G.Saray’ın savunması hariç her bölgesinde ufak ufak da olsa ilerleme devam ediyor
Çok değil 6 ay evvel bu maç için tribünlerdeki yerinizi almış ya da televizyonun başına geçmiş olsanız kıran kırana, şahane bir maç izleyeceğinizi bilirdiniz ve seyrederdiniz de.
Ama 6 ay sonra geçen yıl şampiyonluğu son haftada kaybeden Sivas, Bucaspor kadar dahi rakibini zorlayamadı. Böylece, sezon başından bu yana sadece Fenerbahçe maçında göremediğimiz Galatasaray’a özgü o futbol iştahına gerek olmadan ev sahibi oyunu kazanabildi.
Bu yüzden, yani Sivas’ın kekeme ve üretimden uzak oyunu nedeniyle Galatasaray’ın, Kadıköy travmasını atlatıp atlatmadığını söylemek mümkün değil. Ancak bu kötü dönemi kartlar hariç kazasız atlatmaları yarışta var olmanın parlak bir işareti olarak değerlendirebilir.
Oyuna Nonda’nın rakip için bezdirici soğukkanlılığı ile önde başlamaları, diken üzerindeki Sivas’ı en başından nakavt etti. Takımın onunla birlikte en standartlı oyuncusu Sabri önünde Keita’nın yerine Arda’yla başlamasına rağmen yine vasatındaydı. Ama bütün iyi niyeti ve çabasına rağmen Arda’dan Keita çıkmadı. Hücum dinamizmi anlamında eksiliği dolduran Kewell’dı. Nonda çıkınca bir dönem Liverpool’da da olduğu gibi Avustralyalı’nın santrfora geçmesi mantıklı. Tek santrfor olarak Baros ve Nonda ayarında olması zor olsa da hemen ‘olmaz’ etiketini takmamak lazım. Onu bir de arkasında Elano ve iki yanından da Arda ve Keita’yla izledikten sonra karar vermek lazım. Ben Rijkaard’a aynı fikirdeyim. Nonda’dan sonra eldekilerin en iyisi o.
Son olarak. Galatasaray’ın savunması hariç her bölgesinde ufak ufak da olsa ilerleme devam ediyor. Ancak oyunun merkezinde bir duraklama var. Sarp, Topal, Ayhan, Linderoth, Barış vs. Orta alanı iki yönlü oynaması gereken oyuncuların oyunu kurmada belli bir hızın üzerine çıkamayışı hem savunma hem de hücum anlamındaki sorunun kaynağı olduğunu söylebiliriz. Belki bu hücumdakilerin yardımda eksik kalışlarındaki tedirginlikten. Bilemiyorum. Ama Rijkaard’ın çözmesi gereken asıl sorun bu.