Transfer hovardalığı
Fenerbahçe'nin son 8 yıldaki halini tek fotoğrafla anlatmamı isteseler, Ümraniyespor'un attığı 3. golden sonra uzun uzun ekrana getirilen formalı kadın taraftarın içler acısı görüntüsünü koyardım önlerine...
Mutsuzluktan sarhoş...
Umutsuzluktan bitkin...
Kalbi fena halde kırık...
İtilip kakılmaktan tükenmiş bir halde sarı-lacivertli milyonlar...
Oysa 2021-2022 sezonunu günden güne büyüyen ve yeşeren umutlarla bitirmiş, Jorge Jesus'la şampiyonluk meşalesini erkenden yakmışlardı. Takımın hazırlık maçlarındaki enerjik ve tehditkar futbolu, geleceğe dair umutları daha da büyütüyordu...
Sonra ne olduysa izlemekten bıktığımız "transfer hovardalığı" filmi yeniden sahneye konuldu. Lincoln Henrique'yi bir kenara bırakırsak, ihtiyaçlar ve beklentilerle asla örtüşmeyen bir sürü transfer yapıldı. Tek tek yazmaya gerek yok, tablo ortada, mal meydanda...
Fenerbahçe eğer; ülkesi savaşta olan, neredeyse bütün yabancı oyuncularını kaybetmiş, 8 ay sonra resmi maça çıkabilen Dinamo Kiev'e eleniyorsa...
Slovacko ile Kadıköy'de oynanan maça kalede Ertuğrul, sol bekte Ferdi, santrforda Valencia ile çıkıyorsa...
Dizinden sakat olan Altay mecburiyetten kulübede oturuyorsa...
Ve Kim Min Jae gibi bir stoperin yerinde Gustavo Henrique oynuyorsa kimse kusura bakmasın, bu takımın bir futbol aklı yok demektir...
Elinizde İrfan Can, Arda Güler, Pelkas, Rossi, Zajc, Mert Hakan ve Crespo gibi oyuncular varken, kadronun hiç ihtiyaç duymadığı Joshua King'i, Bruma'yı ve hatta Emre Mor'u transfer ediyorsanız siz bu işi bilmiyorsunuz demektir...
Berisha'yı, Serdar Dursun'u kenarda oturtup, ısrarla Valencia'ya bel bağlıyorsanız bu işi beceremiyorsunuz demektir...
Kim Min Jae'nin yerine iki yabancı stoper almazına rağmen Ümraniyespor'dan Kadıköy'de 3 gol yiyorsanız sizinle bu iş olmaz demektir...
Sıfır kupayla kapatılan 4 sezonun ardından bu kadar büyük hatalar yapılmasını aklım almıyor açıkçası. Başlangıçta bu takıma bir yedek kaleci, bir sol bek, bir 6 numara, bir santrfor yeterliydi. Kim Min Jae'nin yerine yapılacak bir stoper takviyesiyle de transfer tamamlanmalıydı.
Gelinen noktada eldeki oyuncuları değersizleştiren, plansız ve hesapsız bir transfer dönemi daha yaşadı Fenerbahçe... Başkan Ali Koç, golcü dışında transferi tamamladıklarını söyledi ama Kim Min Jae'nin yeri bomboş duruyor. Üç tane Avrupa kupası, bir tane lig maçı geride kalmasına rağmen golcü transferi yapılmadı ve kimin geleceği de büyük bir soru işareti...
Bu ligde Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın, Trabzonspor'un kimleri aldığı çok da önemli değil, çünkü Fenerbahçe'nin bu sezon da en büyük rakibi kendisi... Fenerbahçe kimsenin yapamayacağı kötülükleri kendi kendine yapabiliyor. Sürekli kendi ayağına kurşun sıkıyor ve sonra o yaralı bacakla koşmaya çalışıyor...
Daha önce yazmıştım, tekrar edeyim... Fenerbahçe taraftarının başarısızlığa tahammülü falan kalmadı. Ümraniyespor maçından sonra Başkan Ali Koç ile taraftarlar arasında yaşanan tartışma, tribünlerin içinde bulunduğu psikolojiyi anlamaya ve anlatmaya fazlasıyla yeter...
Peki bu karamsar tablo nasıl tersine döner?
En başta Jorge Jesus ve yönetimin, golcü transferinde hedefi 12'den vurması gerekiyor. Bugünkü tabloyu ancak tam isabet bir santrfor takviyesi değiştirebilir. Jorge Jesus da en kısa sürede ideal kadrosunu belirlemek ve herkese ezberletmek zorunda. Kadroda istikrar, orta vadede oyunda istikrar demektir.
Ayrıca Gustavo Henrique, Joshua King ve Valencia'nın yer almayacağı bir ideal 11, sorunların çözümünde anahtar rolü oynayacaktır.
Fenerbahçe önümüzdeki süreçte doğru yönetilir ve kendi ayağına ateş etmekten vazgeçerse her şeyi başarabilir. Aksi halde kısa sürede umutlar kırılır ve bütün koltuklar temellerinden sallanır...
Sabrı tükenmiş, öfkesi birikmiş, rakiplerinin şampiyonluk törenlerini izlemekten bıkmış, usanmış taraftarlar, başarısızlık halinde bu düzenin devam etmesine izin vermez. Demokrasilerde halk desteğini kaybeden hiçbir güç iktidarda kalamaz. Futbolda da tribünü karşısına alan hiçbir başkan veya teknik direktör kolay kolay koltuğunda oturamaz...