01.07.2011 - 11:53 | Son Güncellenme:
Röportaj: Türker Tozar / Tamsaha
A Millî Takım'ın yeniden yapılandırılmasında Avrupa'da yetişen Türk oyuncular büyük önem taşıyor. Bu oyuncuların en fazla umut vaat edenlerinden birisi de Chelsea'den yeniden Almanya'ya dönüp yeni sezonda Hamburg formasını giyecek olan 19 yaşındaki Gökhan Töre. Sezonu Chelsea formasıyla FA Gençlik Kupası ve Rezerv Lig'de elde ettiği iki zaferle tamamlayan genç oyuncu, Hamburg'a transferini "bir an önce tecrübe kazanmak" gerekçesiyle açıklıyor.
Geçen sezon Chelsea'nin 1961'den bu yana ilk defa FA Gençlik Kupası'nı müzesine götürmesini sağlayan takımın önemli parçalarından biriydin. McEachran, Kakuta, Van Aaanholt, Mancienne, Matic gibi gelecek vaat eden isimlerle de aynı takımdaydın. Londra ekibinin son senelerde bir türlü gerçekleştiremediği gençlik devrimini önümüzdeki 1-2 yıl içinde gerçekleştirebileceğinin sinyalleri mi bunlar?
Yakın geçmişte Chelsea, Avrupa'daki en yetenekleri futbolcuları kadrosuna katıyor, gençlere fazla şans vermiyordu. Ancak son iki senedir bu konuda epeyce aşama kaydettiler. FA Gençlik Kupası'nı ve Rezerv Lig'i kazandık. Daha önce gençler seviyesinde hiç böyle bir başarı elde etmemişler, ilk defa ikisi birlikte kazanılmış. Her şey daha iyiye gidiyor. Ancak, Chelsea gibi bir takımda genç oyuncuların A takımı zorlaması oldukça zor. Çünkü kadroda star seviyesindeki futbolcular forma giyiyor. Roman Abramovich için başka bir ülkeden yıldız futbolcu transfer etmek çok kolay.
Dünyaca ünlü altyapı hocası ve oyuncu izleme komitesi başkanı Danimarkalı Frank Arnesen, Chelsea altyapısında sportif direktörlük yapmıştı. Kendisi kariyeri boyunca Ronaldo, Van Nistelrooy, Stam, Robben gibi isimleri keşfedip bünyesinde bulunduğu takımlara kazandırdı. Böyle bir ismin Chelsea'den Hamburg'a geçmesi seni üzdü mü?
Kendisi çok tatlı, herkesle iyi ilişkileri olan bir insandı. Aslında üzülmedim ama bir boşluk hissi oluştu tabii ki. Fakat hemen arkasından benim de Chelsea'den Hamburg'a transferim gerçekleşti. Yani yeniden Arnesel'le birlikte çalışacağım.
Frank Arnesen eski yılların aksine Chelsea'nin altyapısını çok geliştirdiğini ve çok yetenekli genç oyuncuların altyapıda bulunduğunu belirtiyordu. Ne gibi çalışmalar yaptı orada?
Arnesen, Fransa, İspanya, Portekiz ve Almanya'da oynayan genç futbolcuları Chelsea'ye transfer etti. Bu futbolcuların altyapıdayken A takımla idmanlara çıkmaları için çok uğraştı. Daha sonra onları maçlarda oynatmaları için teknik adamlarla sürekli konuşmalar yaptı ama bu konuda bir türlü başarı sağlayamadı.
Bayer Leverkusen'in altyapısında oynarken seni keşfeden ve Chelsea'ye alınmanı sağlayan isim kimdi?
O isim Frank Arnesen'di.
Hamburg'a gitmeyip Chelsea'de kalsaydın, gelecek sezon A takımda oynama ihtimalin ne kadar yüksekti?
Biten sezonda 13 maçta kadroya girdim ama hocamız bana bir türlü şans vermedi. Tabii kararlarına saygı duyuyorum, kendi bakış açısıyla kadro seçimini yapmıştır. Ben her maç oynama fırsatı bulabileceğim bir takıma gitmeyi tercih ettim. Bu yüzden de Hamburg'dan gelen teklifi değerlendirdim. Çünkü oynayıp bir an önce tecrübe kazanmak istiyorum. Chelsea'de kalsam belki 10 ile 25 dakika arasında değişen süreler alacaktım.
Arsenal'de olsam şu anda kesin ilk 11'de oynuyordum dediğin oluyor mu hiç? Çünkü özellikle Chelsea'de A takımda gençlere çok şans verilmediği herkes tarafından biliniyor.
