İki takımın da önemli eksikleri vardı. Bursa’da N’Diaye ve Ferhat, Gençlerbirliği’nde; M.Sedef, Serkan, Jimmy Durmaz, Zec ve Azofeifa yoktu.
Bursaspor’daki eksikler merkezde fizik kalitesinin düşmesine ve takım hızının aşağı gelmesine yol açtı. Gençler’de ise saha içi iletişimi arıza verirken, final paslarında başarısızlık göze çarptı. Yeşil-beyazlı takımı anlamak mümkün ama sistemi kontratak üstüne kurmuş olan Başkent ekibi için aynı şeyi söyleyemeyiz. Timsah’ın topla daha fazla oynaması, moral motivasyon ve rakibe psikolojik üstünlük sağlaması adına önemliydi. Ancak ağır olan Aykut ve Kulusic’in arasına topu sokamaması gol bulmasını engelledi. Gençler’de, Özgür ve Petrovic’in düşük tempoda oynamaları, hücumcular Hurşut ile Oktay’ın topla buluşamamasına neden oldu. Bursa’da sakatlanan Tuncay’ın yerine Musa değil, Forsell girmeliydi. Çünkü Finli daha şutör bir isim. Ertuğrul Sağlam’ın, Okan hamlesi hücuma hareket getirdi, ancak bunun da devamı gelmedi.
Bursaspor, iki kanadı da etkili kullanırken, oyunu sete çevirme konusunda da başarılıydı. Fakat, rakibi hataya zorlamaması ve en önemlisi az şut atması maçın berabere bitmesindeki esas etkendi. Ve bence kayıp büyük oldu.