08.01.2021 - 10:06 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe bugüne kadar bildiğimiz, ezberlediğimiz, beğendiğimiz ya da beğenmediğimiz hangi özellikleri varsa, hepsinin tersini yaptı bu maçta… Fenerbahçe, her maçta topla daha fazla oynardı... Alanya karşısında % 73-27’ler gibi ezici bir oranla topu ya rakibine bıraktı, ya bırakmak zorunda kaldı… Fenerbahçe orta alandan yürüyerek, sürekli ve bıktırıcı yan pas yaparak çıkardı… Hayret, hiç yan pas yapmadı… Ancak orta sahayı bütünüyle ve maçın tamamında rakibine teslim etti…
Fenerbahçe hücum ederken sürekli yan pas yapar, ağır çıkar, zaman harcardı… Bu defa, inanılır gibi değil ama her hücuma hızlı çıktı, hiç ara durak yapmadı, üstelik tehlike alanlarına kalabalık geldi…Fenerbahçe bu hızlı çıkışlarda son pasları ya da son vuruşları iyi yapabilse, baştan sona mahkum oynadığı maçta çok daha fazla gol bulabilirdi… Alanya orta alandaki üstünlüğünü, tehlike bölgelerine taşıyamadı, taşıdığı pozisyonları da kullanamadı… Özellikle ilk yarıda sağdan Juanfran o kadar tehlikeli toplar getirdi ki… Ama Bareiro ile Davidson gibi golcüler bu paslara hamleyi ve son dokunuşları yapamadılar… Juanfran’ın getirdiği toplar demişken; pas mı, şut mu bilemem ama, kariyerinin en güzel gollerinden birini atan Sinan yardıma gelmeyince, Kovid’ten yeni çıkan Caner çok zorlandı… Alanya’nın her atağının Caner kanadından geldiğini söylemeliyiz…
Elbette Sadık’a da söylenecek çok şey var… Çırpınıyor, kabul… Ama yaptığı penaltıdan 10 dakika önce bir korner atışında Davidson’a sarıldı… Ateşle oynamak gibi bir şey… Sonra havadaki Babacar’ı itip penaltı yaptı… Bitmedi, doksanlı dakikalara yakın Babacar’a o kadar rahat kafayı vurdurdu ki, şansı varmış top kaleci Altay’ın üstüne gitti…Penaltıdan devam edelim; Bu Valencia, Fenerbahçe’nin hocası tarafından belirlenmiş penaltıcısı mı, yoksa saha içinde topu kim önce eline alırsa penaltıyı o mu kullanıyor? Bu takımda Gustavo, Pelkas, Caner gibi vuruş ustaları varken, niye Valencia? Penaltıyı kaçırmasa, atsa da, bu ifadeleri gene yazacaktım…Takım içi disiplin önemli… Ayrıca özellikle ikinci yarıda Mert Hakan, Samatta, ne kötü son vuruşlar yaptılar öyle…
Ferdi’nin de şanssızlığı, bu sezon kaçıncı direkte patlayan şutu bu… Fenerbahçe’ye gönül verenler, 90 dakika çektikleri işkencenin ve kan - ter içinde kalmanın ardından sonuçtan elbette mutlular… Ama galibiyetler, eksiklerin üstünü örtmesin… Fenerbahçe için sonucun ve ilk defa yaptığı hızlı hücumun dışında her şey kötü … Rakibe topu bu kadar teslim etmek kötü, bu kadar baskı yemek kötü, topu eline alanın penaltı atması kötü, son vuruşlardaki acemilikler kötüden de kötü… Fenerbahçe’yi tutanların, Fenerbahçe’yi sevenlerin daha iyi bir takımı izlemek, daha iyi bir takım görme hakları var...
Fenerbahçe-Alanyaspor maçının tam bir taktik savaşına dönüşeceği o kadar belliydi ki... Eski takımının adeta DNA’larına sahip Erol Bulut, kimsenin beklemediği bir oyun planı ile sahadaydı... Alanyaspor’un topa daha çok sahip olduğu maçlarda zorlandığını iyi bildiğinden Erol hoca, daha ilk dakikadan itibaren meşin yuvarlağı rakibine verdi, sonuca kontrataklarla gitmek istedi. Karşılaşma öncesi, “Fenerbahçe, önde baskı yapmaya çalışsa da orta saha ve savunma arasında boşluk veren bir takım. Bugün bunlardan yararlanmak istiyoruz” diyen meslektaşı Çağdaş Atan’ın bütün planlarını da bu hamlesiyle soyunma odasının tahtasında bıraktı...
