Hemen her an topa sahip olup çok az şey üretebildik. Rakip, takımımızı hiç zorlamadı ama biz de pek kendimizi zorlamadık. Tartışmalı reklam kampanyasının kahramanları isteksiz değillerdi. Tatile çıkmış gibi de değillerdi. Ama bir şeyler eksikti. Tam da o reklamda bahsedilen şey. Rakibi şaşırtan, aman vermeyen bir futbol değildi bizimki. Biraz yumuşak kaldık. Son darbeyi vurmak konusunda çok istekli değildik. Halbuki şartlar bunun için hazırdı.
Terim’in 4-3-3/4-5-1 varyasyonu savunma kanatlarının da hücuma katılmasıyla rakip alanda fazlalık yaratan bir yapı. Azerbaycan oyunumuzu kabullenince neredeyse hiç 4-5-1’e dönmeden, savunma göbeÄŸindeki Ceyhun -Eren ikilisi dışında tüm unsurlarıyla ileri yığılan bir takım olduk. Ama bu oyunun mutlak gerekliliÄŸi olan tempolu top çevirme, oyunun yönünü hızla deÄŸiÅŸtirip rakibi eksik bırakma iÅŸlerini çok ender yapabildik. Arda oyuna girmeden önce sadece Nuri’nin zaman zaman yaptığı giriÅŸimlerle, ters toplarla ÅŸans bulabildik. Â
Rakip 10 kişi kaldığında iş değişti tabii. Bu kez amansız olduk. Kart öncesinde Vogst’un Rus futbol geleneğinden gelen Azerilere alan oyununun modern versiyonunu öğretmekte hiç zorluk çekmediğine de şahit olduk bu vasıtayla. Kolayca kanatlara inip çok adamla ceza sahası içine girdiğimizde dahi çok az gollük fırsat verdiler takımımıza.
Ama ne olursa olsun 10 kişiyle oynamak için zor bir rakiptik. Azeriler hücum yönünü hiç düşünmeyince Terim rahatlıkla tüm hücum oyuncularımızı sahaya sürdü. Çünkü rakip hiç tehditkar değildi. Öyle ki İbrahim Üzülmez 3 net pozisyona girip birinden de sayı çıkardı.
Sonuç olarak oyuncularımızı tebrik etmek için yeterli neden var. Kısa tatilin 1 haftasını çalan bu gerekliliği tartışılır milli maçta beyin olarak tatile girmemiş olmaları takdire şayan. Sezonu bitirmemişlerdi ve akıllar kumsallarda değildi. Yani bizi ve stadı dolduran Kayserilileri sıkmadılar.