önlem aldığımız için darmadağın olup altı pas içinden golü yedik. İkinci golde bu kez kalecimiz Onur, hiç gereği olmayan bir pozisyonda kalesini boşalltı. Her duran topla Fellaini'nin üzerine giden Ömer, kale önünü boşalttı. Servet, Van Buyten'e yapışarak toptan çok rakibiyle ilgilendi. Bunlar Dünyada hemen herkesin alan savunmasına döndüğü bu günlerde ve bu seviyede yapılmaması gereken hatalar. Zaten işi de burada zora soktuk.
Hiddink'in planı rakibin orta sahada üstün olduğu fikrine dayalıydı. Burayı topa hakim adamlarla doldurup oyunun kontrolünü eline almak istedi. Takımımızın 4-6-0'la oyuna başlaması bundan... Bu planın kötü işlemediğini söyleyemeyiz ancak iki mevziyi kaybettik ve oyun zora girdi.
Santrforumuz yoktu ve Tuncay çok formsuzdu. Zar zor kale önüne getirdiğimiz toplarda sayı çıkaramadık. İkinci olarak da Mehmet Aurelio bildiğimiz formunun çok uzağında olduğu için arkadaşları ön tarafta rahat edemediler.
Bu oyunda ilk yarı boyunca ileride çoğalamadığımız için rakip savunma dörtlüsünü yerinden oynatamadık. İkinci yarıda Semih'in oyuna girişiyle Tuncay da biraz olsun hareketlendi ve rakip savunmayı yerinden oynatmaya başladık.
Önce gol, sonra Hazard'sız olan Belçika'nın Dembele'yi de sakatlıkla kaybetmiş olması üstüne de Kompany'nin atılışı işimizi kolaylaştırdı.
Tüm bireysel formsuzluğumuza rağmen oyun disiplininden kopmadık. Yediğimiz ikinci gol bile buna yol açmadı. Sağlam ve ayakta durup çok zor maçı aldık.