14.04.2021 - 10:56 | Son Güncellenme:
Sergen Yalçın sanki benden bir parça. Çok seviyorum. Futbolculuk zamanını da biliyorum. Özü söz doğru, terbiyesi yerinde, söyleyeceğini söylemeyeceğini çok iyi bilen iyi bir futbolcuydu. Şimdi de iyi bir teknik direktör olma yolunda ilerliyor. Hayatı olduğu gibi algılıyor. Kızılacaksa kızıyor, sevinecekse seviniyor. Sergen’in tuttuğunu koparan bir çocuk olduğunu futbol oynadığı dönemlerden biliyorum. Kim Beşiktaş’tan sonra Siirt Jetpa’ya giderdi ? Galatasaray’a Fenerbahçe’ye, Trabzonspor’a, Eskişehir’e… Kendine güveni vardı, ben nereye gitsem oynarım diyordu.
Şimdi böyle bir futbolcu yok. Bir yere gidiyor atıyor imzayı parayı alıyor. Sergen’e güvenim sonsuz. Çünkü Beşiktaş’ın başladığı döneme bakın, toplama, kiralıklarla dolu bir takım. Sergen Yalçın yüksek perdeden konuşmadı hiç ancak kaç haftadır lider. Beşiktaş şampiyon bitirecek bu sezonu.
Bunun da iki olayı var. Bir Sergen, iki Ahmet Nur Çebi. Aslan gibi başkanlık yapıyor. Ne Fenerbahçe’ye ne Galatasaray’a laf giydiriyor. İşine bakıyor. Beşiktaş çok güzel kenetleniyor takım olarak bunu da Sergen yapıyor. Beşiktaş’ta sevgi bütünlüğü var. Net söylüyorum, takoz konulmazsa Beşiktaş’ı kimse durduramaz.
Nezaketin mektebi yoktur derler. Bir insan nazikse, bir insan efendiyse mektebi yoktur, yaradılıştan içinde vardır. Teknik direktörlükte böyle. Ben genç teknik direktörlerin yetişmesinden yanayım. Erol Bulut’u da son derece destekledim. Gelsin Erol başarılı olur dedim. Ancak Fenerbahçe’de hangi göreve gidersen git, ister futbolcu ol, ister teknik direktör ol orası ileri fıçıdır.
Erol Bulut’a da son derece baskı vardı. Emre Belözoğlu’ndan vardı, Volkan Demirel’den vardı, yönetim saflarından vardı. Bunlarla mücadele etmek son derece zor. Onun için Erol Bulut beklediğim performansı gösteremedi.
Konuşma kabiliyeti eksikti. İnsanların en büyük özelliklerinden biri sevgi yoluyla iletişim kurmaktır. Onu başaramadı, taraftarın gönlüne giremedi. İyi sonuçlar alamadı. Tatlı dille yılanı deliğinden bile çıkarabilirsin, Erol Bulut konuşma özürlü. Meramını anlatamıyor. Aykut Kocaman mesela, çok saygın bir dostumdur ama konuşma kabiliyeti zayıftır. Çok zekidir. Bir anda beynine çok şey gelir. O anda onları toparlaması zor olur.
Erol Bulut’tan beklediğim performansı göremedim ama dediğim gibi ona çok müdahale edildi. Esas madde de Fenerbahçe 18- 20 futbolcu aldı ama 1 tane adam gibi futbolcu almadı. Çok hatalar yaptı Fenerbahçe. Yönetsel olarak yaptı, teknik direktör olarak yaptı, futbolcu alımlarında yaptı. Yüksek perdeden atmaktan da hiç vazgeçmedi. Futbol söylem değil eylem işidir.
Başarısız. Sıfırın altı. Çünkü hala kurduğu 1907 Derneği’nin arkadaşlarıyla beraber. Orayı bırakıp da Fenerbahçe başkanlık koltuğuna oturamadı. O bir gönül meselesidir, onlarla çok daha mutludur ama Fenerbahçe gibi 25 milyona mal olmuş bir camianın başkanı da artık o koltuğun layıkıyla içini doldurmalıdır. Bunun kişilik ile bir ilgisi yok. Ali Koç Fenerbahçe başkanlık koltuğunu dolduramadı.
