26.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Spor Toto Süper Lig'in 15'inci haftasında Galatasaray, İstanbulspor'u 2-1 mağlup etti. Okan Buruk'un öğrencilerinin performansını spor yazarları yorumladı. Usta kalem, Galatasaray'ın tecrübeli futbolcusunun performansını yetersiz buldu.
İşte Galatasaray - İstanbulspor maçı sonrası yapılan değerlendirmeler...
5 DAKİKADA DEĞİŞİR İŞLER / BURCU KAPU
Galatasaray dün akşam sadece üç puan alarak liderlik koltuğuna oturmadı, aynı zamanda 8 Ocak’ta oynayacakları Fenerbahçe derbisi öncesinde rakibine karşı da psikolojik üstünlüğü ele geçirdi.
Sezona zor bir fikstür ve yeni bir takımla başlayan sarı-kırmızılılar, eleştirilerden en fazla nasibini alan takımdı. Kadro mühendisliğinden, Icardi’nin özel hayatına, “Okan Buruk büyük takım yönetebilir mi?” sorusundan, “Bu takım neden gol atamıyor?” sorusuna kadar her konuda dikkatleri üzerine çeken takım, tüm bu sorulara cevap vermeye, Başakşehir maçından sonra dün de İstanbulspor karşısında devam etti.
İstanbulspor yetenekleri ve kadro kalitesi sınırlı bir takım. Süper Lig’de çıktıkları her maçta dezavantajlı durumdalar. Hal böyle olunca da dün akşam stadı dolduran 40 bin Galatasaray taraftarı da galibiyetten emindi.
İlk yarıda duran toptan gelen iki Gomis golü skoru belirledi. Bazı golcüler, diğerlerinden daha golcü. Sezgisi, pozisyon alışı, öldürücü son vuruşuyla, değil koşmak, yürüyebildiği sürece hep tercih listesinde ön sırada gelecektir. O listedeki bir diğer isim ise Mertens. Mükemmel şefliği, dokunduğu her topu pozisyona çevirmesi, oynaması ve oynatmasıyla komple bir futbolcu.
Sezonun geri kalanında Galatasaray’ın beklerinin oyuna olumlu katkısını daha çok konuşacağız gibi. Sezon başı kamp kadrosuna bile dahil edilmeyen Boey, hücum gücü ve oyun sürekliliğiyle takımını bir fazla oynatıyor. Orta kalitelerini artırması, bek stoper arasına attığı ara paslarıyla gösterdiği gelişim övgüyü hak ediyor. Oyundan çıkana kadar ortaya koyduğu performans ile sol bekte Kazımcan için de benzer şeyleri söyleyebiliriz. Beklerin bu zengin oyunu özellikle rakiplerin dengesini bozup ön alanın kalitesini göstermek için ilerleyen haftalarda daha da önemli olacaktır.
Galatasaray’da devam eden sorun ise kaçırmaya devam etmesi ve oyun gücünü hala 90 dakikaya yayamaması. İstanbulspor gibi zaafları yüksek bir takım karşısında bile yakaladığı birçok fırsatı gol ile sonuçlandıramayıp üstüne bir de gol yemek şampiyonluk yarışında en büyük handikap. Okan Hoca’nın ideal 11’i gücünü gösteriyor ancak maçların ikinci yarısını tamamlamaya hala takımın nefesi yetmiyor.
Arkadan giren oyuncuların oyuna katkısı bir türlü istenen düzeyde değil. Bu yüzden takımın ilk ve ikinci yarı oyunu arasında hala büyük fark var. Bu da sarı-kırmızılıların ikinci ve en büyük handikapı. Şimdilik tabelada üç puanı görmek yeterli ama bu uzun yarışı lider sürdürmek için defoları kapatmak şart. Yoksa bir bakmışsın, iki hafta sonra başka bir takıma koltuğu kaptırmışsın.
Dünya Kupası arasına gitmeden önce Fenerbahçe’nin kuvvetli oyunu ve akılcı hocasının aldığı övgülerin yönü bu hafta değişti. Denizcilikte bir tabir vardır. Örneğin rüzgar poyrazdan lodosa yön değiştirirse buna rüzgar lodosa dirise etti denir. Dünya Kupası arasından lige dönmemizle birlikte rüzgar şimdilik Galatasaray’a dirise etti.
