Salzburg evinde Villarreal’i 2-0 yendi. Rapid, Celtic deplasmanından 1-1’lik beraberlik aldı. Bundan önce Hamburg’a evinde 3 atmıştı. Tek Austria Wien istenen sonuçları alamıyor. Sturm’u 2008 öncesi hareketlenen ve hâlâ da ivmesi fena olmayan Avusturya futbolunu bilerek yorumlamak lazım. Sturm bir maç eksiğiyle bu ligin 3.’sü.
Sahayı çok iyi paylaşan, savunma yaparken takım olarak oyunu iki yönlü oynayabilen vasat üstü ekip. Savunmada topu ele geçirdiklerinde soğukkanlı olabilen ekip. Bu yüzden çok faul aldılar, çıkarken etkili oldular ve Galatasaray’ın baskısını sürekli olmaktan çıkardılar. İlk yarının sonundaki gole bakın. 6 Galatasaraylı oyuncu deliler gibi geri koşuyor ama herkes aynı yere koşuyor. Topu sola çıkardıkları anda herkes açıkta kaldı. İşte bu temel eksiklik...
Galatasaray’ın bu tip bir takıma karşı öne geçemediği her dakika pozisyon vermesi beklenir. Çünkü sarı- kırmızılıların açık alanda rakibi sindirebilecek birebir savunma yapabilen tek futbolcusu Servet. Ve buna rağmen oyun iştahını dizginleyemiyorlar. Çok keyifli bir oyun ortaya çıkıyor, ama riskler de ortada.
Rakipten ne kadar iyi olursanız olun. Skor açısından sıkışmadıysanız kontrolü elden bırakmamalısınız. Dünya devleri de böyle oynuyor. Güçleri yetmediğinden değil. Kimse kazaya kurban gitmek istemiyor.
Kontrol oyununun mantığı şudur. Baros tonla kaçırabilir. Hakemle sorun yaşayabilirsiniz, ama eninde sonunda bir tane atarsınız. Atamazsanız, beraberlik de puandır. Galatasaray’ın oyun mantalitesinde bu yok. Kaçırdıkları zaman da verdikleri açıklarla iş zorlaşıyor.
Şu bir gerçek... Eğer Arda’nın golü geçerli sayılsa, Galatasaray kontr oyuna girebilir ve farkı büyütebilirdi. Ama oyunu başından sonuna keyifli bir kumara çevirdiler. Herkes gibi ben de çok keyif aldım. Ancak bu oyunu kumara çevirirseniz, rakip 2 valeyle de parsayı toplayabilir.
Futbol kumar değildir.