07.01.2021 - 07:58 | Son Güncellenme:
Kayseri’de 81 haftalık uzun aradan sonra lig liderliğine sıçrayan Beşiktaş, Rizespor önündeki yarım düzinelik golleriyle “Buraya gelişim tesadüf değil” mesajı verdi. Sezon başında, bu satırların yazarı dahil, hemen herkesin yorumu, 21 takımlı ligde en sıkıntılı takımın Beşiktaş olacağıydı. Finansal açmazlar ve kadrodaki çözülmelerden bu sonucu çıkarmak normaldi. Anormal olan, onca iddialı ekip içinde yeni kadro oluşturmaya çalışan, Avrupa Kupaları’nda sıkışık takvime uyarak zamansız maçlar oynamak zorunda kalan Beşiktaş’ın karamsar tabloyu beklenenin ötesinde bir beceriyle değiştirmesiydi.
Beşiktaş 16 haftada beklenenden çok sayıda (4) yenilgi aldı. Ama bugün geldikleri noktada en çok kazanan (11) onlar. En çok atan (37), en büyük averaj sağlayan (18) da onlar… Sıkıntılı süreci soğukkanlılıkla çok çabuk atlattılar. Sergen Yalçın, kolay kolay duygusal tepkiler veren bir teknik adam değil. Soğukkanlı, gözlem ve analiz yeteneği çok yüksek. O nedenle, hemen her rakibine karşı farklı plan ve taktiklerle oynatıyor takımını. Rizespor 3-4-3 düzeniyle oynuyor. Savunmada çoğalan, hücumda da Morozyuk, Melnjak, Tunay ve Samudio gibi sağ ve sol kanatta etkin oyuncularla rakiplerini uğraştıran bir ekip. Seyircisiz maçlarda ev sahibi avantajı olmadığına göre Beşiktaş için zor ağırlanır bir konuk kimliğinde Rizespor.
Beşiktaş’a dönersek… Atiba, Ghezzal, Mensah gibi takımın sürekli oyuncularını dinlendiriyor Sergen Hoca… Onların yerine Necip’i savunma hattının önüne “merkezde” görevlendiriyor. Josef ve Oğuzhan, Atiba-Mensah ikilisinin nöbetine soyunuyorlar. NKoudou ve Larin sağ ve sol kanatta. Annesinin vefatı nedeniyle Kamerun’a gidip gelen Aboubakar da santrfor görevine dönüyor. Rizespor beklendiği gibi ilk yarıda (44/56) topa daha çok sahip olan takım. Maç sonunda da onlar önde (41/59)… Beşiktaş ise kaybettiği her topu geçiş oyunu sergileyerek çabucak geri alıyor. Alıştıkları kadar çok pas yapmıyorlar. Topu kazandıkları yerden uzun ya da kısa pasla, çalışılmış atak pozisyonlarıyla gole yöneliyorlar. Süper Lig’in liderinde, dün Oğuzhan’ın milimetrik hesaplı asistiyle Larin ilk golü atıyor (Dk.19). Sonra Rize atağında kazandıkları topu uzun pasla Larin’in önüne indiriyorlar. Kanadalı yalnız değil… Rizesporlu iki rakibi var… Meriah kafayla kaleci Gökhan’a çevirmek istiyor, yapamıyor. Top Larin’de… Üzerine gelen kalecinin üzerinden ikinci golünü de atıyor.
Beşiktaş giderek merak ve heyecan uyandıran bir roman gibi, oyunun her bölümünde yenilikler yapıyor. İlk golün asistini yapan Oğuzhan, Aboubakar’aın asistiyle golünü atıyor. Sonra Larin’in üçlemesine ve dörtlemesine tanık oluyoruz. Aboubakar’ın koşuları ve baskısıyla bunalttığı Rizespor defansını sürekli tuzağa düşürüyor Larin… Beş golün dördüne imza atarken, takımının en atletik oyuncusu olarak da alkışlanıyor. Sergen Yalçın, dokunduğu her futbolcuya farklı enerji ve ilham veriyor. Necip, Oğuzhan, genç Rıdvan ve eski kurt Oğuzhan… Beşiktaş’ta kalite, takımın bütününü saran tılsımlı bir ışık gibi parlıyor. Tek antrenmanla maça çıkan Aboubakar, tecrübeli Josef, sonradan katılan Mensah, Güven Yalçın, Hasiç, liderin portresini oluşturuyor. Noktayı koyan Hasiç de yarım düzineyi tamamlıyor. Birbirinden güzel gollerin tek eksiği var : Alkış… Keşke seyirci de tribünde olsaydı… Ama yine de Beşiktaş’ı seyretmek güzel.
