Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İbrahim Kaş’ın dışarıda kalması, onun gençliği, kadronun durumu açısından anlaşılabilir.
Halil ve Yıldıray’ın dışarıda kalmalarının da futbolda karşılığı olabilir. Ancak bunun bir kriz yaratmayacağını söylemek de saflık olur.
Yıldıray, 2002 Dünya Kupası’nın en önemli oyuncularından biriydi. Şampiyonlar Ligi finali oynamış bir tecrübe ve Milli Takım kadrosunun Nihat ve Emre ile dünya çapında en çok tanınan oyuncusu. Onun yokluğu sadece Türkiye’de değil, Almanya’da da büyük bir şok olacak. Alman basınında büyük bir yer bulacak.
Halil ve Yıldıray’ın kadro dışı kalmasının gurbetçiler üzerindeki etkisi de büyük olacaktır. Uzun vadede gurbetçi oyuncuların Türk Milli Takımı’nı seçmelerinde negatif bir psikojik etki yaratacaktır. ‘Yıldıray’ın dışarıda kaldığı bir Milli Takım’da ben nasıl varolabilirim ki’ fikrinin doğması kadar normal bir şey olamaz. Bunun kısa vadedeki etkileri ise şöyle olabilir.
Buradaki Milli Takım taraftarı, İsviçre’deki taraftarının da çoğunluğunu oluşturacak. Burada iki hazırlık maçında gördük ki, nasıl Trabzon’da Gökdeniz ve Fatih Tekke, nasıl Ali Sami Yen’de Hakan Şükür, nasıl Fenerbahçe Stadı’nda Semih daha fazla sevgi görüyorsa, burada da gurbetçi oyunculara gösterilen sevgi daha fazla. Bu iki marka oyuncunun dışarıda kalışı seyircide de ufakta olsa bir moral bozukluğu yaratır.

Haberin Devamı

Hamit etkilenecektir
Halil özeline gelince, onun yokluğu insan ilişkilerinin belki de en yakını olan tek yumurta ikizi yakınlığını da gözetmek lazım. Fatih Terim’e yardımcı olan psikolojik danışmanlar herhalde Hamit’in nasıl etkileneceğini Terim’e söylemişlerdir. Futbol açısından bakarsak ise Hakan Şükür, Ümit Karan, Mehmet Yıldız ve Gökhan Ünal’dan sonra Halil’in dışarıda kalması, ne yaparsak yapalım, tartışılacaktır. Kaçırılan her gol bir kriz demek artık.
Türk Milli Takımı finale kalsa ve orada kaybetse bile, Yıldıray’ın ve yukarıdaki isimlerin yokluğu tartışma konusu olacak. Kadroda kalanları tartışmak onlara haksızlık olur. Ama gidenlere hakkını vermezsek de şık olmaz.
Bütün bunları bir kenara bırakın sadece şu gerçek bile buradaki psikolojiyi anlatıyor: Fatih Terim kamp başından bu yana “Dışarıda kalan oyuncuların da bizimle sonuna kadar kalmasını istiyorum” demişti.
Ancak Yıldıray, Halil ve İbrahim, Fatih Terim’in bu konudaki açıklaması yapılırken, kampı terk ettiler. Umuyorum bu durum iyi idare edilir.