Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray’ın ikinci yarının başında gole kadar uygulamaya koyduğu oyun geçen yılın başındaki umut vaat eden futbolun izlerini taşıyordu.
Savunmasını öne çıkaran, iki kanat bekini sürekli oyunun içinde tutan, enine sahayı iyi kullanıp rakip savunmayı olabildiğince açan bir oyun. Yani oyunun boyunu dar tutan, ama sahayı enine geniş kullanıp savunmayı güçleştiren bir futbol.
Bunu başarınca Misimovic ve diğerlerinden nasıl yaralanabileceklerinin de sinyallerini aldılar. Ekstra bir santrfor ve ceza sahası çevresinde sıkı bir pasör. Hücum gücü sürekli oyunun içinde kaldı ve rakip için baş etmesi zor bir durum ortaya çıktı.
Bunu devre arasında yapılan değişikliklere bir yere kadar bağlayabiliriz. Sabri, Galatasaray’a bu ruhu veren oyunculardan biri. Bulaşıcı bir hırsı var ve bayağıdır güveni yerinde. Buraya kadar her şey güzel. Ama orta saha ve savunmadaki geri kalanlar (özellikle Servet) bu ön alan oyununa geçmeseler bu çok fazla bir işe yaramazdı. Sonuç olarak bu oyun Galatasaray’a maç boyunca bulduğu pozisyonların %90’ını getirdi. Ancak bunlarda, pe-naltıda şanslı oldukları kadar şanssızlardı.
Şimdi bunu gördükten sonra insan sormadan edemiyor; peki ilk yarıda ve gol sonrasında neden bu oyun strateji ve sistemi uygulanmıyor ? Antep öyle çok hızlı oyunculara ya da topu hızlı çeviren bir yapıya sahip değil. Kafkas onlara her ne kadar mükemmele yakın bir şablon çizmiş olsa da, hücum oyuncularının tamamı bireysel olarak kendilerini, hem de uzaktan şutlar atarak ispatlamak derdindeler.
O zaman ne eksik? Eğer bu dizilişle ve kadroyla oynanacaksa (kimse kimseyi kandırmasın dün de 4-3-3’le sahadaydılar) neden savunma orta sahasından orta saha hücum hattından bu kadar kopuk kalıyor ?
Aklıma 2 sebep geliyor. Fizik olarak yetersizler ya da bir güven bulanımları var.
Rijkaard, Elano’yu bir kanada, Kewell’ı diğerine, Baros’un arkasına da Misimovic’i koyacaksa özellikle kendi evinde onları sürekli oyunda tutmak için orta sahasını ve savunmasını ileri bir bütün olarak çıkarmanın bir metodunu yaratmak mecburiyetinde. Yoksa bu takım sıradanlaşacaktır. Ve kabul edelim ki, bunu hak etmiyorlar.
Son olarak Antep. Tolunay Hoca’nın orta sahada rakibi top kaybetmeye zorlayan planı gerçekten iyiydi. Galatasaray’ın da yardımıyla bunu yapmakta zorlanmadılar. Sadece fazla bireysel ve fazla uzaktan şuta dayalı oynadılar ve bu işlerini zorlaştırdı. Belli ki ev sahibinin ikinci yarıya bu şekilde başlamasını pek beklemiyorlardı, ama sanki Sosa’yı biraz daha erken oyuna alsa durum farklı olabilirdi. Kimbilir!