Süper Lig'de 17. hafta oynanıyor. Zaman zaman farklı skorlar çıktı ama ilk defa şampiyonluk favorisi takımın gövde gösterisi yaptığını gördük. Aynı zamanda bu bir gelişim hikayesi. Kadro da gösteri yaptı. Larin, Rıdvan, Oğuzhan, Ersin... Hepsi üstüne koyarak gidiyor.Beşiktaş'ın şut adedi de yüksekti. Malatya, içerideki Antalya, Kayseri gibi çıkmayacak rakipler de olacak. Bugün öndeki oyuncular pratik yaptı, vuruş pratiği yaptılar. Bu 6-0'ın o maçlara da faydası olacak. Beşiktaş yıllardan beri evinde yüzde 41 ile oynamamıştır topla. Rize'nin oyun planına istinaden Sergen hocanın seçimi bu. Yarın, çok kapananlara da Beşiktaş'ın silahı var. Pas ritmini yükselttiğinde yine yapabilir.
Trabzonspor deplasmanındaydı Beşiktaş, ilk hafta, Hasic 11'deydi. Tamamen takım savunmasına odaklanmış bir Beşiktaş vardı. Hasic, rol çalmaya çalışmadan savunmayı yaptı. O gün o gerekiyordu, onu yaptı. Bugün vuruş yaptı. Adeleleri de kuvvetlenirse, hocasının dediklerini de yapar. Crotone - Inter maçı vardı, 2-0 Crotona öndeydi. Lukaku 4'e kadar hiç gol atmadı ama hepsini Lukaku yaptı. Aboubakar'ın tarzı Lukaku'ya çok benziyor, inanılmaz fizik gücüyle oynuyor. Kaleye giderken de, dururken de yanına yanaştırmıyor. Aynı zamanda oyun kurucu, döndüğünde de oyun yapıyor. Oğuzhan'a attığı pas, anahtar pas.
Rosier güçlü, cesur, topu biliyor. Bir tane sıkıntısı var, aşamayacağı bir sıkıntı da değil. El kol müdahalelerden kurtulsun, iyi sınıf oyuncusu. Hep takım savunması diyoruz ama biraz da N'Sakala'nın da, Rıdvan'ın da, Rosier'in de çabuk olması ikili mücadelelerin kazanılması ve geriye koşulmasında faydalı oluyor. Gol yenmemesini sadece Ersin ya da Vida-Welinton üzerinden anlatamayız.
Oğuzhan ve Hasic'in, futbola odaklandığını söylüyor. Bu odaklanma, öğrenmesini sağlayacak birinci unsur. Kartlar havada uçuşacak, sahalar ağırlaşacak, Allah korusun kovid vakaları olacak, o anlamda Beşiktaş'ta şu anda genç oyuncuların oynaması avantaj. Beşiktaş'ta oyuncularla yapılan hamleler kadroyu genişletti. Hem de tam zamanında genişletti. Mario Mandzukic dünya futbol piyasasındaki önemli hücumculardan biri. Takım oyununa çok yatkın Mandzukic. Çok belirgin santrfor özellikleri olan bir oyuncunun, sol önde de iyi performans vermesi önemli. Şampiyonlar Ligi finali oynadı, milli takım ile yaptıkları da ortada. Olursa ligimize ve Beşiktaş'a güç katar.
