İlk 15 dakikadaki standart Fenerbahçe baskısı, Beşiktaş maçının verdiği güvenle daha bir soslu, daha bir renkliydi. En başta Dia ve Topuz, Alex’e ortak olmaya çalıştılar. Emre itirazları/faulleriyle daha kendine benziyordu. Selçuk ise maç sonunda taraftardan tezahürat alacak kadar iyiydi. Bilen bilir bu bir kıyamet alameti olarak dahi gösterilebilir.
Dolayısıyla pozisyonlar bulundu. Ama skor? Hayır!
Çünkü;
1-Gökhan ve Santos hücumun parçası olmakta uzun süredir ilk kez eksiklik yaşadı. Onlar orta sahanın hücum parçası olamayınca Fenerbahçe’nin baskısının yıpratıcılığı ve sürekliliği azaldı. Baskının sürati düşük oldu.
2-Bu destek gelmeyince özünde orta saha kökenli forvet oyuncuları baskının parçası oldular. Ama salt forvet, salt santrfor yoktu ortada
3-Niang çalışkan, yetenekli, adanmış bir oyuncu ama net bir santrfor değil. Dolayısıyla çoğunlukla kayboldu. Boşa çıkamadı. Savunma ona önlem alabildi.
4-Dia onun daha da gerisinde. O da çalışkan, o da kensini adıyor ama yetenek olarak geride.
Fenerbahçe önde oynamak istiyorsa iki savunma kanadını oyunun içinde tutmak zorunda. Ve Semih ya da onun kalitesinde bir oyuncuya ihtiyacı var.
Niang ve Alex ancak onunla anlamlı olabilir. Niang iyidir kuşkusuz, ama öncesinde Kezman ve Güiza olduğu için algısı daha kuvvetli.
Ancak Fenerbahçe standardında tek santrfor oynayacaksanız daha önemli özelliklere sahip bir adam gerekir. Fizikli yıpratıcı bir adamdır şart olan. Yok eğer Niang’la oynanacaksa o zaman hücumu hem savunmadan hem çevreden kalabalıklaştırmak şart. Kezman ve Güiza’nın yarattığı yanılsamaya kapılmamak lazım.
Fenerbahçe iyi başladığı maçta böyle eksik kalınca; Kasımpaşa oyuna ortak olabildi. Fuat Çapa’yı kutlamak lazım. Bu kadar kısa zamanda bu takımı bu kadar soğukkanlı bir Hollanda ekibine dönüştürmesi büyük başarı. Kabul edelim eğer Yılmaz Vural olsaydı Alex’in golü sonrası maç kopar ağır bir yenilgi ortaya çıkabilirdi. Ama öyle olmadı, penaltı buldular, atamadılar. 3 de net şans yakaladılar. Atamadılar.
Maçı da Alex ve Volkan kurtardı.