Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Portekiz’in savunma kanatlarını da dahil edebileceğimiz  hücum gücüne karşı yaptığımız en iyi iş her daim en az ikili kademe yapabilmek oldu. Bu başarının en iyi örneği Marco’nun özellikle Ronaldo’nun çalım girişimlerinde, karşılayıcı oyuncunun arkasına aniden sarkarak onun tüm çabalarını boşa çıkarmasıydı. Bunun dışında tempoyu istediğimiz gibi düşük tutmak da önemli bir başarı oldu. Buraya kadar her şey güzel...
Ancak iki başka örnek de tüm iyi niyetimize rağmen ne kadar kırılgan olduğumuzu gösteriyor.
Gole gelmeden, en çok çalıştığımız ve en önemsediğimiz silahlarımızdan biri olan duran kornerlere bakalım. Her kornere gidişimizde Portekiz üç hızlı oyuncuyu orta çizgiye dizdi. Biz herhalde 2 kişinin ileride beklemesini planlıyorduk ki, Kazım’ın ceza sahası içinde hücuma dönük mü yoksa savunmanın bir parçası olarak mı kalacağına karar veremeden oyunun sonunu getirdik. Scolari sadece 3 oyuncuyu bizim kornerlerde kontr silahı olarak kullanacağını göstererek önemli silahımızı bertaraf etti.
Ve gelelim şu kademe işine. Başarıyla yaptığımız doğru. Ancak savunmadan çıkan ilk oyuncuyu karşılayacak kimse bulamayışımız da enteresan. Pepe’nin (sahanın en iyilerindendi) organize oyunda ilk ileri çıkışında bu kadar boş bir verkaça girişinden bahsim. Nihat’a göz açtırmamanın yanı sıra, skora etki edişi insanı kıskandırıyor. Biz yılın Avrupa’da en formda forvetlerinden Nihat’ı onun çabasının da etkisiyle kullanamaz, pozisyona sokamazken, markajcısının golüyle yenilmemiz üzücü olan.
Genç, ama çok tecrübeli rakiple oynadık. Ve 2 maç daha var. Buradan çıkacak 4 puanın yetebileceğini unutmayalım.  Yeter ki, Kazım (disiplin davranışları dışında) ve Servet’in seviyesine biraz daha yakın duralım.