Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tivi bitti şimdi Digi

Perşembe günü sadece bir futbol ihalesi yapılmadı. Perşembe günü yapılan ihale Türkiye’nin eğlence tekelinin kim olacağını belirleyecekti. Belirledi. Digitürk son 11 yılda elde ettiği bu tekeli vermeyeceğini Mehmet Emin Karamehmet o masaya oturduğu anda açık şekilde ortaya koydu. Ertan Özerdem’in sonradan söylediği gibi molaya gerek duymadan, icap ederse 3 gün orada oturacaklar ve o ihaleyi alacaklardı. Çünkü orada futbol yayınlarını kimin yapacağına değil, Türkiye’de evleri kim eğlendirecek buna karar verilecekti.
Verilen paranın normal olduğunu söyleyenler de var, çok olduğunu da...
Tabii ki bir ürüne bir meblağ ödendiyse o ürünün değeri odur. Basit mantık budur. Küresel ekonomi bu basit mantıktan çökmüş olsun, önemli değil. Biz böyle düşünmeye devam edelim. Geçtiğimiz 10 yılda Avrupa’da 7 yayıncı kuruluş bu mantıkla batmış olsun. O da önemli değil.
Her şey bir yana, rakip çıkan firmaların yaptırdığı fizibilite çalışmalarının söylediği bir önem taşıyor olmalı. Bu raporlara göre 240 milyon dolar sınırdır. Ortaya çıkan rakam bunun neredeyse üçte biri daha fazla...
Hatta daha da artabilirdi. Digitürk sonuna kadar gideceğini en başından ortaya koydu. 240 milyon doların sınır olduğu bir mala 1 milyar doları dahi vermeye kafayı koyan bir şirket varsa, o zaman mevzu sadece futbol yayını değildir.
Türkiye’de %50 izlenme payıyla 2 saat insanları televizyona bağlayan dizilerin kanala maliyeti 300-400 bin dolar civarında. Peki nasıl olur da Trabzonspor-İBB maçının değeri 3 milyon dolar olur? E! maç parayla satılıyor demeyin. Maçın da reklam geliri o kadar değil.
Mesele temelde futbol yayını değildir. Olmadığını Digitürk’ün reklam sloganı zaten aylar önce ortaya koymuştur: Tivi bitti! Şimdi Digi!
Mesele modern anlamda tüketici diyebileceğimiz her bir bireyin ev eğlencesini Digitürk yapmaktır. Ve bu eğlencenin içinde futbol değil, Fenerbahçe ve Galatasaray olmak zorundadır. Bu iki marka hâlâ lokomotiftir. 2.5 milyon Digitürk abonesinden 800 binin Lig TV izlemesine rağmen...
Bu ev eğlence sisteminin şeklinin 10 yıl sonra ne olacağını bugünden tahmin etmek güçtür. Ama işin büyüyeceği kesindir. Muhtemeli, bugün internet üzerinden kullandığımız her türlü hoşluğun ve çok ama çok daha fazlasının bu işe dahil olmasıdır. Ya da tam tersi!
Ama bugün için bakarsak: Bu para en basitinden sokakta tezgahta satılan sahte dvd piyasasından pay kapmak için de verilmiştir. Çünkü artık Digitürk bugün, kutunuzda depolanmış onlarca filmi hem de HD olarak izleme şansı veriyor. Kayıt mümkün, yayını durdurmak, reklamları geçmek, yayını depolamak mümkün.
Kimse bundan 5 yıl sonra o gün vizyona giren bir filmi evinizde seyredemeyeceğinizi iddia edemez. Bu olacaktır. İletişimin doğal gidişatı budur. Hem de 3D, hem de duvardaki LCD’de değil. Salonun ortasındaki sehpanın üzerindeki platformda... Çok boyutlu olarak. Çok mu uçtum? 10 yıl önceyi bir hatırlayın isterseniz.
Mesele sadece ve sadece budur. Yoksa hiç utanmadan çekinmeden söyleyebiliriz ki: Bu lig bu para etmez. Kısa vadede de etmeyecektir.
Yoksa para gelince daha iyi transfer yapılacakmış da, kalite de artacakmış. Hayır! Mantık bugünkü gibi olursa Topuz ve Tabata 8 değil, 20 milyon euro eder. Hepsi bu!