Fenerbahçe değil ileride baskı yapmak orta sahayı geçerken bile 40 defa düşünen bir yapıdaydı... Hele hele Sinan Gümüş’ün arka direğe kesmek isterken uzak köşeye gönderdiği topla öne geçen sarı-lacivertliler devrenin sonuna kadar neredeyse kalesine otobüs çekti... İlk yarı bittiğinde yüzde 72’ye yüzde 28’lik topla oynama oranı Fenerbahçe adına Kadıköy’de uzun yıllardır görülmüş bir manzara değildi... Buna rağmen devrenin sonuna doğru Efecan’ın vurup da Altay’ın çıkardığı şutun dışında pek de ayağındaki topun avantajını kullanamadı Alanyaspor... Çünkü Fenerbahçe rakibini sürekli yan paslara zorluyordu... Hele 4’e 2 yakalanan kontratakta Thiam bencilik etmeyip topu boştaki arkadaşlarına çıkarsa Erol Bulut eski takımını ilk 45 dakikada mat etmişti bile...
Fenerbahçe ikinci yarıda da aynı anlayışla sahadaydı. 60’a kadar yine Alanya ataklarını savuşturmakla uğraştılar. Ardından Valencia’nın hızıyla kazanılan penaltı atışı oyunun da Fenerbahçe’nin de akışını değiştirdi. Valencia’nın penaltısını kaleci Marafona kurtarsa da moral olarak düşeceği beklenen sarı-lacivertliler tam tersi bir reaksiyon verdi. İleride rakibine basarak oyunun kontrolünü ele geçirdi. Ve sahanın en iyilerinden Ozan Tufan’ın asisti ile Pelkas farkı ikiye çıkardı. Bu maç özelinde Fenerbahçe’nin taktiği kesinlikle doğruydu. 2. bölgedeki yardımlaşmalı oyun, Ozan Tufan’ın dikine tek pasları Alanyaspor’u fazlasıyla yıprattı. Bağlasan durmayan Caner ile Nazım neredeyse savunma güvenliğini hiç bırakmadılar.
Üç gün önce sol bekte harikalar yaratan Sadık penaltıya sebep olsa da savunmada yine canını dişine taktı. Babakar’ın farkı bire indiren golünün ardından son 15 dakikalık bölümde futbolun zevki, heyecanı, stresi hep iç-içeydi. Sonuçta Fenerbahçe oyun tarzı çoğu kişi tarafından eleştirilecek olsa da hak ederek üç puanı aldı. Kendi hedefine uygun adım koşusunu devam ettirdi. Hem de en önemli rakiplerinden birini devirerek. Daha da önemlisi uzun bir süre sonra teknik adamının yüzde yüz katkısıyla... Erol Bulut çok iyi hazırlandığı bu maçta oyuna müdahaleleri, yerinde değişiklikleri ve kenar yönetimiyle alkışı hak etti. Dün gece macera aramadı, akıllı bir strateji ile kazandı...
Fenerbahçe’nin penaltısı 66’da geldiğinde Alanya 364, Fenerbahçe 96 pas yapmıştı. Alanya yüzde 74’le topa sahip oluyordu.. Ve iki taraf için de bu bilinçli bir tercihti. Erol Bulut savunma planı yaptı ve maçı kazandı. Çağdaş hoca maçı kaybetti ama ısrar ederse geleceği kazanacak. Maç Marafona’nın röveşatası ve Altay’ın kurtarışıyla bitti desem herhalde bir çok şeyi anlatır. Ya da Fenerbahçe penaltıyı kazandığında dakika 66’ydı. Alanya 364, Fenerbahçe 96 pas yapmıştı desem... Alanya yüzde 74’le topa sahip oluyordu.. Ve iki taraf için de bu bilinçli bir tercihti. Fenerbahçe tam takım topun arkasına geçen ama topu verdiği rakibini kaleden mümkün olduğunca uzakta tutan bir alan savunmasıyla... Sinan ve Valencia beklerine çok yakındı. Luis Gustavo, Bakasetas’a yapışıyordu. Thiam savunmanın parçasıydı.
Alanya’nın üst üste deplasman kayıplarında tüm rakipleri ne yaptıysa onu yaptılar. Yüksek bir savunma konsantrasyonuyla, 10’lu dinamik bir blokla oynadılar. Çünkü seri pas dizinleri yapamayan Fenerbahçe’nin yapabilen Başakşehir’in düştüğü tuzağa yaklaşma niyeti yoktu. Sıradan takımlara karşı bu zorluğu çeken Erol Bulut, Alanya’ya karşı bunu doğal olarak seçmedi. Sinan’ın -niyeti ne olursa olsun- şahane golünden sonra 2. bölgede baskıyla kaptıkları toplarda 4’lü iyi yayılmış hızlı kontralar da yaptılar. Ama ofsaytı, son pası ya da şut tercihini ayarlayamadılar. Topsuz planlar şahane, toplu akınlar plansızdı. İşte eleştirilecek asıl nokta stratejiden çok bu. (İstisnası Pelkas’ın şahane bir bileşik hareketle attığı nefis gol.)
