Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fenerbahçe’nin, Aragones’i takımın başına getirişi Beşiktaş’ın, Del Bosque hatasının başlangıcıyla örtüşüyor. (Buradaki fark takımın tarihinin en büyük Avrupa başarısını kazanmasının ardından bu atamanın yapılmış olması).

Peki, neden hata?
1- Çünkü İspanyol yereldir. Hele de eski nesil. İspanyol’un dünya dediği de Güney ve Orta Amerika’dır. Çünkü dil merkezlidir. Dolayısıyla Küçük Asya’ya gelmek, burada bu mantaliteyle çalışmak zordur.

2- Daha önemlisi İspanyollar, alt yapısını tamamlamış iyi bir eğitimden geçmiş oyuncularla çalışmaya alışıktır. Pas, pozisyon bilgisi tam, oyun ve sezon bağlamında devamlılık sorunu yaşamayan oyuncularla...

3- Del Bosque de, Aragones de uzun yıllar dünyanın en üst düzey oyuncularıyla çalışmaya alışmıştı. Hatta bu konuda biraz şımardıklarını da söylemeli. İlki; Anelka’yı düşünmeden yollamıştı, ikincisi; Raul’u hiç düşünmeden kadro dışında tuttu. Iniesta’yı, Xavi’yi, Torres’i gözünü kırpmadan oyundan çıkarabilecek bir oyuncu zenginliğine sahipti.

Aragones’i göndermek hata olur
4- Fenerbahçe’nin kadro kimyası ve asıl önemlisi bir önceki sezon nasıl bir antrenörle çalıştığı göz önüne alındığında Aragones ataması hatadır.

5- Sezon başında da söylemeye çalıştığım gibi bir kulüp aynı sezon içinde Emre ve Aragones’i alıyorsa futbol aklında bir sorun vardır. Aragones’in isteyeceği oyuncular Emre tipi oyuncular değil. Emre Zico’nun oyuncusu. Aragones’e devamlılık sorunu olmayan bir oyuncu grubu lazım.

6- Bir Aragones takımının temel direği Alex olamaz. Olursa Aragones bildiğimiz Aragones olmaz. Dolayısıyla siz de Avrupa Şampiyonu hocayla çalışmış olmazsınız.
Bunlar hatanın detayları. Ama gün itibarıyla daha büyük hata Aragones’i göndermek olur. Beşiktaş’ın 4 yılının kaybolmasına yol açan hatayı Yıldırım yönetimi yapar mı, göreceğiz! Aziz Yıldırım gerçekten hâlâ kafasının en uyuştuğu teknik adam olarak Aragones’i görüyorsa onun yolundan gidecek demektir. Gün itibarıyla doğru olan da budur.

Haberin Devamı

Hedef birliği sağlanmıştı
10 senelik tabloya baktığınızda beklenmedik olanın Fenerbahçe’nin bu yıl Şampiyonlar Ligi’nden erken ayrılması değil, geçen yılki başarısı olduğu görülebilir. Fenerbahçe yönetimi de Aragones atamasıyla buna inandığını gösteriyor.
Bakın! Fenerbahçe Zico’nun oyuncu idaresinde sağladığı anormal başarının sebebi de hedef birliğini sağlamış olması. Kendisini Avrupa’ya ispat etmeye çalışan, yıldız oyuncunun dilinden anlayan Zico’yla kazanılan başarı, Fenerbahçe yönetimi tarafından bir model, devam ettirilmesi gereken bir metot olarak algılanmadı. Aragones atamasının başka bir açıklaması yok. Onlar bilinen anlamda tempolu, pozisyon oyunu oynayabilen ısıran bir takım istediler belli ki. Ancak bu sadece teknik adam değiştirmekle olmuyor. Madem bu yol, bu metot isteniyor o zaman Aragones’in istediği, aradığı bir kadro oluşturmak gerekir.
Çünkü bu kadro bu teknik ekiple son derece şizofren bir durum oluşturuyor.
Zico’dan sonra Aragones’i bu kadronun başına bu transferlerle getirmek hataydı. Şimdi göndermek daha büyük bir hata olur. Aragones’in heyecanı tamsa, yönetim onunla ilgili bir hayal kırıklığı yaşamıyorsa Fenerbahçe yönetimi yeni bir kadro yapmak için kolları sıvamış olmalı.
Yani Haziran’da Fenerbahçe’de bir devir kapanacak gibi.

