Cristiano Ronaldo gibi kendini makine haline getirmemiş her futbolcunun profesyonel hayatı, inişler ve çıkışlara sahne oluyor. Sürekli iyi olabilen az sayıdaki oyuncuyu bir kenara bırakacak olursak bu dalgalanmalar olağan karşılanıyor.
Türkiye’de sadece bir sene içerisinde önemli izler bırakan Alexander Sörloth’un kariyeri de iniş-çıkışlarla dolu. Ancak ondaki dalgalanmalar eninde sonunda çıkışa tekabül ediyor, Norveçli futbolcu ine çıka aslında istikrarlı bir şekilde yukarı tırmanıyor. İngiltere Premier Ligi ile birlikte dünya futbolunun en önemli iki ulusal liginden biri olarak kabul edilen İspanya LaLiga’daki üçüncü büyük takım olan Atletico Madrid’de forma giyen oyuncu, bugün ulaştığı noktayı belki de en çok 2019-20 sezonunda top koşturduğu Trabzonspor’daki dönemine borçlu.
Rosenborg’dan çıktı
Alexander Sörloth, ülkesinin en önemli futbolcu fabrikası olan Rosenborg’un altyapısından yetişti. Profesyonelliğe adım atıp kiralık olarak Bodo Glimt’te oynadığı dönem ilk çıkışını gerçekleştirdi. Sarı-siyahlı ekipte on dört gol attığı 2014-15 sezonu Groningen’in kendisine talip olmasına ve oyuncunun 500 bin euro bonservis karşılığında soluğu Hollanda ekibinde almasına yol açtı. Yeşil-beyazlılarda kısır geçen sezonla, önemli bir duraklama dönemine girdi.
Kayıp bir sezonun ardından Danimarka ekibi Midtjylland kapıyı çaldı. Viking atmosferi, köklerine dönmesini sağlayacak, kahramanımız burada yeniden gollerini sıralamaya başlayacaktı. On beş gol, yedi asisti sadece yarım sezonda kaydedince, ara transfer döneminde golcü arayan bir çok önemli ekibin gözdesi haline geliverdi. İngiliz ekibi Crystal Palace, büyük potansiyal gördüğü 1.95’lik forvet için kesenin ağzını açarak, on altı milyon euroyu Danimarka kulübünün eline tutuşturup alelacele kadrosuna kattı futbolcuyu.
Hodgson’un sabrı taştı
Danimarka ligi için rekor bir meblağ karşısında gittiği İngiliz ekibinde, ödenen miktar uyarınca beklentiler yüksekti. Sörloth da yeni takımına imza attıktan sonra ‘Harika bir duygu içindeyim. Premier Lig’de oynamak benim için bir hayalin gerçekleşmesi. Altı yaşımdan beri bunun hayalini kuruyordum’ sözleriyle, attığı adımın büyüklüğünü teyit etti.
Ne var ki hayalini kurduğu arena kendisine bir gömlek büyük geldi. Bir buçuk sezon boyunca on altı Premier Lig maçında boy göstermesine karşın bu karşılaşmalarda skor katkısı sıfır olarak kalınca teknik direktör Roy Hodgson’ın sabrı taştı, öğrencisinin takımdan gönderilmesini istedi. Sörloth yine düşüşteydi işte! Ancak yeniden yükselişe geçmesi de, her zaman olduğu gibi fazla uzun sürmeyecek, hem de bu sefer en büyük patlamayı yapacaktı. Ve Trabzonspor’a kiralandı.
Karadeniz’de krallık
O dönem yıldız bir golcü beklentisinde olan bordo-mavili taraftarların bir kısmı bu transferi temkinle karşılasa da, dev santrfor kısa süre içerisinde ne kadar doğru bir tercih olduğunu ele güne gösterdi. Alexander Sörloth yirmi dört gol attığı sezonu Süper Lig gol kralı olarak tamamladı. Aradığı ortamı Karadeniz’de tam olarak bulmuştu.
Kiralık sözleşmesi sürmesine karşın dev ekipler kadrosuna katmak istedi oyuncuyu. Sonunda RB Leipzig hem Palace’ı hem Trabzon’u ikna etmeyi başardı. Türkiye Kupası’nı da havaya kaldıran Sörloth “Gol kralı olmak benim için ekstra bir başarı oldu. Gol krallığı özgüvenime katkıda bulundu” diyerek yükselen ruh halini dışa vurdu. Hem de bu sefer önemli unvanları elde etmiş, gerçek anlamda bir başarıyı ilk kez bu seviyede yaşamıştı.