Beşiktaş’ta şunu bir kez daha gördük ki, artık ‘o niye yok, bu niye var’ eleştirisi tarihe karıştı! Örneğin kadroda olmayan Atiba ile yedek soyunan Mensah ve N’Sakala’nın yokluğunu hissetiniz mi?Sergen Yalçın hoca, rakibe göre kadro tercihi yapıyor. Eksiklere karşın Kartal’ın oyun anlayışında değişen hiçbir şey yok, hep kazanmak üzerine kurulu, nitekim skor tabelası da Sergen Yalçın’ın bu ufak - tefek rotasyonlarının ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
Çaykur Rizespor, savunmasına fazla yaslanmadı, ofansif oyun anlayışı ile mücadele etmeye çalıştı. Oyuna da renk kattılar, ancak tarihi farkı engelleyemediler! İlk yarıda Kartal, konuk takım karşısında altı pozisyona girdi, ikisini Larin’le gole çevirebildi. Aboubakar’ı kaçırdığı goller veya arkadaşlarına çıkarmadığı paslar için eleştirebiliriz. Ne var ki, Aboubakar, durağan bir oyuncu tipi değil, yaptığı koşularla rakip savunmayı yıpratıyor, yani boş durmuyor, savunmaya da destek veriyor. Artı, annesini kaybetmiş, ayağının tozuyla maça çıkmış, büyük bir özveridir bu. Oğuzhan’ın attığı üçüncü golde yaptığı asist, kaçırdıklarını da unutturdu bence!
Rizespor maçı Oğuzhan’ın yeniden hayata dönüşüdür. Müthiş bir mücadele ortaya koydu, şık ara paslar attı, oyun kurdu, bu görüntüsünü de bir gol ve asistle taçlandırdı, bravo.Konuk takım, tüm hatlarıyla risk aldı, çok adamla yüklendi, üretti, ancak golü bulamadı. Kaleci Ersin, yine kurtarışlarıyla öne çıktı. Larin, her iki yarıda da boş durmadı, dört gole imza atarken, maçın yıldızı oldu, Aboubakar’ı da yarışta geçti.
Maça son noktayı Hasic koydu, farkı altıya çıkarırken, ‘forma yarışında ben de varım’ mesajını verdi hocasına, helal olsun. İşin özeti Kartal yeniden koltuğu ele geçirirken, tarihi bir skora da imzasını attı, rakiplerine de gözdağı verdi.
Sezon başında Beşiktaş; Ersin, Rıdvan, Necip, N’Koudu, Oğuzhan ve Larin’le çıktığı maçı 10’un üzerinde pozisyon bularak, 70 dakika pozisyon vermeden 6-0 kazanacak ve lider olacak deseler herhalde kimse kolay kolay inanmazdı. Larin bir sezonda en fazla gol atmıştı Beşiktaş’ta, dün 4 tane attı. Beşiktaş dün itibarıyla ligin en olgun futbolunu oynayan takımlardan biri artık... Alanya, Gaziantep gibi rakiplerinden farklı olarak birkaç planı da uygulayabiliyor. Her rakibe karşı etkin şablonları da kuruyor. Derin savunmalara karşı pozisyon sorunu yaşasa da savunma direnci düşmediği için sabredebiliyor ve risk alabiliyor.
Dün de ayağa oynamayı seven ve iyi kadroya sahip Rizespor’a karşı Atiba’yı tribünde tutarak Souza, Necip, Oğuzhan orta üçlüsüyle çok etkin bir oyun oynadılar. Rize savunması korkunç hatalar yaptı ama uğraştıkları yoğunluk da bunaltıcıydı. Sergen Yalçın topu rakibe verdi. Ama yüksek yoğunluklu bir presle ve boşta kalan tüm topları alarak oyunu sürekli domine ettiler. 70’ten sonra yorgunluk başlayınca Rize baskıdan çıktı ama bu kez de kontralar etkili oldu. Negatif hiç birşey söyleyemem.
Şu ana kadar Sergen Yalçın, oyuncuları ve oyunu birlikte geliştirdi. Performans optimizasyonu en üst düzeyde. Ve her maç için ayrı planı arada takılsalar da uygulayabiliyorlar. Öncü rotasyon da yaparak... 2 aydır sürekli pragmatik çözümleri de maç maç bularak. Sergen Yalçın işgal ettiği koltuğu artık ‘Süper star'lığıyla değil teknik direktörlüğüyle de tam dolduruyor.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!