Dün öne çıkmış rakibe karşı sadece bir pozisyona girebilmeleri ve biri gol olan 3 net pozisyon verip sürekli baskı yemeleri büyük bir hayal kırıklığı
Bülent Korkmaz da, Ertuğrul Sağlam da orta sahada sıkı basan bir oyun istemişler belli ki. İlk yarıda savunma önceliğiyle rakibe alan bırakmayan oyunları da kurmayı bildiler. Bir tarafta Volkan-Sercan Tadeu, diğer tarafta Baros, Kewell Lincoln’ün beceri ve farklılıklarına ihale edilmiş bir skor arayışı vardı.
Ancak bu farklı özelliklere sahip tehlikeli hücum hatları, bu sıkışmış alanlarda farklılıklarını ortaya koyamadılar. Sercan ve Baros hiçbir şey yapamazken Bursaspor’un inanılmaz kale önü hataları maçı bir anda Galatasaray’a çevirdi. Kewell’ın sert ortası ve Aydın’ın takipçiliği övgüyü hak etse de ilk golde Volkan Bekiroğlu’nun ikinci golde de Ivankov’un başrolde olduğu aşikâr.
Sonrasında hikâye tanıdıktı. Galatasaray skor avantajını ele aldıktan, 2-0 olduktan sonra oyunu tutamadı. Bordeaux maçında 3-1’ken, Kocaeli maçında 1-0’ken de aynı sıkıntıları yaşamış olmalarının üzerinde durulması gerekiyor. Bir büyük takımın evinde rakibi açılmaya zorlayacak skora ulaştıktan sonra oyunu istediği gibi yönlendirememesi büyük bir zaaf.
Dün öne çıkmış rakibe karşı sadece bir pozisyona girebilmeleri ve biri gol olan 3 net pozisyon verip sürekli baskı yemeleri büyük bir hayal kırıklığı. Bunun sebebi sanırım maça orta alanda yüksek ritimde bir presle başlamaya çalışmaları. Hem kadro yapısı hem de bu fizik kondisyon seviyesiyle bu oyunu oynadıklarında çabuk yoruluyorlar. Hem de pozisyon zenginlikleri çok zayıf kalıyorlar. Bülent Korkmaz bu kadrodan çok çabuk çok fazla şey istiyor gibi.
Şunu söylemek lazım ki, her ne kadar efsanevi bir maç olsa da Bordeaux karşılaşmasında da durum buydu.
Dün Bursa iyi oynayamadıkları ilk yarıya rağmen Ali Sami Yen’den puanla ayrılabilirdi. Bülent Korkmaz ise oyunun hakkından fazlasıyla Almanya’nın kuzeyine gitmenin mutluluğunu yaşıyor olmalı. Ancak sanırım Hamburg’da en iyisi Skibbe’nin planına dönmek. Kontrollü oyun, dengeli enerji sarfiyatı.