Trabzon’a tuzak!
Geçen yıl Sivas maçının bütün bir sezonu nasıl kötü etkilediğini unutmadık herhalde. Bir hakem hatasını bir puana da mal olmuş olsa böyle ele almak Trabzonspor’a zarar verecektir. Hakem hatasının büyüklüğünden, yarattığı kayıptan dem vurmak haktır. Çünkü evet, hata çok büyük...
Ama bundan komplo teorileri çıkarmak; ‘Liderliğimizi çekemeyenler, bundan memnun olmayanlar var’ ruh haline girmek yarar sağlamaz. 24 yıldır sağlamadı. Trabzonspor’un şu ana kadarki iyi gidişi iyi ve istekli futbol kadar, ruh halindeki iyileşmenin de bir sonucu. İşin sırrı sonuna kadar yılmamak, takıma ve kendine güvenmek, yenilgide de ayakta kalabilmekte... Ancak hayali düşmanlar yaratıp kentin ve taraftarın ruh halini bu kızgınlığa mahkûm ederseniz, bu genç kadro bununla baş edemez.
Bildik ve artık zararlı olduğu kesin bu ruh haline, ‘dışarıdaki düşmanlar’ hayali komplolarına şehri ve taraftarı mahkûm etmeyin. Bununla geçinen tayfaya kulak vermeyin. Hataya isyan kabul edilebilirdir. Ama bu genç takımı ‘ne yapsanız sizi şampiyon yapmayacaklar’ ruh haline sokarsanız, bunun altından kalkamazlar.
Bu takım Bursa’da da yılmadan oynadı. Alkışlayın, hakemi protesto edin, ama takımın ruh halini bozmayın! Asıl komplo budur!

5 hakem
Bu köşeyi düzenli olarak takip edenler, hakemler değil de hakemlik hakkında çokça yazı okudular. Biliyorsunuz ki, ana fikir de hep hakem sayısının yetersizliği olduğu. Bu kadar büyük bir alanda oynanıp bu kadar az hakemle yönetilen başka bir oyun yok. Hataların büyük çoğunluğu da bu sebeple meydana geliyor. Ve sanılanın aksine bu oyunun keyfine bir katkı yapmıyor.
Lig Radyo’da Salı günleri beraber program yaptığımız Ozan Şişli, BBC’de yayınlanan bir habere dikkatimi çekti. Şu anda İskoç hakemler seçilmiş ve 5 hakem deneniyor. Bu Platini’nin özel bir isteği. 2 ekstra ceza sahası hakemi kalenin yanında çizginin üstünde ve arkasında hakemin görmesi çok zor olan pozisyonları ters açıdan denetliyorlar. Topun kaleyi geçip geçmediğini, kalabalık arasında bir ihlal olup olmadığını... Bu iyi bir başlangıç...
Devamı gelecek sayı daha da artacaktır. Sorun bitmeyecek, çünkü hiçbir sporda hakem kararlarından doğan sıkıntı bitmez. Ama minimuma inecek.


Lincoln artık tekme yemiyor
Bir sene boyunca hep söylenen, Lincoln’e çok acımasız fauller yapıldığıydı. Hakemlere denmedik bırakılmadı. Ama ligin belki de en sert iki takımıyla 2 hafta üst üste hem de deplasmanda oynamasına rağmen bu itirazlar kalmadı. Ligin en iyi çıkış yapan, oyuna keyif katan oyuncusu Lincoln’e artık daha iyi mi davranılıyor sizce? Yoksa artık Lincoln daha güçlü ve oynama niyeti mi arttı?