Fenerbahçe geçen yıl Anderlecht’i 3. Ön eleme turunda geçerken yine çok az pozisyon vermiş ve 3-0’lık toplam sonuçla turu atlamıştı. 2. maçta savunmanın önünde Deniz ve Aurelio oynuyordu. Kezman’ın arkasında ise Alex ve Deivid.
Çarşamba akşamı MTK’ya karşı sahaya çıkan 18 kişi arasında yukarıdaki 4 oyuncunun 3’ü yer almadı. Sakatlık, transfer ve hoca tercihi sebepleriyle.
Peki eldeki oyuncu havuzu nasıl? Guiza ve Alex’in oynaması bir zorunluluk. İlkinin transferinin büyüklüğü ikincisinin takım için önemi açısından...
Bu yapıda, Deivid’in yokluğunda skora etki edebilecek alternatif oyuncu Semih. Çünkü her ne kadar Kazım kendisini aşan işler yapsa da gol noktasına yakın oynamayı, basit olmayı bu seviye için tam olarak yapamıyor... Bu denklemde Aragones’in çarşamba akşamki 11’le sahaya çıkmak dışında çok fazla bir alternatifi zaten yok. Yani eldeki durum İspanyol hocayı bu kadroya zorluyor. Tek değişiklik Emre’nin Uğur ya da Selçuk’un yerine 11’e girmesi olabilir ama bu da takımı çok yumuşak yapar. Dolayısıyla ortada bir seçim yok, bir zorunluluk var.
Semih kesilemez
Yıldırım yönetimi bu sene yine çarpıcı transferler yapmış olsa da, oluşturdukları kadro dengesinin ortaya koyduğu ideal kadro bu. Misal Burak’ın daha yok kat etmesi gerek. Emre devamlılık sorununu aşmalı vs.
Yani aslında ortada bir Aragones değişikliği değil, bir kadro değişikliği var. Emre’nin oyunu Selçuk tipinde bir oyuncu olmadan iki taraflı oynayıp oynayamayacağı soru işareti. Alex’in iki yönlü oyunda 90 dakika oynayıp oynayamayacağı da.
Bu yüzden bu iki oyuncunun denk bir rakibe karşı birlikte sahaya çıkmaları ancak Semih’in oyundan kesilmesiyle mümkün olacak. Bu artık çok mümkün değil. Hakkında ‘nöbetçi golcüden beleşçi’ye kadar hakkında söylenmedik şey bırakılmayan “Genç Semih’in” daha bu lafların üzerinden 4 ay geçmeden ülkenin en iyi santrforu olarak nitelendirilmesine yol açan ‘uluslararası’ performansından sonra bu zor. Uğur’un yerine Emre’nin sola geçişi, bunun hem bir rütbe tenzili oluşu hem de Carlos’la ikisinin işinini defansif anlamda zor olmasıyla zor. Kazım’ın yerine girebilir mi? Bakın bu da pek mümkün değil gibi.
Bu bağlamda Fenerbahçe’yi şöyle bir sıkıntı bekliyor. Guiza- Emre-Semih ve Alex’in birlikte oynamasının bugünkü şartlarda imkansızlığı. Bununla da bitmiyor Alex’in bulunduğu mevkide sıkı orta sahalara karşı ne verebileceği de sıkıntılı. Dolayısıyla Emre eski Emre’ye dönebilirse bu 4’lüden 2’si kulübedeki cevherler dönüşebilirler.
Ya da tabii başka bir ihtimal daha var. Aragones’in özellikle Alex ve Emre’yi dönüştürebilmesi ve onlardan başka oyuncular çıkarabilmesi. İşte o zaman Avrupa Şampiyonluğu kadar büyük bir iş yapmış olur ve o zaman Fenerbahçe Zico’nun Avrupalısını aşabilir.
Oyun mekanizması
Fenerbahçe topu ayağında tutmayı başarıyor. Bu MTK karşısında olduğu için küçümsenecek bir durum değil: Çünkü alan oyununu bilen ve sert bir rakipti MTK, ama oyuncu kalitesi yeterli değildi. Heyecanlıydılar aynı zamanda. Bir zamanların Türk takımları gibi.
Fenrbahçe’nin bir diğer dikkat çekici özelliği Euro 2008’de başarılı olan tüm takımları iyi yaptığıydı. Acil uzun toplar. 2004’ü Yunanistan’ın kompakt savunması kazandıktan sonra geliştirilen bu silahı Fenrbahçe de fena kullanmıyor. Rakip yerleştiğinde 10 kişiyle saldıracağına, yerleşemeden mesafeyi kat et ama 2 kişiyle rakip kaleye git. Ders bu...
İnsanı bunalıma sokan hem alan hem de adam adam savunma oyununu artık böyle aşmaya çalışıyor büyükler. Chelsea de, Manchester da, Real de...
Aragones çarşamba akşamı ilk yarıda bunu iyi uygulattı ve gol vuruşlarında yeterli olmasa da Guiza bu yönde çok iyiydi. Bu büyük başarı. Maç 2-0 geldikten sonra baskınlar da iyiydi. Ancak eksik olan rakibin kapandığı bölümde ceza sahasına girecek işlerdeki zayıflık oldu. İlk maçta da bunun sıkıntısı yaşanmıştı. Semih ileride çapa görevini iyi yapsa da Alex’in ona uzak kalışı Kazım’ın ayağında topu çok gevelemesi sorun. Guiza iyi dolaşsa da onu görmekte zorlandılar. Uyum çözüm getirir.