Her zirvenin ardından bir dip görme alışkanlığının nüksettiği yeni tarih de o zaman gelmişti. Kahramanımız için yirmi milyon euroyu gözden çıkaran Alman ekibi, ‘büyük özgüvenle’ gelen futbolcu otuz sekiz maçta ancak altı gol atabilince yolları ayırdı. Real Sociedad’da fena olmayan bir kiralık dönemin ardından on milyon euro bonservisle gittiği Villarreal’de, Trabzonspor’un ardından kariyerinin ikinci büyük patlamasını yaptı. LaLiga gol krallığını sadece bir golle kaçırdı, yirmi üç golle ligin en skorer ikinci ismi olarak tarihe geçti.
‘Baskı kendimden gelir’
İspanya’da yeniden kendisini bulmuş, güzel günler yeniden başlamıştı... Hücum futbolunun baskın olduğu liglerde ve hücum ağırlıklı oynayan takımlarda daha başarılı oynadığını söylediğine göre, bu durum sürpriz de sayılmazdı: “Bir forvet oyuncusu için en önemli konu, size asist yapacak oyuncuların varlığı”.
Atletico Madrid otuz iki milyon euroyu gözünü kırpmadan ortaya dökerek kadrosuna kattı futbolcuyu. Şimdi Norveçli golcüyü daha büyük bir sınav bekliyor çünkü en yukarıya tırmanmış durumda. “Her seferinde daha iyi olmaya, her zaman bir önceki sezondan daha iyisini yapmaya çalışıyorum. Bu süreçte baskı dışarıdan değil kendimden geliyor. Ben her zaman daha iyisini yapmaya odaklanıyorum” diyen yirmi sekiz yaşındaki futbolcu, daha iyisini ortaya koyabilmek adına bir sezon başlangıcı gerçekleştiremedi, bu sezon şu ana dek sadece bir kere fileleri havalandırabildi.
Aşkını tescillediği yer
İspanya’nın El Pais gazetesi, performans dalgalanmaları yaşamasına karşın Alexander Sörloth’un kısa bir süre içerisinde tekrar gollerini sıralayan bir kimliğe bürünmesini, oyuncunun bu konudaki yoğun iştahına bağlayarak onu ‘Gole aşık’ bir isim olarak nitelendiriyor. Editöryel satırlarında “İş gol atmaya gelince bunu en iyi Trabzonspor’da yaptı, Villarreal’de ise gol aşkını tescilledi, Atletico bunlardan dolayı kendisi için otuz iki milyon euro bonservis verdi ve bonuslarla bu rakam daha da büyüyebilir” diye yazarak sıranın artık yeni takımında da golcülüğünü sergilemesine geldiğini ima ediyor.
Tecrübeli forvet yeniden çıkışa geçmek için bu kez geçen hafta geride kalan milli arayı kullanmak istiyor. Kulübünde yakalayamadığı çıkışı Norveç’te gerçekleştirip Slovenya karşısında bir gol, bir asist; Avusturya maçında ise bir gole imzasını atan futbolcu, şimdi gözünü yeniden LaLiga’ya çevirdi. Atletico’nun bugün Leganes ile yapacağı karşılaşmada tüm gözler bu yüzden onun üzerinde olacak. Bakalım Sörloth en büyük meydan okumasını yaşadığı Atletico formasıyla Metropolitano’da aşkını bir kez daha dile döküp, kalpleri yeniden fethedebilecek mi!
'Süper' zamandan kaçış yok!
Almanya ve İspanya’da performansı hep Trabzonspor’daki istatistikleriyle karşılaştırılan Alexander Sörloth’tan, Türkiye’deki atmosfere benzerliği bakımından yeni takımının mabedinde de iyi işler çıkarması bekleniyor.
Alexander Sörloth’un Trabzonspor dönemi, en büyük çıkışı yaptığı ve Avrupa’da büyük kulüplerin yolunu açan süreç olmasına karşın; diğer taraftan sürekli önüne gelen ve kendisine sürekli hatırlatılan bir periyot halini de aldı. Performans düşüklüğü yaşadığı zamanlarda, gol rakamları bordo-mavililerdeki istatistikleriyle karşılaştırıldı ve mevcut durumunun gerileme içersinde olduğu eleştirileriyle karşılaştı.
Zaman zaman ise gittiği takımlarda Süper Lig’in yeniden hatırlanmasına yol açtı. Atletico Madrid’e imza attığı basın toplantısına kendisine bu doğrultuda yöneltilen sorular bunun son örneğiydi. Basın toplantısında yıldız futbolcuya ‘Türkiye’ sorusu soruldu. LaLiga’daki ilk golünü Metropolitano’da attığını söyleyen Sörloth’a ‘Atmosfer bakımından Türkiye’ye en çok benzeyen stadın bu stat olup olmadığı’ konusundaki düşüncelerine başvuruldu.
Norveçli futbolcu bunun üzerine “Türkiye’deki statlara en çok benzeyen statlardan biri burası. Stadın sesi etkileyici, yüksek ve arkadaşlarınızla neredeyse hiç konuşamıyorsunuz. Benim için bir futbolcu olarak böyle ortamlarda gol atmak daha özel” yanıtını verdi.