DiğerErman Öner yazdı: Bisikletle özdeşleşen şehir

Erman Öner yazdı: Bisikletle özdeşleşen şehir

31.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Son yıllarda Sakarya şehri sıklıkla adından bisikletle söz ettiriyor. Durumun böyle olmasında başlıca etkenler şehrin bisiklete olan sevgisi ve bu spor uğrunda yapılan yatırımlar...

Erman Öner yazdı: Bisikletle özdeşleşen şehir

Sakarya denince aklınıza ilk olarak, doğal güzelliğiyle büyüleyen Sapanca Gölü, tarihi dokusuyla kendine hayran bırakan Justinianus Köprüsü, ışıl ışıl dükkanlarıyla Çark Caddesi veya tadına doyum olmaz lezzetleriyle “ıslama köfte” ve “kabak tatlısı” gelebilir. Lakin son yıllarda Sakarya şehri sıklıkla adından bisikletle söz ettiriyor.

Durumun böyle olmasında başlıca etkenler şehrin bisiklete olan sevgisi ve bu spor uğrunda yapılan yatırımlar. Kilometresi giderek artan bisiklet yolları, dünyanın sayılı bisiklet tesislerinden biri olan Ayçiçeği Bisiklet Vadisi ve sayısız uluslararası organizasyona yapılan başarılı ev sahipliklerinin altını çizmekte özellikle fayda var.

Sakarya şehri bisiklete verdiği önemin meyvelerini de toplamaya başladı. Çok değil, daha geçtiğimiz günlerde, Uluslararası Bisiklet Birliğince (UCI) Odense’de düzenlenen törende, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, “Bisiklet Dostu Şehir” ödülünü UCI Başkanı David Lappartient’in elinden aldı.

Törende bir de konuşma yapan Fransız Lappartient, uluslararası bisiklet camiası önünde, Sakarya’nın bisiklet atılımından övgü dolu sözlerle bahsetti. “Sakarya bisiklet konusunda özellikle son 10 yılda kendisini ciddi anlamda geliştirdi. Birçok tesis inşa etti, bisiklet geçişleri, trafik parkları ve bisiklet yolları hayata geçirdi. Çocuklar için bisiklet programları uyguladı. Sakarya’yı bu konuda tebrik ediyorum.”

İşin ironik tarafı, “Bisiklet dostu şehir” unvanıyla Türkiye’de bir ilke imza atıldığı günlerde, Danimarka’dan kilometrelerce uzakta, UCI BMX Supercross Dünya Kupası yarışları Sakarya’da hala devam etmekteydi.

Haberin Devamı

Bisikletin altyapısı

BMX disiplinin en prestijli yarışlarından biri olan Supercross Dünya Kupası ayaklarının önemine değinmeden önce, dilerseniz Sakarya’da yapılan BMX yarışlarının ve BMX parkurunun Türk bisikleti açısından ne anlam ifade ettiğine kısaca değinelim.

Küçük yaştaki çocuklar için teknik, denge ve beceri konusunda çok ciddi kazanımlar sağlayan BMX, parkurun kapalı, yani araç trafiğinden yalıtılmış olması nedeniyle birçok aile tarafından desteklenmektedir. Bu bakımdan BMX disiplini aslında bisiklet sporu için temel bir başlangıç noktasıdır. Basit bir örnekle açıklayalım.

Nasıl ki Formula 1 pilotları karting ile yarış dünyasına ilk adımlarını atıp, kademe kademe F1 pistine çıkıyorlarsa bisiklet sporunu yapmak isteyen çocuklar da BMX branşıyla tekniklerini geliştirerek profesyonel kariyerlerine ön hazırlık yapmaktadır. Zira, BMX çocuklar için hem eğlenceli hem de teknik unsurlar içeren bir branştır.

Kısacası, BMX Supercross yarışları için Ayçiçeği Bisiklet Vadisi’nin ortasına inşa edilen BMX parkuru aslında Türk bisikletine ekilen bir tohum hüviyetinde. Bu noktada bir parantez açıp, Sakarya BMX parkurunun direktörü ve eski BMX sporcusu Thomas Allier’e kulak verelim.