Boşadığın eşini bir daha almayacaksın ama erkek ama kadın fark etmez. Ali Koç kalır mı gider mi onun verdiği karardır. Aziz Yıldırım gelir mi gelmez mi? 20 sene yetmez mi? Yeter artık. Bir başkalarının çıkması lazım.
Arabada benzin bitince traklarsın. Galatasaray’da benzin bitti. Ama bu benzini para olarak yorabilirsiniz, bu benzini iktidar olarak yor. Galatasaray’da bir şeyler bitti. Üstü cilalı şeylerin cilası yavaş yavaş döküldü. Alttaki mat demir çıkmaya başladı. Örfü, adeti, ilkeleri kalmadı. Ucuzlattılar Galatasaray’ı. Kavga içinde yaşamaya başladı Galatasaray.
Fatih Terim’in çatmadığı yer kalmadı. Dolayısıyla bu takımın oyununa kadar indi. Başkanı ağır bir hastalık geçirdi. Camia kendi içinde harp halinde. Mayıs ayında seçim var ama bana kalırsanız şampiyonluk gitti Galatasaray’da. Bu saatten sonra 6 maçta sadece 5 puan alacaksın, yüzde 25 randımanla çalışacaksın, zor. Bu takım şampiyon olamaz. Olsa nolur ? Avrupa’da çıktığı gün ilk tokadı yer. Bu sene şampiyonluk geçmiştir. Fatih Terim ile artık devam edilmemesi lazımdır. Seçimde yeni bir başkan adayı ve yönetimi ile Galatasaray kan değişikliği yapıp yoluna devam etmelidir.
Bitti, tükendi. Kendini yenileyemedi, çağdaş olamadı. Eskide kaldı. Futbol çok değişti artık. Hadi koçum çık sahaya bam bam oyna bitti artık. Futbolun bir şablonu var. 3-5-2’ler 4-4-2’ler bitti. Şimdi artık 4-6-0 var. Bu değişimi gösteremeyen teknik direktörler, hala çift santraforda ısrar edenlerin defteri dürülmelidir. Fatih Terim’de bunlardan biridir. O devirler geçti. Çağa uyacaksın.
Ben ders almam ders veririm dediğin sürece sana bir gün öyle bir ders verirler ki kulağın aşağıya doğru uzamış kalır. Fatih Terim bir futbol markası ama yoktur arkası. Kendini yenilemedi, yetiştirmedi. Bilgisi olan birilerini yetiştirir. Fatih Terim’in öğretmen fonksiyonu yok. Diktatör fonksiyonu var. O öğretmez. Niye öğretsin de karşısına bir güç çıkartsın ? Kendine tehlike olacak bir şeyi yaratmaz. Bu her yerde böyledir.
Başkanlık koltuğunda da teknik direktörlükte de. Türkiye’de böyle. Fatih Terim eksik olmasın bize şampiyonluklar yaşattı. UEFA Kupa’sı aldı. Emeklerini asla yok saymam ama ısrarla söylüyorum. Fatih Terim bana ilk yıllarda tanıdığım Fatih Terim’i geri versin.
Hagi limonu sıktı mı suyunu çıkartır. 10’da yatar. 10’dan sonra yatmaz. Sabah kalkar. Ben bu bedenle para kazanıyor bu bedene ihanet edersem o da bana eder der. Sana tembel diyorlar ne diyorsun dediğim zaman, ben alacağım topa koşarım. Ben ekonomik kullanmalıyım enerjimi. Öyle habire koş habire koş bir şey olmaz ki. Neticesi olması lazım. Ben topu alırım ağlara takar dönerim. Boşu boşuna koşmam derdi. Hagi bir futbol profesörüydü. Neyin nerede yapılacağını çok iyi bilen bir insandı.
10 Bin TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!