Bunları yapamayınca 2-0’da bile Alanya ayarında bir takımı kıramıyorsunuz. Çağdaş hoca bunun bilinciyle tüm riskleri aldı. Ön tarafı kalabalıklaştırdı. Hücumu genişletti. Fenerbahçe ise kontraları acemice bitiremeyince Serdar Aziz’i de oyuna alıp 5’li savunmaya dönmek zorunda kaldı. Maçın başından beri topa sahip olmuyor ama rakibi de mümkün olduğunca birinci bölgeden uzak tutabiliyorlardı. Bunu Alanya çözdü. Son 10 dakikada tamamen ceza sahası derin savunmayla geçti. Ve maç Marafona’nın röveşatası, Fenerbahçe’nin 3 puanıyla bitti. Erol Bulut bir savunma planı yaptı ve maçı kazandı. Çağdaş hoca maçı kaybetti ama ısrar ederse geleceği kazanacak.
İlk yarının son dakikasında Efecan topu auta attığında bu ilk yarıda yüzde 73 topla oynayan Alanyaspor'un tek net pozisyonuydu. Fenerbahçe, Konya maçından farklı olarak biraz daha önde basıyor ama Alanya ağır çıkarak rakibini zorlamıyordu. Sinan'ın arka direğe ortası filelere gittiğinde Erol Bulut skor avantajını cebine koymuş, geçiş oyunuyla tabelanın fişini çekme hesapları yapıyordu. Bunu ilk yarıda yapabilirlerdi, birini Valencia diğerini Ozan'ın yanlış pas tercihleriyle harcadılar. Her iki yarıda da 10 faul yapan Fenerbahçe'de savunmanın şifresi, Davidson, Bareiro ve Efecan üçlüsünü kalelerine döndürmemekti.
Bunda başarılı olunca Alanyaspor'un da hücumları kilitlendi. İkinci yarıya 1-0'ın yetmeyeceği ortadaydı. Ozan Tufan'ın dinamik oyunu, beklerin iyi savunmasıyla geçilen 60'da Sinan Gümüş kenara geldiğinde oyuna giren Mert Hakan hem orta sahaya artı bir oldu hem de Siopsis'in çıkmasıyla Alanya'nın sertliği kayboldu. Maça Berkan ile başlayan ve sarı kart gören oyuncusunu oyunda tutup Siopsis'i oyundan alıp top yapan Salih'ten 60 dakika mahrum oynayan Çağdaş Atan'ın pahalı bir oyun oynuyoruz dediği oyun bir bireysel hatayla pahalıya patlıyordu ki Marafona penaltıyı çıkardı.
Fenerbahçe'nin stratejik oyunu Ozan ve Pelkas işbirliğiyle ikinci golü getirirken Alanya son 10 dakikada tabelayı döndürmek için ilk 80 dakika yapmadığını yaptı. Hızlı oynadılar ama Babacar'ın penaltısı yetmedi. Fenerbahçe için yarışta bu 3 puan büyük adım. Son 5 deplasmanında kaybeden Alanya obsesifleşen oyun planından vazgeçmezse kaybetmeye devam eder... Çağdaş Atan topu alıp evine götürebilir, 3 puan Erol Bulut'un cebinde... Mourinho'ya selam olsun...
Dün akşam oynanan maçın henüz ikinci dakikasında gerginlik yaşandı. Üzerine vazife olmamasına rağmen Halil Umut Meler araya girip kavgayı ayırmaya çalıştı. Bu sırada Valencia hakemi omzundan itti ve devamında eline vurdu. Valencia bu dakikada kırmızı kartla oyundan ihraç olması gerekirdi. Aynı gerginlikte Tzavellas da en az sarı kart görmeliydi. Tzavellas’ın 15. dakikada bir sarı kart gördüğünü de hatırlatayım.
5.dakikada Thiam, Bakasetas’ın ayağına bastı, sarı gördü. 49’da bu kez Berkan’nın ayağına bastı, kart görmedi. 58’de bir kez daha Berkan’ın ayağına aynı şekilde bastı; ikinci sarı kartı görmedi. Fenerbahçe’nin kazandığı penaltı doğruydu. Kaleci rakibine kontrolsüz müdahalede bulundu. Marafona bariz gol şansı nedeniyle kırmızı kart görmeliydi. Alanyaspor lehine verilen penaltı öncesi serbest vuruş hatalıydı, faul yoktu. Verilen penaltı kararı sana göre / bana göre bir pozisyondu. Bence hakem kararına saygı duymak gerekir.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!