Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Maçın başından sonuna kadar düşündüm. Bu iki takımda eksik bir şeyler vardı, ancak tam tanımlamak mümkün olmuyordu. Alan paylaşımı, oyun merkezi vs vs. Bir dolu laf edebilirsiniz, ama tam tanımlamak mümkün olmuyor.
Nihayetinde sorunun değil de, çözümün peşine düşmeye karar verdim.
Takımları şöyle bir karıp kartları bir kez daha dağıtsak. Ya da yeniden ‘adam alsak’ duruma açıklama getirmek ise mümkün olacak.
Özetle iki ilk 11’den şöyle bir karma yapsak: İvan, Yobo, Dani, Gökhan; Topuz, Murat Ceylan - Orhan Gülle; Alex - Semih Sosa... Kaleciyi de siz seçin, ama benim adayım dün itibarıyla Karcemarskars!
Bu takım hem çabuk hem de hızlı olanların karması. Top ayaklarına geldiğinde önceden ne yapacağını biraz olsun bilenler. Dolayısıyla yüksek ritimle şablon uygulamayı öğretmeniz kolay. Geri kalanların bir öğrenme sorunu olduğu açık. Tamamen doğaçlama oynuyorlar. Ancak doğaçlama özgürlüğü verebileceğiniz bir yetenek yok ortada.
İşte bu seyir keyfi açısından bir çözüm olabilir. Dolayısıyla ligin şu andakinin yarısı kadar takımla yapılmasının daha iyi olabileceğine kadar gidecek bir fikir silsilesini kurmak mümkün. Bunu burada keselim ve biraz gerçeğe bakalım.
Fenerbahçe, A.Gücü yenilgisinden sonra herkes topun arkasına stratejisiyle sahadaydı. Antep, maçın başında biraz kanatları zorlayıp başarılı olamayınca, göbeğe döndüler ve uzaktan şut denediler. Maç boyunca hep aynı kalabalık arasında eriyen ya da sonunda uzaktan vurulan akınlar gördük.
Dolayısıyla, seyirciden çok az ses çıkaran bir maçtı. Son 15 dakikada Antep yığılmaya karar verip, özellikle Topuz yorulunca, Fenerbahçe duvarı gevşedi. Ve ilk kanat akınında Serdar çok güzel bir gol attı.
Artık oyun doğaçlamaya ve her yönlü Antep kontralarına uygundu.
Siz gollerin dakikalarına ve skora bakmayın, kolayca kazandılar.