Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hiddink savunmayı ve hücumu eşit derecede yapabilen oyunculardan kurulu bir Milli Takım istediğini açıkladı. Ancak şu anki Türk futbolcu havuzunda bırakın böyle 23 oyuncuyu, 11 çıkarmak bile zor.
Bu bilinç ve esneklikle dün sahaya 4 savunma öncelikli, 4 hücum öncelikli, iki de dengeleyici oyuncu sürüp takımı iki yönlü yapmayı denedi. Başarılı da oldu.
Arda’nın ekstra performansının yanısıra Çağlar’ın kariyerinin en iyi oyunlarından birini oynayışı, Servet ve Gökhan’ın bıraktıkları yerden devam ediyor oluşları Hollandalı hocayı sevindirmiş olmalı.
Kabul edelim ki Çek Cumhuriyeti, bundan 5-6 yıl önceki takım değil. Ancak yine de şampiyonundan bu kadar az oyuncu kullanan Türk Milli Takımı’nın 4-3-3/4-5-1 formasyonunda lig seviyesinin üzerine çıktığını söyleyebiliriz.
Buraya kadar her şey hem yeni hoca hem de bizim için keyifli ama hocanın ilk Türkiye macerasında da karşısına çıkan bir özelliğimiz yine Hiddink’in önünde duruyor. Biz Kore’nin, Rusya’nın, Hollanda’nın 90 dakikalar ve sonrasında sabırla uyguladığı set oyunlarını oynayarak hiç başarılı olamadık. Bizim başarılı olduğumuz oyunlar biraz kaotik, biraz dokuz sekizlik (aksak ritimli) kendine has ruhu olan, motivasyonu ön planda tutan bir futbol. Bu yüzden elemelerde ne yapacağımız belli değildir de, finallerde hep kafaya oynarız. Hiddink bunca milli takım tecrübesinden sonra Hollanda’dan ayrıldıktan sonra önüne çıkan ilk engelle yine karşı karşıya. Yani Türkü motive etmek, hedefe kilitleme işi. Eğer kendi metodlarıyla bizim DNA’mızı birleştirebilirse kariyerinin en büyük başarısını elde edebilecek. Yoksa başa dönecek, o da biz de...