Bu performans Galatasaray ve Korkmaz’ın tercih ettiği ya da mecbur kaldığı savunma oyununu kutsamış oldu
Baros’u besleyen Kewell ve Lincoln... Ve onları arkadan destekleyen Barış, Ayhan ve Mehmet Topal üçlüsü... Kadroda ne kadar eksik olsa da kağıt üzerinde son derece parlak bir hücum gücü.
Kendi kariyerinin en golcü sezonunu yaşayan Baros, formuyla yeniden İngiltere gündemine gelen Kewell, herkesin sevgilisi Lincoln. Arkada milli bir ikili ve Barış. Bu ekibin istendiği gibi işleyemeyişinin 2 temel sebebi var: Öncelikle ideal kadrodan (en azından Emre Güngör sakatlandıktan sonra Hakan’ın göbeğe geçmesiyle) kimsenin yerinde olmadığı savunmanın yarattığı güvensizlik duygusu önemli. Öyle ki, bu duygu Topal, Ayhan ve Barış’ı hücumu desteklemekten çok savunmanın parçası olmaya itti.
İkinci ve asıl önemli sebep ise, Skibbe döneminin gerisinde kalan pas organizasyonu oldu. Topu ileride tutmak Galatasaray için artık kolay değil. Böyle bir hücum ekibi, böyle bir teknik üstünlüğe sahipken, topu bu kadar rakibe bırakmanın nedeni bu olmalı.
Bu kadar eksik bir savunma hattına gereğinden fazla yük bindirdiler. Bülent Korkmaz’ın bu konuda bir gelişme sağlamaktan çok bir gerileme yaşadığını artık söyleyebiliriz.
Bu oyuna gayet uygun bir hücum hattıyla sahada olan Büyükşehir’in de ününe yakışır bir pas trafiğinde olmaması şaşırtıcıydı. Galatasaray’ın bu kadar edilgen olduğu bir oyunda bu kadar standartlarının altında kalmaları garip... Topa tehlikeli bölgede sahip olsalar da rakibi delen işleri sadece Erman’ın driplingleriyle yapabildiler. Bu her yönüyle enteresan yeteneğin, şut/pas/orta seçeneklerini bu kadar kötü kullanması takımının skor bulmasını engelledi. Dolayısıyla bu performans Galatasaray ve Korkmaz’ın tercih ettiği ya da mecbur kaldığı savunma oyununu kutsamış oldu.
Ancak hepimiz çok iyi biliyoruz ki, ne bu oyun doÄŸru, ne de Galatasaray’ı hedefe ulaÅŸtırması kolay.Â