Belirli bir fiziki ilerlemeden, zaman zaman uygulanan organizasyonlardan bahsedebiliriz. Ancak Fatih Terim’in yedek kulübesinde şikayetçi olduğu konuda herhalde iyileşme sağlayamadık. Savunmada topu oyuna sokarken hücum pozisyonunu almakta, bir takım olarak hareket etmekte zorluk çekiyoruz.
Bu problemi sadece savunma oyuncularının pas hataları olarak algılamamak lazım. Takımın geri kalanının oyuna yayılışı ya da hareketlenmesi o kadar aksak ve eksik kalıyor ki, topu oyuna sokacak olanlar seçenek bulmakta çok zorlanıyor. Temel sıkıntımız bu...
Çek Cumhuriyeti ve Portekizlilerle, bu tip bir organizasyonsuzlukla mücadele etmek çok zor olur. Terim’in oyuncularına verdiği, “Yerden ve ayağa oynayın, pas yapın” talimatı güzel bir oyunu amaçlasa da, bizim çok alıştığımız bir futbol değil. Terim zor yolu tercih ediyor, sadece kazanmak değil, iyi oynamak istiyor. Bunun için daha katedilecek çok yolumuz var. Nokta santrforlu (Pivot) bir oyundan bu kadar çabuk kopmak ve bu seviyede bu oyunu oturtmak kolay olmayacak.
İşin iyi yönüne gelince; özellikle ikinci yarının başında bu oyunu başarıyla oynadığımız, topu ileride tuttuğumuz sürece rakibi zorladığımız anlar da oldu. Nihat, Yıldıray gibi silahlarımızı böylece kullanabildik.
Ancak bu oyun sadece hücum ya da sadece savunmayla oynanamıyor. Savunmadaki top yapma zaafları bu oyunun sürekli olmasını ve rakibi baskı altına almamızı engelledi. Terim, cebinde eski bildik planı tutarak bu oyunu bir hafta daha deneyecek. Hangisini uygulatacağını ise herhalde Finlandiya maçından sonra karar verecek.