Aragones’in bu hırsı yakalamışken Semih, Güiza ve Alex’i birlikte sahaya sürmesiyle fark yaratması mümkün
İki hafta önce Gençlerbirliği maçı sonrası yazımın başlığı ‘galiba bu kadro bitti’ydi. Ortaya çıkan halsizlik ve sıkışmışlık halinin tamamen oyuncularla alakalı, Aragones’ten de bağımsız olduğunu düşünüyordum. O günden bu yana Fenerbahçe bir deplasman maçı oynamadı ama içeride ligin en sert takımıyla oynadığı iki oyunda da bu seneki standardının üzerine çıktı. İki maçta da, en kötü halinde dahi, pozisyonlar verdiği, gol yediği anlarda dahi oyunda denge rakibe kaymadı.
Hem de misal dün farkı yarattığı, oyunu 2-0’a getirdiği dakikalarda olmaz denen bir kadroyla, son derece yumuşak sayabileceğimiz bir 11’le sahadayken. Güiza, Semih, Alex’in üzerine, Emre ve Deivid de sahadayken...
İki hafta önceden buraya gelişte oluşan fark oyuncuların ortaya koydukları karakterle alakalı... Öncelikle Gökhan, Semih ve Uğur’un, özellikle Emre ve Deniz’in, asıl önemlisi artık takımdaki Türkler arasında sayabileceğimiz Alex’in Lugano’ya bu yolda yardım etmeleriyle takım bir anda oyunu 2 yönde oynar oldu. Mehmet Aurelio’dan doğan eksikliği herkes yüzde 20 fazla çabalayarak kapatabildiler nihayet.
Sıra Aragones’te
Şimdi oyuncuların ortaya koyduğu bu karaktere Argones’in de uyması gerekiyor. Fenerbahçe’nin yoluna devam ettiği iki yolda da özellikle zorlu deplasmanlarda başarılı olması İspanyol hocanın dönüşümüne bağlı. Fenerbahçe’nin bu ligde eşi bulunmaz olan yönü ileri üçlüsü. Birbirinden farklı özelliklerdeki 3 oyuncudan birbirine tamamlayan bir ekip yaratmak zor değil. Aragones’in bu hırsı yakalamışken Semih, Güiza ve Alex’i birlikte sahaya sürmesiyle fark yaratması mümkün. Daha doğrusu farkı yaratabilmesi ancak böyle mümkün. Bu savunma kanatlarıyla bunu yapmak orta sahada eksik kalmamak da kolay.
Aragones dün ikinci yarının başlarında uyguladığı planı orta sahada Selçuk’un katılımıyla çok daha dirençli olacak bir orta sahayla yapabilir.
Sivas’ın öncelikli hedefi olan kupada işi zorlaştı. Böyle bir Fenerbahçe’yle hem de iki maç üst üste karşılaşmayı beklemiyorlardı muhtemelen. Ancak ilk yarıda buldukları iki net pozisyonu değerlendirebilseler belki oyunu elde tutabilirlerdi.
Müthiş gol
Bülent Hoca her fırsatta Balili’nin fizik olarak kendisini 90 dakika için hazır hissetmediğini söylüyor. Bu durumu düzeltemezlerse işleri gittikçe zorlaşacak.
Son olarak iki not. Mehmet Yıldız’dan kazanmayı bekledikleri parayı bu yaz muhtemelen Bilica’dan kazanacaklar. Attığı gol son yıllarda bu statta atılmamış güzellikteydi. Roberto Carlos’tan iki sezondur beklenen golü o attı.
Volkan Babacan iki frikik karşıladı, doğru elle uzandığında Mohammed’in vuruşunu çeldi, yanlış elle uzandığında ise yedi.