Haberin Devamı

Havuzdan sonrası
Bu müthiş rakam herkesten önce Aziz Yıldırım’ın eseridir. Ben şahsen bu kadar büyüyeceğine inanmıyordum. Yanıldım. Hatta Aziz Yıldırım bile yanıldı. Çünkü çok daha büyük olabilirdi.
Peki ileride ne olur? Baştan söyleyeyim. Umarım bu öngörümde yine yanılırım:
Galatasaray stadını bitirir ve sonrasında ekonomisini toparlarsa. Yani bütçesinde naklen yayın temel bir gelir olmaktan, elzem olmaktan çıkarsa...
İşte o gün havuz dağılır. Ya da bugünkü nispeten adil bölüşümün var olması için bir sebep kalmaz. Çünkü bugünkü durumun temel nedeni Fenerbahçe’nin havuzu, yani diğerlerinin de yüksek gelir almasını istemesi. Para Galatasaray’a gideceğine diğerleri arasında bölüşülsün fikri. Bu yüzden Fenerbahçe daha fazlasını alabilecekken bundan feragat ediyor.
Yarın Galatasaray da Fenerbahçe’nin durumuna gelirse 321 milyonun 200’ünü ikisi bölüşür. Geri kalan da diğerlerine kalır. İspanya’da olduğu gibi.

Haberin Devamı

Kupa eziyeti
Galatasaray, Denizli’nin hem de Belediyesi’yle kazansa ne olur, kaybetse ne yazar bir maç oynuyor. Tam karşısında da Europa Cup’taki rakibi Atletico’nun maçı var. Görevim olmasa Madrid’e bağlanırım. Niye kalayım?
Aşık olduğumuz spora mecburiyet hissettirmeyin rica ediyorum. Kupa böyle olacaksa, olmasın! Gerçekten olmasın.
Ya da elemeli olsun. İlla bu aylarda bir maç yoğunlu olacaksa, bari Mini dünya formatında kupası ama baştan sona elemeli yapın. Son 32’den ya da 16’dan sonrasını da Antalya’ya toplayıp çarpıştırın. 4 ya da 5 maçta bitirin işi. Heyecanı düşünebiliyor musunuz?
Bir de şu can sıkıcı maçlara bakın! Yapmayın, böyle yapacaksanız hiç yapmayın!

Haberin Devamı

Erman Hocam yorumlarrrr!
Kulüpler ‘Erman Toroğlu gitsin malın değerini düşürüyor’ diyorlar.
Anlamadıkları Erman Toroğlu’nun bir neden değil, bir sonuç olduğu:
-Transfer miktarlarını şişirip kulübü kendisine borçlandıranlar varsa, Erman Hoca olmak zorundadır.
-Amigolara bilet dağıtanlar varsa Erman Hoca olmalıdır.
-Alt yapıdan 10 yılda 1 oyuncu bile çıkaramayanlar varsa Erman Hoca şarttır.
-Yayıncının kablolarını kesiyorsanız Erman Hoca’sız olmaz.
-Oyuncularınız derbiden önce, daha ısınırken birbirine giriyorsa Erman Hoca lazımdır.
-En büyük derbinizi en iyi hakeminize değil, en otoriter hakeminize veriyorsanız Erman Hoca orada olur!
-Dünyanın parasına transfer yapıp sonra parasını ödemeden yollayanlar, parasını ödemediği için oyuncuyu kaçıranlar varsa, FIFA’da Türkiye dosyaları odası açılacak hale gelindiyse Erman Hoca son sözü söyler.
-Her türlü hatasını hakem yiyerek kapatanlar varsa Hocayı Allah başımızdan eksik etmesin.
-Ülkenin statları eşeği bağlasan durmaz haldeyse Erman Hoca olmalıdır.
-Gazeteci tokatlayan başkan, oyuncu tekmeleyen teknik adamlar hâlâ işlerini güle oynaya yapıyorsa, Erman Hoca güvencedir.
-‘Beni seçmezseniz ertesi gün 50 milyon dolarımı alırım’ diyen başkana Rekabet Kurulu ‘hoop orada dur bakalım’ demiyorsa Hocam lazımdır.
-Şike dosyalarınızı Almanya patlatıyorsa Erman Hocasız olmaz.
- Ve tüm oyuncularınız maç sonrasında rakibin ve hakemin elini sıkıp duşa gitmek yerine ‘akşam Erman Hoca yorumlar’ diye yalvar yakar oluyorsa, Erman Hoca yorumlarrrrr!
Önce siz bunca parayı doğru harcayacağınıza bizi ikna edin. Sonrasını düşünürüz.
Erman Hoca bir sebep değil, sizin yaptıklarınızın ve yapamadıklarınızın sonucudur.