Eğer geçen sezon Chelsea yerine Arsenal'de olsaydım 3-5 maç oynamıştım. Orada forma şansım yüksek olurdu, çünkü herkesin bildiği gibi Arsene Wenger genç oyunculara daha fazla şans tanınıyor.
İlk kez A Millî Takım'a seçildin. Şu an yaşadığın duygular neler? Burada olmak nasıl bir duygu?
Hiddink bana güvendiği için, ilk kez aday kadroya davet etti. Benim için çok onur verici bir durum. Burada bulunmak da çok değişik bir his. Mesela, Arda Turan gibi beğendiğim futbolcularla, ağabeylerimle birlikte oynayabilmek çok müthiş bir duygu. Eğer benim de A Millî Takım'a bir katkım olursa bundan büyük memnuniyet duyarım. Alman Millî Takımı için oynama imkânım da vardı ama ben Türküm, ailem de öyle. Türk Millî Takımı'nda bu yüzden oynamak istedim.
A Millî Takım'a gelmeden önce Hiddink'le yüz yüze görüşmelerin oldu mu? Senin maçlarını ve idmanlarını seyretmek için Londra'ya gittiğini biliyoruz.
Guus Hiddink, Londra'ya gelip Chelsea'deki idmanlarımı izledi. Benimle bire bir görüştü. Öncelikle A2 Millî Takımı'na gitmemi, orada kendimi geliştirmemi söyledi. Çok yetenekli bir futbolcu olduğumu ve becerilerimi geliştirmek için gereken potansiyele sahip olduğumu söyledi. Hocamız sağ olsun, beni A2 maçından sonra A Millî Takım'a çağırdı.
Hiddink'in altyapısını Avrupa'da almış oyuncuları yeni dönemde takıma kazandırmak istediğini görüyoruz. Bunun nedeni ne olabilir?
Avrupa'nın altyapı sistemi bambaşka, bundan eminim. Avrupa'dan gelen oyuncular daha çok koşuyor ve daha disiplinliler. Türkiye'de futbolcuların baskı altında kaldıklarını duyuyorum. Her şeyinize karışılıyor. Örneğin, Arda Turan. Onun özel hayatına bile karışılıyor. İngiltere'de Ashley Cole hafta sonu dışarı çıkıyor, diskoya gidiyor. Kimsenin umurunda bile olmuyor. Her ne kadar gazeteciler takip etse bile bu kimseyi ilgilendirmiyor. Çünkü sahadaki performans esas alınıyor. Aynı olay Türkiye'de olsa "Havalandı" yorumunu yaparlardı.
Millî Takım'daki rekabet noktasında kendini nerede görüyorsun? Hiddink'ten formayı kapmak için çok çalışman gerekiyor. Hangi yönlerinle diğer oyunculardan farklı olduğunu düşünüyorsun? Almanya'da yetişmen, gördüğümüz kadarıyla önemli bir fiziki avantaj sağlıyor sana.
Genç bir oyuncu için Millî Takım'da ilk on birde oynamak çok zor bir iş. Öncelikle kendimi ya antrenmanlarda ya da takımımda göstermeliyim. Ondan sonra işimin Millî Takım'da daha kolaylaşacağına inanıyorum. O zaman Allah nasip ederse formayı kaparım diye düşünüyorum.
Oynadığın mevkide, Premier Lig'de Giggs, Bale, Arshavin gibi önemli oyuncular bulunuyor. Öncelikle kendi mevkiinde oynayan bu oyuncuların hangi yönlerini beğeniyorsun? Ve onların hangi yönlerini kendine örnek alıyorsun?
Aslında ben Messi'yi seviyorum. Onun maçlarını her zaman izlerim. Onun hareketlerine bakıyorum ve yaptıklarını ben de idmanlarda, maçlarda uygulamaya çalışıyorum. Robben de beğendiğim bir diğer isim. İngiltere Ligi'nde Portekizli futbolcu Nani'yi beğeniyorum. Benim gözümde Premier Lig'deki en iyi futbolcu o.
Ancelotti genelde gençlere çok şans veren bir hoca değil. "Başka bir hoca ile çalışsaydım A takımda oynardım" dediğin oldu mu hiç?
Çok zor bir soru bu. Her hocanın konuya bakış açısı farklıdır. Avrupa futbolunu yakından takip eden herkes bilir ki Ancelotti, Milan'ın başındayken de gençlere fazla şans vermiyordu. Kendisi genelde tecrübeli futbolcularla çalışmayı seven bir teknik direktör. Başka bir hoca olsaydı A takımda oynama ihtimalim daha fazla olabilirdi tabii.
Chelsea'de en çok anlaştığın isim kim?
Yuri Zhirkov en iyi arkadaşımdı. Haftanın en az 4-5 gününü birlikte geçirirdik.