13.05.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe, Süper Lig'de bitime 2 hafta kala Kayserispor ile karşı karşıya geldi. Sarı-lacivertliler, rakibi karşısında sahadan 3-0 galip ayrıldı. Kadıköy'de taraftarların protestoları eşliğinde sona eren maçı Milliyet Gazetesi yazarları değerlendirdi.
Milliyet'in duayen isimlerinden Ercan Güven, sarı-lacivertlilerde sezon sonunda yolların ayrılması gereken isimleri işaret etti.
İşte Ercan Güven'in "Kartal'ın matematiği aşkına" başlıklı yazısı...
Herkes gülüp geçti ama Fenerbahçe takımı İsmail Kartal’ın ufukta şampiyonluk vaat eden “matematiğine” inanmış gibi oynadı ve kazandı.
Peki ne avantaj sağladı?.. Hiç!..
Elin muhtemel galibiyeti ile puan hesabı yapmayacaksınız demek ki. Kadıköy’deki Galatasaray derbisinde korkup beraberliğe yatmayacaksınız, Sivas’tan Konya’dan tek puana razı olmayacaksınız zamanında.
İrfan Can ve Osayi’nin yokluğunda maça sağ kanadı kırık çıkan Fenerbahçe, çareyi Djiku’yu altı numara, Ferdi’yi sağ bek yapmakta buldu ama önde Cengiz varken sağ kanat onarılmış sayılmazdı. 83’de çıkana kadar on kişi oynattı Fenerbahçe’yi Cengiz.
Hayal kırıklıklarından bahsetmişken; Crespo ve Lincoln’den vazgeçip Krunic’i alan, Zajc’ı bırakmayan Fenerbahçe “futbol aklının” hatalarını “itirafıydı” Kayserispor maçı. Maç önemliydi ama o aklın tercihi “önemli” adamlar kulübedeydi. Fenerbahçe kulübesine bakan yeni sezonda bavulunu toplaması gerekenleri görebilirdi.
Aslında bu saatten sonra kimin nasıl oynadığının da pek önemi yoktu. Fenerbahçe’nin giderayak motive olması önemliydi ki, maç başlarken İsmail Kartal’ın görülmemiş şekilde takım kaptanı gibi sahaya girip yedek kulübesini de sahaya çağırarak yaptığı motivasyon konuşması ruh halini ortaya koymuştu. Daha önceleri nerelerdeydin Hoca’m?..
Karşı kıtada Karagümrük’ün ilk golüyle damarlarına şampiyonluk umudu pompalanan Fenerbahçe tribünleri çeyrek saat de olsa “istekli ve umutlu” Fenerbahçe’yi izlediler doya doya. Saraçoğlu’nun tabelası 70. Dakikayı gösterirken Galatasaray skoru 2-1 yaptı, Fenerbahçe 3-0 önde olsa da her şey eski tas eski hamam hale geldi. Sadece İsmail Kartal’ın “matematiği” kalmıştı elde. Ardından birer gol daha… Dedik ya; elin golü ile hesap, Lig’e uymaz.
Maçta Fenerbahçe üstündü. İlk yarıda iki gol yiyen Kayserispor kalecisi Bilal, belki de maçın futbolcusuydu ve ilk devrede kurtardığı net gol sayısı beş taneydi. İkinci yarıya da Ferdi’nin net golünü kurtararak başladı.
Fenerbahçe kazandı ama her şey aynı.
Sezon bitti sayılır… Lakin, Fenerbahçe’de heyecan bitmedi. Daha iki büyük derbi var önünde!.. Biri Rams Park’ın çimenlerinde, diğeri Saraçoğlu’ndaki bir numaralı koltukta. Önemlidir… Biri sezonun hüznünü alır, diğeri rotayı çizer. Matematik bitti, sıra fiziğin bile ötesinde; duygularda.
