Levent Kalkan

Levent Kalkan

leventk@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beşiktaş sezon başında tam 28 oyuncuyla (sözleşmesi biten, karşılıklı anlaşmayla gönderilen ve kiralık giden) yollarını ayırırken, 8 futbolcuyu kadrosuna katmıştı. Rafa Silva, Ciro Immobile, Gabriel Paulista, Cher Ndour, Joao Mario, Felix Uduokhai, Can Keleş ve Emirhan Topçu'yu renklerine bağlayan siyah-beyazlı takım yeni sezona Süper Kupa'daki 5-0'lık tarihi Galatasaray zaferiyle başlangıç yaptı.
Beşiktaş, Süper Lig'e de iyi başladı ve ilk 5 maçta 4 galibiyet, 1 beraberlik (Trabzonspor deplasmanı) aldı. Ancak UEFA Avrupa Ligi maçlarının başlamasıyla birlikte Beşiktaş da düşüşe geçti. Ajax deplasmanında alınan 4-0'lık ağır mağlubiyet, eldeki kadronun ve yedek kulübesinin yeterlilik seviyesinin sorgulanmasına yol açtı. Daha açık bir ifadeyle, Beşiktaş'ın kadrosu Giovanni van Bronckhorst'un Hollanda'da yaptığı dar rotasyonu bile kaldıramamıştı...
Malumunuz, Beşiktaş Süper Lig'in son 4 haftasında sadece 1 kez galip geldi. Gaziantep'te 2 puan bırakırken, Galatasaray (D) ve Kasımpaşa'ya mağlup oldular. Tek galibiyeti Konyaspor karşısında elde ettiler.
Futbolda bir gerçeği kabul etmek zorundayız... Avrupa kupalarında mücadele eden takımlarda kadro mühendisliğinin çok iyi yapılması gerekir. Savunma, orta saha, hücum hattı hiç fark etmez. Tüm hatlarıyla geniş ve güçlü bir kadroya sahip olmak zorundasınız.
Bu anlamda Beşiktaş'ın tüm bölgeleriyle geniş ve kaliteli bir kadro oluşturduğunu söylemek hiç kolay değil. Örneğin Paulista'nın oynamadığı son 3 lig maçında 8 puan kaybedildi. Bu üç maçta iki sol stoper (Uduokhai-Emirhan) savunmanın ortasında yer aldı ve Beşiktaş tam 6 gol yedi. Evet farkındayım, Uduokhai ve Emirhan 1-0 kazanılan Lyon maçında da sahadaydı. Fakat kabul etmek gerekir ki bu skor orta ölçekli bir futbol mucizesiydi...
Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin golcülerini tartıya koyduğumuzda siyah-beyazlı takımın net biçimde ezeli rakiplerinin gerisinde olduğunu da görüyoruz. Immobile, Semih ve Mustafa'ya karşılık Galatasaray'da Osimhen, Icardi ve Batshuayi var. Fenerbahçe'nin gol bölgesinde ise En Nesyri, Dzeko ve Beşiktaş'ın eski kaptanı Cenk Tosun yer alıyor.
Beşiktaş'ın kadro mühendisleri özellikle gol bölgesinde ciddi hata yaptı. Galatasaray kesinlikle Immobile, Semih ve Mustafa ile sezona başlamazdı. Fenerbahçe de yüzde 99,9 ihtimalle aynı üçlüyle sezona girmezdi.
Aboubakar, Muleka ve Cenk Tosun'u gönderiyorsanız sadece Immobile transferiyle yetinemezsiniz. Evet, Aboubakar sadece kağıt üzerinde kadrodaydı ama Muleka ve Cenk'in gönderilmesi son derece hatalı oldu. Bu golcülerden en az biri kadroda tutulsaydı Beşiktaş 8 puan kaybettiği üç karşılaşmayı çok daha az hasarla atlatabilirdi.
Kadro planlaması ve transfer özellikle buyük kulüpler için işin yüzde 70'i, yüzde 80'idir. Dolayısıyla mühendislik ve transferde yapılan hataların bedeli ağır olur, net biçimde sezon kaybettirir.
Hal böyleyken tüm faturayı Giovanni van Bronckhorst'a kesmeye kalkışmak büyük bir haksızlık olur. Evet hocanın da hataları oldu fakat bu kadroyu Bronckhorst tek başına oluşturmadı. Daha çok kendisine önerilen oyuncular üzerinden değerlendirmeler yaptı.
Immobile'nin Kasımpaşa maçında yaşadığı sakatlık, Beşiktaş kulübesinin yetersizliğini bir kez daha gözler önüne sermiş görünüyor. Bu hafta Malmö ve Başakşehir'le oynanacak maçlar iki kulvarda belki de Beşiktaş'ın kaderini belirleyecek ve Bronckhorst'un elinde gözü kapalı sahaya sürebileceği net bir golcü yok.
Bir tavsiyeyle bitirelim...
Bronckhorst, Immobile'nin forma giyemeyeceği Malmö ve Başakşehir maçlarında gol bölgeside kesinlikle Semih'e görev vermeli. Mustafa'da ısrar ederse yanlış yapar.