Beşiktaş maçı için verdiğim yazıyı, dünkü maç için de verebilirim. Temel itibariyle değişen bir şey yok. Beşiktaş maçında becerikli, akıllı ve iş bitirici oyuncularıyla rahat sonuca giden Galatasaray hücum hattına, bu kez Panathinaikos savunması da yardım etti. Hem bireysel hem de organizasyonlarıyla.
Kısaca durumu şöyle anlatabiliriz. Panathinaikos dün kendi kalesine bir gol attı, bir de asist yaptı. Maçın başında Galatasaray’ın dört kişi ile hızlı rakip kaleye inişi oyunun dengede olduğu sürece nasıl geçeceğini gösteriyordu. Ten Cate maç öncesi basın toplantısında Galatasaray savunmasının zaaflarından bahsetmiş olsa bile bu pozisyon ve sonrasında gördük ki, Panathinaikoslu defans oyuncuları Galatasaray’ın hücum organizasyonunu durduracak seviyenin çok altında.
Aynı pozisyon içinde önce sol kanatta çöktüler, sonra da topu Elano’nun önüne bırakan yine bir Yunanlıydı. Bu erken golün ardından Galatasaray’ın kontrataklarını yapması muhtemeldi. Öyle de oldu. Yunanlılar savunmadan top çıkarmakta çok zorlandılar. Çok top kaptırdılar ve Süper Lig’in sonundaki takımların seviyesinde oynadılar. Galatasaray’ın top yapmasına, oyunu kontrol etmesine gerek bile kalmadı.
Sarp ve Topal ağır kaldı
İkinci yarıdaki değişikliklerin ardından Mehmet Topal ve Mustafa Sarp’ın yavaşlamaları ve oyundan biraz kopmalarıyla Panathinaikos topa sahip olmaya ve rakip kaleyi zorlamaya başladı. Önden yeterli desteği alamayan eksik savunma, açıklar vermeye başladı. Bu bölümde gördük ki Serdar Özkan’a fazla haksızlık etmişiz. Son topları Yunanlılar da pek iyi kullanamadılar. Kullandıklarında da Leo Franco tek başına bir savunma oldu.
Bu bölümde Galatasaray’ın özellikle sol kanadından kontratak girişimleri oldu. İlk yarıdaki kadar kuvvetli değilse de Panathinaikos’un savunmayı çok önde kuruşu Galatasaray’ın orta sahaya organizasyonu çok iyi olmasa da rakip alanda hızlı hareket etmesini ve boşluk bulmasını sağladı.
Sarriegi’nin önce bir hamle hatasından ikinci gol geldi. Ardından Elano’nun serbest vuruşunu ilginç bir hamle ile kalecisini saf dışı bırakarak topu filelere yolladı ve maçı kopardı. Artık maç bitmiş olmalıydı. Ancak Galatasaray’ın orta sahada topu tutup oyunu soğutmadaki eksikliği Panathinaikos’u yeniden devreye soktu. Kabul edelim ki biraz son vuruş becerisi ile buldukları bir golden fazlasını da yapabilirlerdi.
Galatasaray eksiklerine rağmen müthiş hücum gücüyle oynadığı her maçı parıltılı bir zafere dönüştürüyor. Ama düzeltilecek çok şey var.