Selçuk’un Galatasaray maçında yaptığına benzer vuruşa Rüştü Almanya maçında Mehmet Topal’ın üzerine çıkması benzeri bir hareketle cevap verince sanırım Denizli’nin planları 11. dakikada bozuldu.
Yine tüm derbilerde olduğu gibi beklenmedik bir onbirle ve oyun anlayışıyla sahaya takımını süren tecrübeli hoca Fenerbahçe’nin oyunu daha önde kabul edeceği bir oyun planlamıştı. Delgado’yu serbest bırakacak, üzerindeki defansif yükü kaldıracak bir mevkiye çekmişti. Yani Beşiktaş’ın en çok eleştirilen oyuncusunu oyun taktiğinin maç stratejisinin göbeğine oturttu. Ancak Fenerbahçe’nin erken golü çok geçmeden karşılık bulsa da maçın psikolojisi Fenerbahçe’ye döndü.
Birbirine çok benzeyen iki diziliş, strateji ve taktik Fenerbahçe’nin kadrosunun daha kolay uygulayabileceği daha alışık bir oyundu. Sarı-lacivertlilerin savunma önünü sadece Selçuk tutmasına rağmen Beşiktaş ileride sadece Nobre ve Delgado’yu kullanmaya çalışınca ev sahibi hiç olmadığı kadar kuvvetli göründü.
Cisse’nin oyundan atılışına kurallar gereği yanlış demek zor. Ancak oyunun ruhu açısından futbola özgü bir tabiri de kullanmak lazım. Bana biraz “ağır” geldi. Dünya’nın tüm liglerini evimizden rahatlıkla seyrediyoruz, bu kartları sadece Türkiye’de görüyoruz.
Ancak Beşiktaşlılar’ın bu kartlara itiraz etmesinin yanısıra üstünde durmaları gereken daha önemli bir durum var. Daha önce kalecisiz 10 kişi kaldıklarında ortaya koydukları “ruh”tan dün akşam eser yoktu. Çok bezgin, mücadelesiz, bolca açık alan bırakan bir oyun oynamaya başladılar. Fenerbahçe bundan bir fark çıkaramadıysa ceza sahası çevresinde yaptıkları yanlış pas ve şut tercihlerindendir. Yine ülke futboluna özgü metafizik bir gerçekle anlatmak gerekirse dün Fenerbahçe’nin rakibi Beşiktaş değil de Galatasaray olsaydı yine tarihi bir fark olabilirdi.
Maçın son dakikalarındaki Beşiktaş pozisyonlarını da Aragones’in ezber değişikliklerine karşı Holosko’nun oyuna girişi neden oldu. Deivid - Ali Bilgin değişikliğinin Alex’in de olmadığı bir oyunda Fenerbahçe’nin ileride top tutma olasılığını tamamen ortadan kaldıracağını bilememek çok anlaşılır değil. Denizli’nin takımı Aragones’in değişiklikleri sonrası oyuna dengeye getirememesine ve Denizli’nin Holosko’yu çok önceden, belki de oyunun başında sahaya sürmemesine üzülmeli.
Sonuç olarak Fenerbahçe yine hayat kurtaran bir üç puanı yine bir ezeli rakibinden alarak teknik direktörünün vadesini uzattı.