G.Saray’ın orta saha imparatorları birer futbol işçisi olduklarını hatırlayınca takım değer kazandı
Arda ve Lincoln gerçek birer orta saha oyuncusu gibi oynadılar. Uzun süredir ilk kez. Üstün yeteneklerini bir kenara bırakmadan. İsviçre maçındakinden belki daha iyi bir Arda (şahane oynamasının yanı sıra Di Maria’yı sıfırlaması ayakta alkışlanmal) ve Schalke’deki Lincoln gibi...
Ayhan’ı artık anlatmaya gerek yok. Onun kişisel tarihinin anlattığı, ‘futbolda olmayacak hiçbir şey yok’.
Gaziantep’teki virtüöz Ayhan’ı hatırlayın. Sonra Beşiktaş’ta gerileyen oyuncuyu. Ve bunca yıl sonra şimdi bu muhteşem orta saha performansını... Vücudunu harika kullanan, şut deneyen, harika paslar atan tam bir orta saha oyuncusu. Ümit Karan da bu üçlüye - santrforda ya da ortanın solunda, nerede olursa, oyunun iki yönünde çok yardmcı oldu.
Böyle parlak iki yönlü bir orta saha performasınız olunca bu kadro değeriyle Avrupa’da parlamak zor değil. Baros ve Ümit Karan orta sahayla öyle bütünlemiş oynadılar ki, bu oyun neredeyse futbolun ‘kızıl elmas diyebileceğimiz 4-6-0’ydı. Herkes orta saha, herkes hücum. Böyle bir oyunda kaç santrforunuzun olduğu sizin hücum gücünüzü belirlemez. Dün akşam Galatasaray’ın savunma hattı hariç her oyuncusu orta saha her oyuncusu hücumcuydu. Tüm o lig deplasmanlarından sonra bunu sahasında hiç kaybetmemiş Benfica’ya karşı yapabilmek neresinden baksanız ilginç.
Suazo, Reyes, Aymar, Di Maria vs. Bu hücum gücünü orta sahasından koparan yukarıdaki ekip olunca, Galatasaray savunmasının hiç de söylendiği gibi kötü olmadığını da görmüş olduk. Sabri hiç düşünmeden ileri çıkabilmesine rağmen savunmanın ilk yarıdaki 2 pozisyon dışında hiç açık vermeyişi, sorunun savunmada olmadının en net kanıtıdır. Galatasaray’ın orta saha imparatorları aslında birer futbol işçisi olduklarını hatırlayınca takım değer kazandı. Eğer bu bilinç sürerse, söylenen hedef muhtemeldir.