Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başlıktaki 4 kelimeyle maçı anlatabiliriz aslında. Bazen bir cümle, bir slogan her şeyi anlatır ya, işte öyle bir maçtı.
İçinde şımarıklık olmayan bir şov...
İçinde doyasıya yaratıcılık olan bir iş disiplini...
İçinde stresten eser olmayan sıkı bir düzen...
Bir an dalmadan oynanan rahat bir maç...
Dün Galatasaray bence sezonun en güzel hamlelerinden biri olan mor formasıyla bir formalite maçını şehrin en güzel eğlencesine çevirdi.
Rakibi sahada 5 kişiymiş gibi rahat top çevirdi ve hücum yönünde hemen tüm varyasyonları denedi. Uzun süredir hücum alanını bu kadar geniş kullanabilen bir Türk takımı görmemiştik. Arda, Keita, Barış, Nonda ve özellikle Aydın (altını kalın kalın çizerek hem de) muhteşem bir ekipti.
İsraillileri bu kadar eksik ve edilgen yapanın ne olduğuna iyi bakmak lazım... Önce harika bir pas otomatiği. Buna rakip çözüm bulmak istediğinde çok kolay oyunun yönünü değiştirebilme kapasitesi (2. golde Aydın’ın attığı şahane pas 10 asist gücündeydi). Bunun üzerine harika bir çalım gücü.
Herkes bunları çoki yi yapan bir takımın parçasıydı. Ancak herkesten çok Aydın. Avrupa kampının sonunda artık Galatasaray macerasının bitmek üzere olduğunu düşünüyordum. Ama Netanya karşısındaki iki maçta gösterdiği muhteşem performansı ancak “kendi çapında bir Messi” olarak tanımlayabilirim.
Umarım bu performansı sürekli olur. Çünkü Türk futbolu uzun süredir onu bekliyor.
Dün Galatasaray rakibin gücü ne olursa olsun, rahatlığı, iştahı kontrollü oyunu ve keyfiyle lige değer katacağını açık olarak bize gösterdi. Üstelik cepte daha çok oyuncu var.