MAYIS ÇİLEĞİ

NEVZAT DİNDAR

Hava güzel, stat güzel, taraftar güzel.. Konya tarihinde ilk kez Türkiye Kupası’na ev sahipliği yaparken gerçekten finale yakışan bir atmosfer vardı kentte. Sahadaki 11’e 11 mücadelenin daha da kıran kıranı kulübelerdeydi. Catenaccio’nun ana vatanından gelen Roberto Mancini ile bu sistemin sanki Türkiye’deki temsilcisi olan Ertuğrul Sağlam’ın gerek oyuncu seçimleri ve gerek de kenardan müdahaleleri finaldeki kısır görüntünün ana nedenleriydi. Gol atmak yerine iki hoca da önceliği gol yememe üzerine kurunca finalden bol gol bekleyenler hayal kırıklığı yaşadı.
Bu genel tabloya karşın 90 dakikaya iyi başlayan taraf Cim-Bom’du.
Mancini’nin sağ öne formda Sabri’yi koyup arkasına da Semih’i yerleştirmesi günün sürpriz hamlesiydi. Ancak Semih-Chedjou-Hakan Balta ve Telles’ten oluşan savunma bloğu sağlam durdu.
En önde Burak sağa sola hareketli, arkasında ise Sneijder ve Selçuk gol bölgesine en yakın isimlerdi. Es-Es’te Kamara en önde golcüler kenardaydı. 9’da Sabri’nin ortasında top Ahmet’in koluna değdi. Hakemin yorumu ‘çarpma’ oldu.
Burak’ın frikiğinde Boffin doksana uzanırken, birkaç dakika sonra ise organize atakta Telles’in ortasında top Burak’la buluşmadı. Devre sonunda Eskişehir Kamara ile tehlike yarattı. İkinci bölüme Es-Es daha iyi başladı. 57’de karambolde topu Yekta çizgiden çıkardı.
Golün tesadüflere kaldığı maçta 70’te sola çekilen Sabri sağ ayağıyla ortaladı. Defansın dengesini bozan top Yekta ve devamında Selçuk’a kadar geldi.
Selçuk’un hamlesinde ise Sneijder Boffin’le karşı karşıya kaldı. Hollandalı soğukkanlı bir vuruşla perdeyi açan isim oldu. Eskişehir gol için yüklenirken Galatasaray savunmada pozisyon vermedi. Sonuçta da Cim-Bom kâbus gibi geçen sezonda Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanarak teselli buldu. 9 senelik kupa hasreti de son buldu...