Lincoln’ün, Trabzon’a götürülüp, Bülent Korkmaz’ın yanında 90 dakikayı tamamlamasını doğru okumak gerekiyor.
Bunu sadece futbol gerçekleriyle ya da Lincoln’le Bülent Korkmaz arasındaki ilişkilerle anlatmak mümkün değil.
Yani madem götürüyorsun, neden oynatmıyorsun? Yetmez!
Oynatmayarak kimi cezalandırıyorsun? Bu da yetmez.
Lincoln’e ihtiyacın varken, cezayı da kesmişken oynat... Olmaz!
Perşembe oynatacaksın, o zaman şimdi oynat... Bu da kesmez.
Galatasaray’da bir Lincoln sorunu var. Ama sorun Bülent Korkmaz’la Brezilyalı arasında değil.
Sorun Lincoln’le diğer herkes, Lincoln konusunda diğer herkesle yönetim arasında.
Bülent Korkmaz, Lincoln’ü Trabzon’a götürüp yanında oturtarak Lincoln’e mesaj vermiyor. Diğer herkese mesaj veriyor.
Yönetime, taraftarlara ve oyunculara...
‘Kimsenin, Lincoln’ün bile bir ayrıcalığı yok’ diyor. Yönetime, kimseyi şımartmayın; oyunculara, kimseyi şımartmam diyor.
O oynayacak durumdayken sahaya 4.5 aydır oynamayan Hasan Şaş’ı sürerim, ama yine de kaybetmem diyor. Herkesin futbol değeri var, ama kimse vazgeçilmez değil diyor.
Yani mesajlar Lincoln’e değil. Lincoln’den şikayetçi olan futbolculara, Lincoln’e tapan taraftara, her davranışını her ne şartta olursa olsun sineye çeken yönetime.
Bülent Korkmaz’ın manevrasını böyle okumak lazım.
Doğru ya da yanlış, uygun ya da değil ama manevra budur.
Yılın futbolcusu
Sezon sonu yaklaşıyor. Ödüller de havalarda uçuyor. Her hafta birileri birilerine ödül veriyor. Kim neden veriyor? Niyet iyi mi yoksa reklam amaçlı mı, ayırt etmek çok zor. Geçen gün ataryemez.com’dan Cüneyt Karakaya haklı olarak yazmıştı. Niyetler çoğu zaman iyi olmuyor ve biz de bu ödülleri alıp TV’de göstererek bazı reklam peşindeki art niyetlilere de zaman zaman alet oluyoruz maalesef. Bu ödül işinin tek iyi yönüyse istihdam ve ekonomi yaratması. Çünkü bayağı büyük bir şilt sektörü var neresinden baksanız. Ancak ne olursa olsun bu işin bir düzene girmesi lazım.
Neyse odaklanalım. Daha önce de defalarca yazmıştım. Ve bu iş olana kadar da yazmaya devam edeceğim. Biz spor yazarı/yazanı/yorumcu/yorucular kaç kişiyiz bilmiyorum. İşin emektarı muhabir arkadaşları da katarsak bayağı bir insan eder. Bir de derneğimiz var. Bu derneğin yıllardır neden bir organizasyonla yılın enlerini seçmediğini anlayamıyorum. Neden bu kadar fikir beyan eden adam bir oylama yapıp yılın oyuncusunu teknik adamını seçmez bilmiyorum.
Bu hem prestijli bir ödül olur, hem ödül eren TSYD’ye prestij kazandırır. Hem de asıl önemlisi hâlâ eksikliği hissedilen TSYD Kupası’ndan elde edilen gelirden belki daha fazla bir sponsorluk geliri elde etmek mümkün olur.
Bizimkiler bu işe el atmayacak biliyorum. O yüzden Ülker’e, Turkcell’e, Avea’ya, Vodafone’a yapıyorum çağrıyı. Siz hazırlanıp TSYD’ye gidin. O zaman belki kabul ederler.
61. dakika
Bu ‘plakadan dakika bayramı’ icadını Bursa mı çıkardı, Ankaragücü mü, bilmiyorum. Ama nasıl bir saçmalık olduğunu herhalde anlatmaya gerek yok.
Aksaray baştan beri şehir olsa kafadaki 4 şehir hariç herkes bir sıra kayacaktı. Ancak nasıl oluyorsa bu sayılar bugün kutsal numara muamelesi görüyor. Hele de Trabzon’da. Sağolsunlar Galatasaray maçında bir korner geç atıldığı için tüm spor medyası bu işe nihayet el koymaya karar verdi. Sanki bugüne kadar bu sorun Trabzonspor’un başını ağrıtmamış gibi.
Trabzon’da maçlar 3 devre oynanıyor sezon başından bu yana. 45. dakikada hakemin düdüğüyle devre bitiyor, 61. dakikada da seyircinin gümbürtüsüyle. Trabzonspor bundan zarar görüyor. Üstüne üstlük bu durum Trabzonsporluların şiddetle savundukları bir fikre de ters. Ne zaman Trabzonspor’dan Trabzon diye bahsetsem bir itiraz gelir mutlaka. Bu kulüp sadece şehre değil Türkiye’ye dünyaya aittir derler haklı olarak. Çünkü Trabzonlu olmayıp Trabzonsporlu olanlar vardır, hatta çoktur. O zaman neden plaka no’sunu kutluyor Trabzonsporlular?
Sezon başından bu yana bu kutlamanın yanlışlığını, zararını anlatmaya çalışıyorum. Ve çok ağır tepkiler de aldım. Ama artık herhalde herkes uyanmıştır duruma.
Yıllarca kutlanacak bir şampiyonluğa hâlâ çok yakın Trabzonspor. Bu saçmalığa artık bir son verilmeli.
Krizle mücadele
Ekonomik kriz nedeniyle gelecek yıl Anadolu takımları için saha kenarı reklamı bulmak çok zor olacak. Forma reklamı ise neredeyse imkansız. Forma için yapılabilecek bir şey yok. Ama saha kenarı reklamlarını havuza dönüştürmek şart. TFF bu konuya el atmalı. Şampiyonlar Ligi örneğinde olduğu gibi Turkcell’in yanına ligin yan sponsorlarını almak lazım. Tüm statlarda saha kenarlarına aynı reklamları koyarak burada da bir havuz oluşturmak ve ‘diğerlerinin’ de bundan yüksek kâr sağlayabilmesi mümkün. Büyükleri ikna etmenin zor olduğunu sanmıyorum. Onların gelirlerini düşürmeden de diğerlerinin gelirlerini yükseltmek yapılabilecek bir şey. Yoksa seneye iş ekonomik anlamda çok zorlaşacak.