Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sadece savunma dörtlüsüne kalmış bir savunma ve sadece Arda’ya kalmış bir hücum gücü. Galatasaray’ın orta sahasındaki dengesizlik herkesin kendi başına var olduğu bir oyun yapısı oluşturuyor. Ve ortaya çıkan da işte bu. Her koyun kendi bacağından asılıyor. Takım olmak biraz uzak bir hayaldi Bursa’da...


Skor terse dönünce savunma biraz daha öne çıkıp oyuna katılıyor ve oyun alanı daraldığından yardımlaşma ‘mecburen’ artıyor, oyuna girmeye niyeti olmayanlar bile giriyor. Ancak bunun da sakıncası büyük. Savunma topla çıkarken hata yaptığında ya da ileride top kaptırıldığında var olan dar alanın biraz sahte olduğu ortaya çıkıyor. Önde basmak, ribauntlara (ikinci toplara) girmemek rakibin kolay çıkmasına yol açıyor.
Hele de rakipte dünkü Yusuf Şimşek gibi bir oyuncu olunca işler iyice içinden çıkılmaz oluyor.
Lincoln’ün, Galatasaray için ne ifade ettiğine ve Yusuf’un, Bursa için anlamını dünkü maçı seyrettikten sonra görmek kolay. İki çok çaba sarf etmeyen ve takımdan ayrı oynayan virtüözün katkıları arasındaki fark çok derin.
Samet Aybaba’yı, Yusuf’tan yararlanma şekli nedeniyle tebrik etmek gerekiyor. Adriano ve Sercan’ın, Yusuf’ın paslarına verdikleri mükemmel tepkileri de. Ancak son vuruşlardaki kekeleme Bursa’nın belki de tarihi bir sonuç almasını engelledi.
Sonrası ise garip. Aybaba’nın yaptığı değişiklikler sonrası (belki de özellikle sahanın en iyilerinden Mustafa Sarp’ın yorulma süreciyle aynı zamana geldiğindendir) Bursa maç başındaki şahane oyun disiplinini bozdu. Hem hücum hem de savunma yönünde. Orta sahada onlar da yumuşadılar ve Galatasaray basit koşularla tehlikeli bölgeye inebilir oldu. Yine orta sahasızlardı, ama daha iyi oyuncuları vardı.
Bunda Meira’nın iyi bir orta saha oyuncusuna dönüşmesinin de payı büyüktü tabii.
Ancak burada da Bursa’nın yığılı savunmasını açması beklenen Arda-Lincoln’den parlak işler gelmedi.
Bursa sonuna kadar hak etti. Ama maç sonundaki düşüşlerinin sebeplerini de iyi araştırmalılar.