“Parkuru tasarlarken çok zorlayıcı olmamasını istedim” diyor Fransız Allier ve ekliyor. “Parkuru yaparken Türkiye’deki BMX sporunu geliştirmeyi de düşündük çünkü Türk bisikletçiler de burada yarışacaklar. Tabii ki burada da hızlı olmalısınız, tekniğinizi ve gücünüzü iyi kullanmak adına çalışmalısınız; fakat bu parkurun tasarımındaki asıl amacımız olabildiğince fazla bisiklet sporcusu adayının burada sürüş yapmasını sağlayabilmekti.”

Haberin Devamı

UCI BMX Supercross Dünya Kupası 101

Supercross Dünya Kupası’nın 5. ayağından 8. ayağına kadar, yani iki hafta sonu Sakarya’da dünyanın en önemli BMX sporcuları kıyasıya rekabet etti. Ortaya ise seyirciler ve bisikletseverler açısından keyifli ve unutulmaz anlar çıktı.

BMX Dünya Kupası ya da şu anda bilinen tam adıyla UCI BMX Supercross World Cup’ın ilk adımları, çok da uzak sayılmayacak bir dönem olan 1995 yılında atıldı. O sene, İngiltere ve Amerika’da düzenlenen ve herhangi bir klasman oluşturulmayan “pilot” yarışların ardından, ertesi sene Dünya Kupası adıyla ilk resmi organizasyon hayata geçirildi. Erkeklerde İngiliz Jamie Staff, kadınlarda da Alman Kersten Munski, 1996 BMX Dünya Kupası’nın ilk şampiyonları olarak tarihe geçtiler. Yarışmanın bu versiyonu, 2000 yılına kadar düzenli bir şekilde yapıldı.

Uluslararası Bisiklet Birliği UCI, 2002 yılında organizasyonun adını BMX Supercross World Cup olarak değiştirildiğini ve bugünküne benzer yeni bir formatla düzenleneceğini duyurdu. İlk 4 yıl yalnızca erkekler kategorisinde düzenlenen yarışlara, 2007’den itibaren kadınlar kategorisi de eklendi. Bu sene 19. yaşını kutlayan UCI BMX Supercross Dünya Kupası’nda, ilk kez hem kadınlarda hem de erkeklerde 23 yaş altı kategorileri de yer alıyor.

Haberin Devamı

BMX’İN doğuşu

1960’ların ilk yıllarındayız. Schwinn, Amerika Birleşik Devletleri’nin o dönemlerdeki en popüler bisiklet üreticilerinden biri. Al Fritz ise bu şirketin bir tasarımcısı. Fritz, Kaliforniyalı gençlerin ve genç adaylarının bisikletlerini modifiye ederek yüksek gidonlu, alçak seleli, yani “chopper” denilen tarzda bisikletlere dönüştürdüğünü görüyor.

Sıradan bisikletleri “chopper” tarzı bisikletlere dönüştürme merakının sebebi, o senelerde ABD’de bir hayli sevilen motokros. Spor oldukça popüler, ancak motosiklet edinmek ve o hızlı motosikletleri zorlu zeminlerde kullanmak pek kolay değil. Bir bisikleti o motosikletlere benzetmek daha kolay. Ayrıca daha tehlikesiz. Kaliforniyalılar da bu yolu seçiyorlar.

Al Fritz bu modanın farkına varıyor. Stingray model bisikleti tasarlıyor ve Schwinn bu bisikleti piyasaya sürerek belki de önce Kaliforniya’da, sonra ABD’de, daha sonra ise tüm dünyada yeni bir akım ve yeni bir sporun popülarite kazanmasını sağlıyor: BMX.

Haberin Devamı

Son söz gençlere

Kendisi de büyük bir bisiklet tutkunu olan, Sakarya’nın sevilen simalarından Kenan Sofuoğlu ile Cyclist Türkiye bisiklet dergisi için yaptığım bir röportajda, sporculuk döneminde tesis eksiliğine gem vurup, antrenman yapabilmek için kendi parkurunu kendisinin yaptığını iç çekerek anlatmıştı.

Bugün, Sakaryalıların gururla bahsettiği Sofuoğlu’nun sonraki sporculuk kariyeri ve elde ettiği başarılar hepimizin malumu. Şimdi ise bisiklet adına Sakarya’da böylesi güzel tesisler varken, bir sonraki adımın, Sakaryalı genç bisiklet sporcusu adaylarının yetiştirilmesi olması en büyük temennimiz. Zira Sakarya seyircisinin ev sahipliği yaptığı uluslararası müsabakalarda kendi çocuklarını alkışlaması en büyük hayali ve hakkı diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Erman Öner yazdı: Bisikletle özdeşleşen şehir