Ali Koç’un tarihe geçen başarısızlığı / Uzay Gökerman
Karşılaşmanın 70. Dakikasında Olimpiyat Stadyumundan gelen gol haberi Fenerbahçe Stadyumundaki havayı bir anda değiştirirken sezonun da bitişini bildiriyordu.
Bundan sonrası bir prestij mücadelesi olacaktır Fenerbahçe adına. Derbide Galatasaray’ı sahasında yenerek en azından rakibinin sevincine buruk bir tat bırakmak isteyecektir.
Bu sezon tüm Lig tarihinin ortalamalarının üzerine çıkan bir rekabete sahne oldu.
Fenerbahçe’nin kendisini burada tamamen yenilmiş hissetmesini doğru bulmuyorum.
Galatasaray geride kalan 36 maçlık seride sadece 4 maçta puanlar kaybederken; Fenerbahçe bunun üzerine 3 maç daha ekleyerek 7 karşılaşmada 3 puana ulaşamaması işin görünürdeki sonucunu belirleyen etken oldu.
Fenerbahçe’nin son düzlükte 4 puan bıraktığı Sivaspor ve Konyaspor deplasmanları oyundan çok mücadelenin psikolojik tarafını yönetememenin etkisi olarak göze çarptı dersek yanılmış sayılmayız.
Sayın Ali Koç sezon başında takımın başına getirdiği futbol aklı ve transferlerle saha içindeki sorunu çözmede büyük bir mesafe kat ederken; Fenerbahçe’nin yıllardır en önemli açmazı olan çevresel etkiler ve olayın psikolojisi tarafında kelimenin tam anlamıyla çuvalladı.
Ortaya çıktığı ve ön planda olduğu her yerde Fenerbahçe sahada veya masa başında kaybetti.
Tüm Fenerbahçe tarihi göz önünde bulundurulursa Ali Koç kadar başarısız bir Başkan’ın o makamda bu kadar uzun süre görev yaptığı görülmemiştir.
2018’de göreve gelmek adına verdiği hiçbir seçim sözünü tutamadığı gibi Fenerbahçe’yi aldığı seviyeden gerilerde, en büyük rakibi Galatasaray’ın da oldukça arkasında bir yerde kalmasının baş sorumlusu haline gelmiştir.
Hal böyleyken Fenerbahçe’nin önemli bir Süper Lig karşılaşması öncesinde yine ön plana çıkarak sahne almış; Cumartesi günü, Başkanlığa tekrar aday olduğunu ilan etmiştir.
Tıpkı 2017-18’in ta en başında yaptığı gibi...
Dün Kayserispor maçının 70. Dakikası oynanırken, Galatasaray’ın 2-1 öne geçtiği görüntüleri Stadyuma düştüğü anda tribünler nasıl bölünerek her kafadan bir ses çıkmaya başladıysa işte benzer görüntüler 2017-18 sezonunun birçok karşılaşması oynanırken sahne alıyor; yaşanıyordu.
Hatta Fenerbahçe’nin başarısızlığı sosyal medyadan açıktan açığa pompalanıyor; televizyonlarda bazı tipler “maçlara gitmeyin, forma almayın, desteklemeyin” diye neredeyse böğürüyordu.
Bu ortamın ortaya çıkmasının nedeni Ali Koç’tan başkası değildi kuşkusuz.
Belki Amerika’da okumanın verdiği ilhamla oradaki Başkanlık yarışı ile bir spor kulübünün başkanlık yarışını bir araya getirerek başlattığı propaganda sonucu Fenerbahçe’nin bugünlere gelmesinin de fitilini ateşleyen kişi oldu.
Belki içinde yaşadığımız için yarattığı etkileri görmede zorlanıyoruz; yarattığı tahribatın ve erozyonun sonuçlarını ilerleyen zamanda çok daha açık bir şekilde göreceğiz.
Ortada böylesine büyük bir problem varken elbette sahaya çıkan takıp tertibi, taktik ve oyun anlayışına gelebilmek için fazlasıyla zorlanıyor insan.
