5’i Umut’tan gelen, 6 net gol girişiminde Hakan bugüne kadar onda görmediğimiz bir soğukkanlılıkla parladı
Oyunu şöyle özetleyebiliriz: Hakan’a 10 üzerinden 8 vereceksek, Beşiktaş’ta 4’ü hak eden iki oyuncu Ernst ve Ferrari olabilir.
Hakan Arıkan, tamamen savunmaya odaklanmış, 90. dakikaya kadar rakip kaleye sadece 2 kez gidip kaleye 1 şut atabilen takımının en iyisiydi. Ernst’in, Türkiye’de patenti Ceyhun’a ait olan olağanüstü şutuyla gelen gol dışında gönüllü bir etkisizlik içindeydi.
Ancak bu savunma öncelikli oyun Trabzonspor’un bolca pozisyona girmesini engellemedi. Arka dörtlünün hemen önüne 3 oyuncuyla yığılmalarına rağmen Trabzonspor’un doldurt boşaltvari erken ortalarından dahi pozisyon yaşadılar. Sıkı sık duvar paslarıyla delindiler. Kaptıkları topları iyi çıkaramadıkları, kaptırdıkları için de ne kontr yapabildiler, ne de baskından yırtabildiler.
5’i Umut’tan gelen, 6 net gol girişiminde Hakan bugüne kadar onda görmediğimiz bir soğukkanlılıkla parladı ve takımını ayakta tutan yegâne adam oldu.
Normal şartlarda büyük takımlar böyle bir kaleci performansıyla kendilerine gelip gelip direnç kazanırlar, ama Beşiktaş aksine rahatladıkça rahatladı ve kalecisine yaslandı. İlginçti.
Hugo Bross’un baskının iyice arttığı dönemde Alanzinho’yu alışı mantıklı ve rakibin işini zorlaştıracak bir hamleydi. Ancak çıkan oyuncunun Selçuk oluşu bu değişikliğin etkisi azalttı. Üstüne hiç gelemeyen bir rakibe karşı risk alabilir, savunma özellikli oyuncu eksiltebilirdi.
Bunun dışında ne Belçikalı’da ne de takımda eleştirecek çok fazla bir şey bulmak mümkün değil. Rakibinden çok daha organize ve 2 yönlü bir takımdılar. Ve bu yenilgi böyle bir oyun dengesinde sadece futbol denen bu harika sporda olur.
Son olarak:
1-Sonuç ne olursa olsun böyle bir performansın ardından ‘yönetim istifa’ diye bağırmak ayıptır.
2-Ve bu oyun Fatih Tekke’nin dönüşünün başlangıcıdır.