Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sezon Aykut Kocaman’ın, Alex’i isteyip istemediği üzerine bir tartışmayla başlamıştı. O onu sevmiyor. Diğeri gitmek istiyor vs. Hep beraber bunu tartışıyorduk.
Sezon şu anda Alex’in Türkiye’ye geldiğinden bu yana her anlamda en iyi olduğu ‘kış’la devam ediyor. Alex her zamankinden daha golcü, her zamankinden daha savunmacı, her zamankinden daha lider.
Buna Alex’in, Aykut Kocaman’a karşı ya da Aykut Kocaman’a rağmen veya Aykut Kocaman’la birlikte kazandığı bir başarı diyebilirsiniz.
Ancak bunun Aykut Kocaman’ın teknik direktörlüğünde kazanılmış bir başarı olduğunu ne kadar uğraşsak reddedemeyiz.
Bu Alex, Kocaman bir Alex...
Başa dönersek, Fenerbahçe, Matteo Ferrari oyundan atılmadan da maçı kazanacak pozisyona gelebilecek duruma ulaştı. Orta sahada daha savaşçı daha sert ve yıpratıcıydı. Her ne kadar Schuster geçtiğimiz birkaç maça oranla daha dirençli ve iki yönlü bir orta saha kurmuş olsa da birlikte oynamamışlık Fenerbahçe’yi daha iyi yaptı.
Dolayısıyla Quaresma dışında bu yapıyı aşan pek olmadı. O da fazla bencil olunca sürekli gol arayan konuk ekip oldu ilk yarıda. Kocaman Alex’in markaj altında oluşunu Dia’yla değerlendirdi ki, bu genel teşhis açısından doğru bir karardır. Fenerbahçe tüm akın organizasyonlarını kendi soluna döndürdü.
Fenerbahçe’ye yakın tarihte gelmiş yabancılar arasında fiziksel özellikler açısından en özel oyunculardan biri Dia. Toplu/topsuz müthiş bir sürati var. Neredeyse baş döndürüyor.
Ancak dün bir kez daha görüldü ki, yetenek ve soğukkanlılık açısından ülkeye gelmiş en geri oyunculardan biri de o (Alex’e asistine rağmen). Şutu neredeyse yok, pası son derece zayıf. Dün tüm maç boyunca topu rakip savunmaya nişanlaması, bire birlerde hiç kafasını kaldırmadan Rüştü’ye vurduğu toplar inanılmazdı. Rüştü’nün başarısı bir kenara Senegalli çok erken oyunu koparabilirdi. Onun 6 kez yapamadığını Ekrem bir seferde yapınca maç bir anda dengeye geldi.
İkinci yarıda Beşiktaş’ın baskısını Fenerbahçe’nin kesemeyişi ilginç. Bu belki de Emre’nin “Şimdi bu maçta bir kırmızı kart görürsem beni perişan ederler” yumuşaklığından düşen orta saha performansından olmalı. Durumu zor kabul etmek lazım.
Düşen Fenerbahçe orta sahasında oyunun ev sahibi lehine çözülmesine yol açan ise Almeida’nın Dia’vari performansıydı (sanırım artık herkes Bobo’nun daha iyi olduğuna ikna olmuştur).
Ferrari’nin atılması sonrası durumu ise Kayseri’ye yedek stoper götürmeyen Kocamanvari haliyle Schuster’e mi sormalı, yoksa o kartı sorumsuzca görene mi? Schuster bir adım öne geçiyor sanırım. Hem Alex’in markajını boşalttı hem de savunmayı. Alex’i Kocaman yapan biraz da o...