Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Büyüklerden birisinin taraftarıysanız şunu sorun kendinize:  Çarşamba akşamı sahaya çıkan kadro takımınızın ideal kadrosu olsa ligde ve Avrupa’da takımınıza ne kadar güvenirsiniz?

Bu takım şampiyon olur mu

Sakatlık kaynaklı eksiklerden sonra özellikle de Tuncay sakatlanınca sıradan bir takıma dönüştük. Özellikli oyuncular ama hepsi hakkında soru işaretleri var. En parlak en üstün yetenekleri olana bakalım. Arda sürekli kendisini aşıyor, güveni artıyor. Fakat çok ‘ama’sı var. Ona ayrıca bakacağız.
Bu kadro şartlarında, rampaya oturmuş geleceğe fırlatılmayı bekleyen fizikli ve alan savunmasını iyi beceren Belçika’ya karşı çok kötü olduğumuzu söyleyemem. Ama farkı yaratacak ne kişisel ne de takım halinde bir şey ortaya koyabildik. Böyle bir takıma karşı savunmayı oyuna sokmazsanız eksik kalırsınız. Savunma dörtlüsünü maalesef hücum yönünde neredeyse hiç kullanamadık. En çok katkı sağlayan Gönül bile sürekli erken ortalar yaptı. Asla daha etkin kesmeleri yapabileceği çizgiye inmeyi denemedi.
Bu kadro ve bu oyunla daha iyisi sadece skorda olabilirdi. Semih her zamanki gibi bir mucize yaratabilirdi. Ama hepsi bu. Ermenistan maçında oynanması gerektiği gibi oynayıp kazandık. Belçika maçında ise Ermenistan maçı gibi oynadık maalesef.
Ancak burada sorun, kabul edelim ki kadronun hali hazırdaki durumudur.
Sadece bu soruya vereceğiniz tahmin ettiğim cevap bile durumu anlatıyor. İlk 11, sonradan girenler Turkcell Süper Ligi için takımınıza yeter mi? Ben olursa çok şaşırırım.
Karşı sorunun cevabıysa net. Belçika’nın çarşamba akşamı sahaya çıkan 11’i Belçika Ligi şampiyonu olur. Buna şaşırmam.

Haberin Devamı

Arda Turan
Arda Turan hali hazırda ligdeki en iyi yerli. Çok yönlü, topa hâkim. Hızlı düşünüyor bazen de bundan büyük sonuçlar çıkarıyor. Fiziksel durumunu avantaja çeviriyor. Vücudunun ağırlık merkezi genelden farklı. Maradona gibi Koller gibi, Messi gibi diğerlerinden farklı bir fiziği olması onun için bir avantaja dönüşüyor.
Ama
1- Gel gör ki nefesi 2. yarıya yetmiyor. Onun yerinde olsam antrenmanlarla yetinmeyip özel bir hoca tutardım. Onun fiziksel şartlarına uygun özel bir çalışma programı lazım. Ama bu da Arda’nın fiziki kapasitesini en fazla yüzde 10 artırabilir. Bu yüzden fiziğini daha ekonomik kullanmayı öğrenmeli. Eğer bunu yapamazsa 5 sene sonra hayat onun için daha zor olacak. Hem ona hem de onu seyretme zevkini yaşamak isteyen bizlere yazık .
2- Çok iyi bir kanat hücumcusu ama artık ortada 360 derecede oynamayı daha iyi kotarması lazım. Bunun için özel antrenmanlar yapıyor mu bilmiyorum! Yapmıyorsa hemen başlamalı.
3- Yetenek bazen insanın ayağında prangadır. İnsanı fazla detaya gömer. Yeteneğini en basit yolla en şaşırtıcı şekilde kullanan büyüyor. (Bkz. Messi) Arda bir orta yapana kadar dört kez topu sağa sola çekiyor ve savunma yerleşmiş oluyor. Hızlı ve yıldırıcı hücum için daha basit ve daha direkt oynamalı. Yeni bir Hasan Şaş vakası yaşayacak lüksümüz yok.
Dünya çapında bir yıldızımız olabilir. Ve vakit daralıyor...

Haberin Devamı

Davalık bir şey yok
Annesinin yaşadığı sıkıntı hepimizi çok üzmüş olsa da Hıncal Uluç’un, Emre hakkında söylediklerinde eleştiri sınırlarını aşan bir şey yok. Ama tabii üslubu tahmin edebiliyorum. Bazen öyle bir ‘Merhaba’ dersin ki küfürden beter olur. O başka! Ve tabii geçen seneye kadar Uluç’tan bu eleştiriler gelmezken Fenerbahçe’ye imza atması sonrası birden başlamasını da gayet normal buluyorum.
Öte yandan Hakan Şükür konu olduğunda, “Bırakın karakteri topuna bakın” deyip Emre konu olunca ‘karakter’ tahlillerine girmek de normal.
Ama özünde yapılan eleştiriler yerinde. Üzgünüm ama öyle! 
Buradaki asıl sorun futbolcuların bu tip durumlardaki tavırları. Yaptıkları hatalar değil! Terim’in dediği gibi ne hatalar, ne saçmalıklar yaptık hayat boyu.
Bakın! Emre’nin geçen sene çektiği hareket kimeydi hala bilmiyoruz. Cezası neydi onu da bilmiyoruz. Neden bu kadar muğlâk her şey?
Neden çıkıp “Kardeşim yaptım işte ve şuna yaptım” ya da “Şuna yaptım kendimi kaybettim pişmanım/pişman değilim” demek bu kadar zor?
Eğer kime yaptığın belli değilse aslında herkese yapmış olmuyor musun? Herkes olabilirse herkese yapmış olmaz mısın olasılık hesabıyla.
Emre’nin Cantona’yla, Maradona’yla, Sergen’le Tümer’le arasındaki fark bu. Eğer çıkıp net konuşsaydı bu takımın lideri olabilirdi. Koluna kaptanlık bandını da takardı. Ama sustu. Ona yaptım, buna yaptım, herkese yaptım birisine yaptım... Ne ki bu? Çocukça değil mi?
Korkarım Terim’in aşırı koruması Emre’nin büyümesini etkilemiş. Maalesef durum böyle gözüküyor.
Ve kim bir çocuk lider ister ki!