Son dakikalar, Galatasaray - Bursa maçında olduğu gibi büyük takım seyircisinin ‘bitsin’ ıslıklarıyla geçti ki, diğerleri için ne keyif...
Mustafa Denizli’nin takımının ilginç yönü; savunmasının genelde yerlilere - sözüm Nobre’den dışarı - hücumunun ise tamamen yabancılara ihale edilmiş olması. Gole yakın yabancıların, artık oyundan biraz daha fazla keyif aldıklarını ve mümkün olduğunca özgür bir oyun oynadıklarını söylemek mümkün. Yerlilerin oyunu arkadan destekleyebildikleri sürece ilerideki yaratım artıyor. En azından dün akşam durum buydu. Girdikleri az sayıdaki pozisyondan büyük bir yüzdeyle gol çıkararak oyunu 1-3’e getirdiler.
Ancak maçın 0-2 oluşundan sonra ligin en az gol atan ve pozisyona giren takımı Hacettepe karşısında kapıldıkları edilgen oyun da bir o kadar dikkat çekici. Hacettepe çok rahat bir şekilde orta sahada top yapıp özellikle Beşiktaş’ın sağından çok ama çok rahat rakip kaleye indi. Ekrem ve Tello’nun tuttuğu bu alanın Sivok ve Ernst’ten de yardım almasına rağmen bu kadar yumuşak kalışı dikkat çekiciydi.
Bunun sebebi de skor başarısının sebebiyle aynı gibi: Öndekilerin biraz fazla eğlenceye dalıp, özgürlüklerini fazlasıyla kullanmaları. Burada skoru tutanın da hakkını vermeli. Hakan Arıkan, temel kalecilik hatalarını, belki de üzerindeki baskı sebebiyle yapıyor olabilir, ama güçlü refleksleri var ve reaksiyon zamanı da çok iyi.
Dolayısıyla dün Beşiktaş’ı skor olarak önde götüren de takım performansından çok oyuncu kalitesi gibi.
Yoksa takım mükemmeliyeti olsa, oyunun 2-0’dan 2-1’e gelmesine belki göz yummak zorunda kalabilirsiniz, ancak ikinci kez aynı şeyin olmaması gerekir. Oyunun 3-1’den 3-2’ye gelmesi sonrasındaki baskı, rakip Hacettepe’yken oluyorsa durup, düşünmek gerekir. Dün yine son dakikalar Galatasaray - Bursa maçında olduğu gibi büyük takım seyircisinin ‘bitsin’ ıslıklarıyla geçti ki, diğerleri için ne keyif...
Ancak ne olursa olsun, henüz hedeften 3 hafta uzaktayken 23. haftada zirve puanının yakalanmış olması da Denizli’nin beklediğinden bile iyi bir gelişme. Geçen hafta da söylemiştim. Hocadan korktum ben!