Naçizane bir önerim olacak. Maçları izlerken ara sıra uygulayacağınız bir teknik... Oyun süresince belirli bir süre sadece takımlardan birine bakın! Diğer takımı silin, hiç görmemeye çalışın. Hiç sahada yoklarmış gibi... Emin olun yararlı bir deney olacak. Takımların ve rakiplerinin işleyişi hakkında birçok ipucu almak mümkün olacak. Başka bir bakış açısıyla oyunu görebileceksiniz.
Dün Ankaragücü’ne kendi ceza sahası içinde ve çevresindeyken baktığınızda son derece dikkat çekici bir durum göze çarpıyordu.
Çok hareketsizlerdi. Hatta neredeyse duruyorlardı. Ligin standardının da altındaydılar. 9 kişiyle kendi ceza sahalarının çevresinde öylece duruyorlardı.
Hayır o 1960 hikayesinden bahsetmiyorum. Ceza sahasında kapanan ilk takım onlar değil... Daha önce de böyle savunma yapan takımları çok gördük. Ancak onlar kadar sabit, hareketsiz bir savunma ekibi çok zamandır görmemiştim.
Bu durum onlardan çok Beşiktaş hakkında birşeyler anlatıyor. Quaresma ve Gutisiz Beşiktaş belki yine baskı kurdu, rakip yarı alana yerleşti. Ancak rakip savunmayı yerinden oynatacak çok az aksiyon yapabildiler.
Bu tip bir oyun için olmazsa olmaz, en sağdan en sola hızla topu çevirebilme yetisidir. Bu tip katı bir savunmanın bağlarını koparmak ancak böyle mümkün olabiliyor. Beşiktaş Guti’sizken bunu yapmakta zorlanıyor.
Serdar Özkan’ın kendi standartlarını aşarak attığı ilk dakika golünden sonra, ev sahibinin bu kadar basit bir planla Beşiktaş’ı durdurabilmesi ilginç.
Ancak asıl ilginç olan dün Beşiktaş’ın transfer politikasındaki çatlakların biraz daha net gözükmesi oldu. Bobo’yu ve Ernst’i, Yusuf’la birlikte Beşiktaş’a son 2 yılda en fazla etkiyi yapmış 2 oyuncuyu yedekte bırakan bir transfer politikasının doğruluğunu tartışmak lazım. Sağ ve sol kanadını, savunma göbeğini modifiye etmek varken Necip ve Ernst’in olduğu bir yere bunca oyuncu almanın mantığını ne kadar düşünsem çözemiyorum.
Bu çerçevede Hiddink’e sordum güldü: Sizden bilen birileri varsa söylesin. Topal’ı yollayıp, onun yedek bıraktığı adamı Necip’i kessin diye Türkiye’ye getirmek nasıl bir iş, ben anlayamıyorum.
Dün yılın en kötü Beşiktaş’ını izledik. Kiev maçı için fazlaca endişe verici bir oyun.