G.SARAY ALKIŞI HAK EDİYOR / OSMAN ŞENHER
Galatasaray yeni kurulan bir takım, 26 futbolcu gitmiş, 13 oyuncu gelmiş. Ayrıca teknik direktörü de değişmiş... Bir sürü sorun yaşamışsın buna rağmen Süper Lig’in 15. haftasında liderliği yakalıyorsun. Ne söyleyeyim, Okan Buruk’a helal olsun.
İşin en enteresan yanı da beşinci, 6. haftada takıma katılan, sezon başı kampı yaşamamış oyuncular var. Buna rağmen hoca onları da toparladı ve hepsi canla başla mücadele ediyorlar.
Tabii burada taraftarı unutmamak lazım. NEF Stadı’na her hafta 50 bin kişi geliyor. Müthiş bir inançla takımlarını destekliyorlar. Şu anda baktığınız zaman Galatasaray için her şey iyi gidiyor. Daha bu takımda Muslera, Oliveira ve Icardi yok. Üçü de çok önemli futbolcular.
Fenerbahçe’nin, Trabzonspor deplasmanında kaybetmesinden sonra İstanbulspor maçı sarı-kırmızılılar için çok ama çok önemliydi. Kazanmaları halinde lider olacaklardı. Bilhassa ilk yarıda gerçekten çok pozisyona girdiler. Gomis’in iki topu direkten döndü, yüzde yüz goller kaçtı. Ama buna rağmen iki gol attı Gomis... Mertens, Torreira, Midtsjö, Boey, Abdülkerim ve Kazımcan olağanüstü mücadele ettiler.
Ama ikinci yarıda herhalde skoru yeterli görüp takım olarak frene bastılar. Bu ne kadar doğru bir davranış bilemiyorum. İstanbulspor son dakikalarda bir gol buldu. Bir gol daha atsa Galatasaray lider olamayacaktı. Oynanan futbola bakıyorsunuz ikinci 45 dakika fazla hücum etmeyen, oyunu orta sahada kabul eden ve o futbolla, perşembe günü oynayacağı Sivasspor maçını kazanması zor görünen bir Galatasaray izledik.
Tabii Okan hoca bizim gördüğümüz şeyleri görmüş, planını ona göre yapacaktır. Ama ilk yarıdaki Galatasaray’a şapka çıkarılır, ikinci devrede ise oynanan futbol liderlik için yetmez. Bunu herhalde futbolcular da biliyordur. Muslera, Sivas maçında sahada olacak. Takım adına çok iyi bir kaleci, adeta sigorta gibi. Okan Kocuk, heyecanından mıdır nedir bilemiyorum ama kendisine fazla top gelmemesine rağmen kalede hiç güven vermedi. Bilhassa topu oyuna sokarken çok büyük hatalar yaptı.
Ofansif olarak Oliviera demek ki takımın en büyük silahıymış. Evet, Midtsjö iyi niyetle mücadele ediyor, sahada güzel şeyler de yapıyor. Ama Oliveira’nın bilhassa gol yollarında kalitesi çok farklı. Gomis 37 yaşında kendini yırtıyor, faydalı da oluyor, ama bir yerde pili bitiyor. Seferovic’ten de pek hayır yok. Icardi gelmeden Galatasaray’ın o istenen futbolu oynaması biraz güç. İyi mücadele etmesine rağmen İstanbulspor’un bu futbolcu kalitesiyle Süper Lig’de kalması çok zor.
GALATASARAY'IN ASLANI GOMİS / TOLGA ERSARI
Dünya Kupası arasına oldukça iyi durumda giren Galatasaray’ın, bu uzun aranın ardından nasıl döneceği merak konusuydu. Bu merakın bir ölçüde giderileceği İstanbulspor karşılaşmasına Icardi gibi bir asından yoksun çıkan sarı- kırmızılılar, mücadelenin başında istediklerini çok da sahaya yansıtamadılar. Ancak Gomis, Boey ve Mertens’in var olan oyuna isyan niteliğindeki çabaları, Galatasaray’ın rakip kalede daha etkin olmasını ve hemen ardından da gole ulaşmasını sağladı.
