Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Almanlar için böyle bir şey söylemek ulusal futbol karakterlerine uygun olmamakla birlikte, bir Ballack takımından bahsettiğimiz kesin. Sadece yetenekleriyle değil, en fazla koşan ve en fazla ikili mücadeleye giren bir liderden bahsediyoruz. Şampiyonlar Ligi finali sonrası bir zenginler kulübünde ruhu eksik bir takımda oynamasına rağmen hüngür hüngür ağlayabilen bir oyuncudan. Ballack, Alman Milli Takımı’na karakterini veriyor. Tabii ki başka önemli oyuncuları var. İki Polonya asıllı hücumcudan Podolski skora katkı yaparken, 23 yaşında profesyonel futbola geçen ve başlı başına bir Hollywood senaryosu hayatı yaşayan Klose de hücum organizasyonunu kuruyor.
Ballack’ın yanında Frings oynadığında savunmanın yaşadığı sıkıntılar azalıyor. Metzelder ve Mertesacker büyük takım oyuncuları olsalar da özellikle Metzelder’in bu sezon çok az oynamasından kaynaklanan organizasyon sıkıntıları var. Lahm’ın hem sağ hem de sol kanatta hemen hemen aynı hücum performansını sergiliyor olmasına rağmen, bıraktığı boşluklar Almanya kalesine inmenin en ideal yolu gibi gözüküyor.
Joachim Löw’ün, Fenerbahçe tecrübesinde de uyguladığı topla oynayabilen oyuncuları rakip yarı sahada organize etme stratejisi devam ediyor. Gol aradıkları bölümlerde savunmalarının arkasına inmek bu strateji nedeniyle çok da zor ihtimal değil. Naçizane burada yapılması gerekenin orta sahada onlarla kora kor bir mücadeleye girmek yerine, tek toplarla özellikle de ters toplarla, hemen ceza sahası çevresine inmek olduğunu düşünüyorum. Tabii tüm bunların üzerine konuştuğumuz takım Türk Milli Takımı olunca çok fazla bir manası yok.
Bu turnuvaya karakterini veren L’Equipe gazetesinin başlığıyla ‘Ölümsüz Türkiye’ şampiyona boyunca sadece 10 dakika önde oynamasına rağmen yarı finale çıktı. Üç kez son dakikada maç kazandı. Üç kez geri döndü. Ve bugün antrenman yapacak oyuncu sayısı 11-12. Fatih Terim de seçim yapmayacak. Kim cezalı ya da sakat değil onlar oynacak. Her zaman iyi geri dönüş yapan Almanlar’dı. Hiç yılmayanlar ve Lineker’in ünlü sözünde olduğu gibi 90 sonunda kazananlar... Ancak bu işin kralını biz yapıyoruz. Artık sadece umudumuz yok. Daha fazlası var ve asıl önemlisi Dünya üzerindeki hemen herkesin Türkiye’nin her skor dezavantajından geri dönebileceğine ikna oluşu. Bilmiyorum ama, sanki finalde gibiyiz.