Geçen hafta oyunun merkezinde olan Delgado dün defansif görevlerle donanması gereken bir mevkideydi. Denizli’nin de dengesi bozuk anlayacağınız
Denizli’nin hem defansif hem de oyunun kurulumu açısından en güvendiği oyuncu Sivok...
Önce kendi kalesine attığı gol sonra da kırmızı kartla Denizli’nin şampiyonluk iddiasına derin bir darbe vurması ne garip!
Ama daha garip olanı Ankaraspor’un onca net şanstan yararlanamayıp, Rüştü’ye takılıp (maçın en iyisiydi) Sivok’un kendi kalesine attığı gole muhtaç kalması sanırım. Sivok dün hem Denizli’nin hem de Kocaman’ın dramını en güzel anlatan isimdi.
Her şeyi iyi yapıp gole uzak kalan, son pas - şutu yapamayan deplasman takımının golcüsü oldu. Denizli’nin de en güvendiği, göreve geldikten sonra en çok etkilendiği oyuncu olarak yanlış tercihler yaptı.
İki takımın kadrolarına baktığınızda ortalama bir Türk futbol seyircisi olarak fazla hücumcuya sahip olan Beşiktaş’ın hocasını cesur ve kazanmak isteyen, 6 defansif oyuncuyla sahaya çıkan Kocaman’ı da korkak ve beraberliğe yatan olarak sınıflandırabilirsiniz. Ama sürekli bindiren Erhan’ı ve maçın en çok pozisyona giren oyuncusu olarak Hürriyet’i görünce bu ezberden kurtulmak gerektiği de açıktır.
Mesele sıfatı hücumcu olan oyuncuları çoklukla sahaya sürmek değil, oyunun merkezini ileri taşımak. Beşiktaş düşük pas yüzdesiyle geride kalırken, Ankaraspor bu açıdan rakibine fark atarak üstünlük sağlamayı bildi. Ama pozisyonlardan yararlanamayınca hak ettikleri kadar büyük bir galibiyet alamadılar.
Her şeyi bir kenara bırakın... Aslında her şeyi Delgado’nun durumu anlatıyor. Geçen hafta rakibinin üstüne gelmesini beklemesi gereken, savaşçıları sahaya sürmesi lazım gelen Beşiktaş’ta, Denizli oyunun merkezine Delgado’yu yerleştirmişti.
Bu hafta Delgado defansif görevlerle donanması gereken bir mevkideydi. Denizli’nin de dengesi bozuk anlayacağınız. Takımın en yetenekli ve en fazla şey beklenmesi gereken adamının yuhalanmasına yol açan bu durum Denizli’yle alakalı değil... Adresi taraftar zaten gösteriyor...