İki kaleci, Gençlerbirliği'nde Dahlin, Timsah'ta Harun, sanki birbirlerine nazire yaparcasına müthiş bir performans ortaya koydular. İki takımın da sıralamada aynı puanda, rahat bir konumda olmalarından dolayı pozitif bir futbol ortaya koyması seyir zevki açısından keyifliydi. Daha çok hücumcuların öne çıktığı oyunda, Gençler'de Jimmy Durmaz ve Zec Timsah'ı rahatsız eden oyunculardı. Bursaspor ise Volkan, Fernandao ve Belluschi ile rakip kalede etkili oldu. Ama skor almayı bilen Ankara temsilcisi oldu. Kırmızı-siyahlıların Zec ile attığı golde yeşil-beyazlılardan Şamil ile eşleşmesi Gençler için şans, Timsah için şanssızlıktı. Çünkü bu pozisyonda top öyle bir yere gitti ki Harun'un yapacağı bir şey yoktu.
Oyunun uzun mesafede oynanmasından dolayı daha çok pozisyon ve daha çok gol beklentisi oluştu. Ancak bu gerçekleşmedi. Bu kadar geniş alanda top aldığında hiçbir baskı görmeyen oyuncuların, yaratıcılıktan uzak bireysel kaliteye ulaşamaması enteresandı. Bence Türk futbolcusunun eksikliğiydi. İki takımdaki savunmacıların da benzer anlayışla maça değer katmak için daha az teşebbüs etmesi ilginçti. Bunun tek sebebi olabilir; teknik adamların aşırı savunma oyununu benimsemesi.
Sonuçta, Timsah için Avrupa'ya gidecek olan en kısa yol, kupa yoluydu, kapandı. Lig içinse umut vardı, bu da Ankara'da tükendi.