Sarı- kırmızılıları rahatlatan bu golde tekmeye kafa uzatan Gomis için ne kadar övgü dolu sözler yazsak yine de az! 37 yaşında tam bir profesyonellik abidesi. Tam bir golcü. Olması gereken zamanda olması gereken yerde yerini alıyor. İleride rakibe basıyor, topu kovalıyor, top tutuyor. Kısacası her zaman yaptığı doğrularla birlikte oyunun içerisinde yer alıyor. İstanbulspor karşısında da iki kornerden iki kafa golü ile Galatasaray’ın skoru ve üç puanı almasını sağladığı gibi iki topu da direkten döndü. Hafta içerisinde kupada sarı- kırmızılılara turu getiren golü atan da yine Gomis’ti. Alkışlar ve tebrikler 37 yaşındaki bu profesyonellik abidesine…
İlk golden sonra baskısını arttıran Galatasaray, ikinci golden sonra da oyunun tek hakimiydi. İlk yarının son beş dakikasında gelen rehavet, bu bölümde konuk İstanbulspor’un oyunda etkinlik kazanmasına neden oldu. Bu rehavet ikinci yarıda da devam edince sarı- siyahlılar daha fazla oyunun içerisinde yer aldılar. 80’e doğru ise oyun tamamen İstanbulspor’a döndü. Nitekim konuk takım bu bölümde farkı bire indirdi.
Bu golden sonra sahaya ağırlığını iyice koyan İstanbulspor, beraberlik fırsatını da yakaladı. Ancak sarı- siyahlılar bu şansı değerlendiremeyince Galatasaray, son bölümünde ecel terleri döktüğü karşılaşmadan üç puanla ayrılarak liderlik koltuğuna oturmayı başardı.
Gomis, Boey ve Mertens’in etkili oyunlarına zaten değinmiştik. Ancak Boey’in yanında diğer bek Kazımcan’ı da es geçmemek gerekiyor. Genç futbolcu, özellikle ofansif anlamda çok etkili oldu. İki defa da kaleyi yokladı. Zaten kanatlardaki Kerem Aktürkoğlu ve Rashica’nın efektif olamamaları nedeniyle kanat hücumları da genellikle iki bek, Boey ve Kazımcan tarafından şekillendirildi.
Kerem Aktürkoğlu, son bölümde etkili gibi gözükse de yine top kayıpları ve son tercihlerde hatalar yaptı. Okan Buruk, 74’de Rashica’nın yerine Yusuf Demir’i sahaya sürdü ama ondan da beklediği verimi alamadı.
Esasen Okan Buruk, genel anlamda yaptığı değişikliklerden istediğini alamadı. Gelgelelim Gomis’in çıkartılıp Mertens’in santrafora çekilmesi, sarı- kırmızılıları çok olumsuz etkiledi. Çünkü Galatasaray, Gomis’in çıkmasından sonra ileride top tutamaz hale geldi ve oyun gittikçe daha fazla sarı- kırmızılıların yarı sahasında oynanmaya başladı. Nitekim İstanbulspor'un golü de bu bölümde geldi.
Sözü geçen bu bölümde Galatasaray’da bir başıbozukluk da kendisini gösterdi. Bunun en büyük örneği, 90. dakikada yerini Oliveira’ya bırakan Torreira’nın hakemin gösterdiği yerden sahayı terk etmeyi reddetmesi üzerine sarı kart görerek cezalı duruma düşmesi oldu. Bu nasıl bir sorumsuzluktur! Torreira, hafta içerisinde Sivas gibi önemli bir deplasmanda takımdaki yerini alamayacak. Bu gerçekten de kabul edilebilir bir şey değil. Okan Buruk da saha kenarında kendisine tepki gösterdi ama yönetimin bundan daha fazlasını yapması gerekiyor. Bu tür hareketlerin önü alınmazsa ileride çok daha büyük sıkıntılar yaşanabilir.
Fenerbahçe’nin Trabzonspor’a kaybettiği haftada Galatasaray için üç puan almak çok önemliydi. Sarı- kırmızılılar, her ne kadar son bölümünü kötü oynasalar da kazanmayı başardılar ve ligin lideri oldular. Sezon başında çok eleştirilen Galatasaray şu anda lider. Bu, gerçekten çok önemli bir nokta. Ancak lider olmak kadar orada kalıcı olmak da önemli. Sivas maçı, bu sürecin devamı hakkında daha doğru mesajlar verecektir.