Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe ilk yarı deplasmanlarını dün itibarıyla bitirdi. 8 maçın 6’sını İstanbul dışında oynadı ve bunlarda sadece bir galibiyet alabildi. Konyaspor’a karşı.
İç sahada sadece derbilerde beraberlik almış, geri kalan tüm maçlarını kazanmış bir takımdan bahsediyoruz. Sami Yen’deki Kasımpaşa ve Olimpiyat’taki İBB maçlarını da buna katabiliriz.
Bu tabloda ortaya çıkan şu ki; Fenerbahçe seyircisi kendi takımını, rakibi ve hakemleri baskı altına almadıkça bu takımın maç kazanması çok güç.
Bu neden olabilir?
Fenerbahçe içeride ve dışarıda sürekli bir set oyunuyla oynamaya çalışıyor. Dün de bunu yapmak istedi. Rakip doğal olarak 8 oyuncuyla iki kademede ceza sahası önüne yığılıyor.
Fenerbahçe içeride oynarken özellikle ilk yarılarda Alex ve Niang’ın yanına fazlasıyla ekstra adam sokuyorlar. Emre ve Cristian da dahil olmak üzere herkes hareketli oynuyor. Dolayısıyla rakip savunmanın sabit olarak kontrol edemeyeceği bir hareketli yapı ortaya çıkıyor. Ama dışarıda Gökhan Gönül dışında kimseler 3. bölgeye gitmiyor. Hareketli pas oyunu sıfırlanıyor.
Alex kalabalıktan kaçıyor. Niang kalabalıkta kaybolduğu için top almaya geri geliyor. Ancak arkadan hiçbir sürpriz oyuncu bu bölgeye dalmadağı, sol kanat hiç kullanılamadığı ve sağda Mehmet Topuz teknik olarak Gökhan Gönül’e hiç destek vermediği için rakibin sekizli savunması neredeyse hiç zorlanmıyor.
Fenerbahçe evinde yaptıklarının hiçbirini rakip sahada yapamıyor yani. Tabii ikinci yarıda fizik olarak düşmek dışında.
Dolayısıyla dün de sahada görülen rakibi delme girişimi içeremeyen sürekli bir set oyunundan ibaret oluyor.
Böyle bir takım karşısında Ümit Özat’ın basit, ama etkili planı işe yaradı: Özetle, ilk yarıda kendi ceza sahası önüne yığılıp yığılıp, ikinci yarıda Fenerbahçe fizik olarak iyice düşünce birkaç kontr ataktan tehlike yaratmayı amaçladı. Sestak’ın harika performansıyla kaybetmeleri mucizeye bağlı bir maçtan galibiyet çıkarabildiler.
Fenerbahçe açısından bu garip durumdan çıkış yolu açık. Eğer arkadakiler bu kadar garanti ve hareketsiz oynayacaklarsa, öndeki hücumcu sayısını artırmak lazım.
Yani, Emre, Selçuk, Cristian gibi bir 3’lü orta saha önünde Semih, Alex, Niang gibi hem santrfor hem orta saha özellikli oyuncuları değerlendirmek daha akılcı olabilir. Fenerbahçe nasıl olsa kanatlarını ancak Gökhan Gönül’ün formu kadar kullanabiliyor. Şu Dia-Stoch-Topuz fantezisinden dış sahada vazgeçmek gerekli.