Fenerbahçe’nin potansiyel Başkan adaylarından birinin ortaya attığı Mourinho ismi nedeniyle çıtayı daha yukarı çekmek üzere Saadettin Saran’ın listesinde olan Conte’ye rotayı çeviren Ali Koç’un 2 Nisan’dan yaklaşık 40 gün sonra geldiği yer oldukça çarpıcı ve etkileyici olduğunu söyleyebiliriz.
2 Nisan günü sorunun tüm boyutunu saha dışı etkenlere adresleyen Ali Koç’un 40 gün sonra tekrar saha içine odaklanması önümüzdeki sezon adına da bize fikir veriyor olmalıdır.
İster istemez akıllara şu soru geliyor.
Okan Buruk yönetimindeki Galatasaray önümüzdeki sezon da benzer bir performans sergilerse Conte veya Mourinho isimleri Sivasspor ve Konyaspor karşılaşmalarında puan kaybetmemek üzere mi takımın başına getirilmesi düşünülüyor?
Çözüm bu mudur?
Sanırım bu tüm Başkan adaylarının cevaplaması gerekecek bir soru olarak dikkatlerde kalmalıdır.
Çünkü Ali Koç tam da buna odaklanarak 2018 seçimlerini kazanmış; sonrasındaki tüm başarısızlıklarda yüzleştiği şey saha dışındaki gerçekler olmuştur.
Hafızayı beşerin nisyan ile malul olması insani bir özür olarak biliniyor olsa da buradaki “nisyan” ile kastedilen şey kuşkusuz öğrenilmiş dersler değildir.
Evet...
Dün Fenerbahçe, Kayserispor karşısına bazı zorunluluklar nedeniyle farklı bir kadro tercihi ile çıktı.
Djiku ilk defa orta sahada 6 numara bölgesinde oynadı. Gol attığını da göz önünde bulundurarak burada hiç de fena mücadele etmediğini söyleyebiliriz.
Bu sezon İsmail Kartal’ın özellikle Lig’in ikinci yarısında takıma yeterli katkıyı verememesi nedeniyle eleştirebiliriz, sanırım.
Çok ezber değişiklikler yaparak özellikle puan kaybedilen karşılaşmalarda ön plana çıktı.
Oysa ezber bozmak da bir teknik direktör dokunuşu olarak sahaya yansıtılması gereken bir cesaret hamlesidir.
Tıpkı Batshuayi’nin oynatılması gibi...
Kayserispor karşısında gördük ki nasıl Avrupa Kupası maçlarında rotasyonun bir parçası olarak Batshuayi birçok maça ilk 11’de başladı, Süper Lig’de de daha fazla zaman alabilirdi.
Özellikle de Dzeko’nun performans olarak yetersiz kaldığı sezonun ikinci bölümündeki karşılaşmalarda.
Tadic, Szymanski ve Dzeko’nun alternatiflerini oluşturamamak İsmail Kartal’ın bu sezon en önemli eksiği olarak göze çarptı.
Bir karşılaşma yapılacaksa eğer Okan Buruk’un Kerem Aktürkoğlu’nu kenara çekip, Barış Alper’i ön plana sürmesi Galatasaray’a son düzlükte bir dinamizm kazandırdı. Sonuçlarını görüyor, izliyoruz.
Livakovic’in de takıma ısındığını görüyoruz. Bu sezon olmadı ancak önümüzdeki sezon muhtemelen kadronun en kritik oyuncularından biri olacaktır.
Takımda performans olarak düşen birkaç oyuncu var ancak artık sahne kapanırken sanırım bunları daha fazla konuşmanın da anlamı kalmıyor.
Önümüzdeki hafta Fenerbahçe adına çok kritik bir derbi karşılaşması var. Sezonun sonucu ne olursa olsun burada takımın son sözü söylemesi iyi gelecektir.