Beşiktaş’ın ilk yarıda en ilerideki oyuncusu çoğu zaman Ernst’ti. Tamamen kendi sahasına yığılmış, rakibi üzerine bekleyen, orta saha ya da savunmada yapılacak hatalardan yararlanıp, kontratakla Galatasaray’ı tek ayak üzerinde yakalamak isteyen bir oyun tarzıydı. Son derece defansif ve kontr atakçı. Bu oyun içinde Galatasaray’a 2-3 pozisyon verip, 2 pozisyon bulup, bir serbest vuruş karambolünden öne geçtiler. Bundan sonrası Beşiktaş için çok kolay olmalıydı. Ancak anlaşılmaz şekilde hem de Sivas’tan rakibin yenik olduğu haberi gelmesine rağmen garip bir oyunla ikinci yarıya başladılar.
İkinci yarının ilk 3 dakikası içinde Galatasaray’a karşı karşıyada 3 kontratak boşluğu bıraktılar. İlk yarıda kapanan takım istediği skoru aldıktan sonra garip bir şekilde açıldı. Mustafa Denizli ve Beşiktaş’ı kurtaran belki oyun tarzını tamamen bozan ve oyunu riske atan değişikliği oldu. Galatasaray galibiyet ararken Emre Aşık akıl almaz bir top kaptırdı, Yusuf da önüne çıkan şansı ikinci kez reddetmeyip golü buldu. Bundan sonra da Beşiktaş oyun başındaki stratejisine skoru korumaya döndü ve pozisyonlar vermesine rağmen maçı kazanmayı bildi.
Beşiktaş bu sonuçla şampiyonluğa büyük ölçüde yaklaştı. Ancak bu istikrarsız oyunları gördükten sonra yazın düşünecek çok fazla şeyleri olduğunu da biliyoruz.