Guus Hiddink teknik direktör olduktan sadece bir sene sonra Avrupa’nın zirvesine çıkmıştı...
İstanbul’a da Şampiyon Kulüpler Kupası Şampiyonu olduktan 2 sene sonra gelmişti... Hollanda tarihinin en fazla şampiyon olan teknik direktörü olma yolculuğunu yarıladıktan hemen sonra.
Yurt dışına çıkmaya karar verip, en batıdan en doğuya gelmişti Avrupa’da. Hem coğrafi ve hem zihinsel anlamda...
Hiddink kısa Türkiye macerasında çok şey yaşadığını, çok şaşırdığını, çok tuzağa düştüğünü yazdı kitabında da, verdiği röportajlarda da. Hep bunu anlattı.
Yaşı yetmeyen hatırlamaz. Hiddink kendi jenerasyonun Pep’iydi bir nevi...
Türkiye’de çalışmaya karar vermiş bir Pep...
Muhtemelen, insani olarak İstanbul ve Türkiye onda bir nevi Anelka etkisi yapmıştı. Hani Anelka, “Ben Türkiye’de bile yaptıysam...” anafikirli onca cümle kurdu ya! Sanırım biraz öyle...
Gerçi Hiddink, Türkiye’de yapamamıştı. İspanya’da Hollanda’da, hem Hollanda hem Avustralya’da. Hem Kore hem Hollanda’da, hem Rusya hem İngiltere’de hep zirveyi bulduktan sonra, bir finale karar verdi.
Kariyerinde başaramadığı tek hedefle emekliliğine hak kazanmaya niyetlendi. İstanbul’da başarılı olmak için ülkesinden çıkmıştı. Türkiye’yle başarılı olmak ve kariyerini böyle noktalamak üzere İstanbul’a döndü. Yarım bıraktığı işi bitirmek gibi bir huyları vardı bu cins adamların...
Kendine güveni sonsuzdu. Şimdi durum nedir bilmiyorum!
Almanya’ya neden kaybettin diye linç edilmek üzereyken takımı Azerbaycan’a kaybetti.
20 yıl sonra yine şaşırdı. O maçla ilgili ‘Rezalet’ deyişi bundan.
Türk Milli Takımı’nda başka birisi tarafından muhtemelen yedek bırakılacak bir ‘Mesut’ oyuncu tarafından yıkılmıştı. Türkiye liglerinde yer almak için yırtınan ama yer bulamayan Azeriler tarafından da devrildi.
Dün en güvendiği, en güvenebileceği oyuncunun, Emre’nin, sıradan bir hazırlık maçında “yine her zamanki gibi delirip” saçma bir kırmızı kart görmesiyle kaderine 20 yıl sonra yeniden şaşırdı.
Dünden sonra açıkça konuşmak lazım: Hiddink’le artık çok zor olur...
Zaten; onunla konuştuklarımıza bakılırsa kulüplerde yeterli antrenman yapılmadığını söylüyor...
Teknik olarak oyuncularımızı “Ok” olarak niteliyor. İyi ya da harika değil, ok...
75 milyondan çıkanlar değil 3 milyonluk Almanya Türk topluluğuna gidiyor sürekli. (Ekici ve Hamit en iyiler olsa da)
Muhtemelen yarın da bir milli maçta kulüp tezahüratı yapılmasından şikayet edecek.
Kabul edelim. Onun başladığı işi bitirme inadına kapılmayalım.
Hiddink’le olmaz.
Yol yakınken vazgeçelim.