03.12.2024 - 23:54 | Son Güncellenme:
Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek suskunluğunu bozdu. Tartışmalara sebebiyet veren sponsorluk anlaşması hakkındaki soruyu cevaplayan Dursun Özbek, TFF ve Fenerbahçe ile ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
A Spor'a konuk olan Dursun Özbek'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
TFF seçimlerinde Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu'na destek verdik. Bir önceki yönetimden memnuniyetsizlik vardı. Bir yapıdan bahsederek, Sayın Mehmet Büyükekşi yıpranmıştı. Biz de memnun değildik ama onlar da memnun değildi! Yapı öyle, yapı şöyle! Sonra Hacıosmanoğlu'nu ve vaatlerini dinledik. Biz de onu destekledik. Ancak Galatasaray'a olan tavırlardan memnun değiliz. Vaatleri yerine getiremediğini görüyoruz.
Galatasaray formasına aldığımız haber portalı reklamı için TFF'ye yazı yazdık. Onlara sormak zorundayız, prosedür böyle. Yazılı olarak sorduk, onlar da 'İzin veriyoruz, maça çıkabilirsiniz ama sorumluluk size ait' dediler. Çıktıktan sonra birinci günden itibaren Türkiye'de yankılanması oldu. Konu ile ilgili tenkitler, eleştiriler oldu. Sonra TFF, bize ikinci yazıyı yazdı ve 'Böyle maça çıkamazsınız' dediler. Sayın Başkan 'İlk mektupta tavır gösterdik' dedi. İlk mektuptan çıkamazsınız dediklerini anladıysa, ikinci mektubu neden yazdı? Rakiplerin ve kamuoyunun baskısıyla mı fikri değişti? Bizi eleştiren rakiplerimizden etkilendi.
Rakiplerimizin şikayetiyle konu yargıya gitti. Biz de gittik, ifadelerimizi verdik. Konu ile ilgili yargı takipsizlik kararı verdi. Peki sonra ne oldu? Sayın Başkan bir programda 'Ne hikmetse yargı takipsizlik kararı verdi' dedi. Ne hikmetse ne demek? Bu kelimeden ne anlıyorsunuz? Sayın Başkan'a bu sözlerle yargı ve kulübü töhmet altında bırakmak yakışıyor mu? Bu aynı rakibimizin ağzı! Biz bunu kabul etmiyoruz! Rakibimizin ağzıyla konuşmaları, bizde soru işareti oluşturuyor.
Okan Hoca, bir hakeme 'bir daha burada maç yönetemezsin' demiş ve sevk edilmiş. Neticesinde para cezası vermişler, onu da Tahkim Kurulu kaldırmış. Suçsuz olduğu ortaya çıkmış. Devamında Sayın TFF Başkanı 'Sen hakeme bu lafı ettin, bak sen göreceksin' O hakemi bir daha senin maçına gönderiyor muyum, göndermiyor muyum!' diyor. Bir TFF Başkanı, böyle intikamcı, rövanşist yaklaşımda olabilir mi? Okan Hoca senin zaten muhatabına değil! Evet verdin, Eyüpspor maçına verdin! VAR hakemini de ona göre ayarladın!
Perşembe günü bir Avrupa maçı oynadık uzaktan deplasmanda geldik. TFF'ye yazı yazdık, perşembe oynayan rakiplerimizin pazartesi oynadığı gibi biz de bunu talep ettik. Özellikle futbolcu sağlığını dikkate aldık. "Pazartesi valilik iki önemli maçı İstanbul'da oynatmak istemiyor. Pazartesi olmaz" dediler. O zaman "Eyüpspor'a sorun ve salı gününe alın" dedik. Orada da yayıncı kuruluşun istemediğini söylediler. Yayıncı kuruluş ise böyle bir müracaatın olmadığını söyledi. Bütün bunlara ne gerek var.
Eyüpspor maçına verilen hakem, Okan Hoca'ya inadına... Maç ve VAR hakemini öyle bir hakem seçiyor ki! Trabzonspor'da Trabzonspor'u katletmiş! Bizim Kasımpaşa maçına gelmiş, orada da iyi değil! Belli bir sıkıntı var. Pazar günü açıkladım, maç hakemini suçlamadım. Birileri onu formatlayarak gönderdi ve görevini yaptı.
Bir takımı doğramanın çeşitli yolları var! İnce ince de doğrayabilirsiniz, kafadan da doğrayabilirsiniz! Neticede TFF'den memnun değiliz.
TFF, MHK ile birlikte Galatasaray'ın başarısını, sahadaki performansını etkilemek için tavır takınmıştır. Galatasaray Başkanı olarak, emeğimize kimsenin el sürmesine müsaade etmem! Emeğe büyük saygım var, kimse bu emeği gasp edemez! Müsaade etmem! Öyle bir yapım var!
1950'li doğumluyum, fakir bir ilçe olan Şebinkarahisar'da doğdum. Sonra İstanbul'da okudum, erken yaşta babamı kaybettim. 13 yaşında aile reisi oldum, 22 yaşında ticarete başladım. Hayatın bütün zorluklarını gördüm. Ticaret hayatımın büyük bir bölümü otobüs sırtında, Anadolu yollarında geçti. Emeğin ne olduğunu, hayat kurmanın ne olduğunu bilen birisiyim. Kimsenin hakkına, kuruşuna göz dikmedim. Kimsenin hakkımı gasp etmesine müsaade etmem. Galatasaray'ın hakkına, başarısına, puanlarına göz dikenlerin gözünü çıkarırım! El sürenlerin, elini kırarım! Herkes verilen emeğe saygı duysun!
Kimseden ayrıcalık istemiyoruz. Galatasaray'a ayrıcalık bir ayrıcalık tanımasını istemiyoruz. Seçimde söz verdikleri gibi Türk futboluna adalet getirmeleri lazım. Sayın Başkan bundan sapmadan, Türk futboluna adaleti getirmek zorundadır. Söz verdiğinin yapmayan kişinin artık orada oturmasına gerek yok! Adalet arayışı dışında bir talebimiz yok. Sözlerini yerine getiremeyecekler, bu TFF'ye de ihtiyaç yok!
Yapı söylemleri Büyükekşi döneminde de vardı. Sayın Büyükekşi gitti, yine benzer şekilde yapı hikayesi. Allah akıl fikir versin.
Google'a girdiğiniz zaman çok konuların ne anlama geldiğine bakabilirsiniz, ben öyle yapıyorum. 'Türk futbolunda yapı' deyin, bakın karşınıza ne çıkıyor. 'Bakınız Fenerbahçe-Gaziantep maçı, bakınız Galatasaray-Eyüpspor maçı' diyor. Bir yapı diyorlar da bu yapı nerede, kim yapmış? Kimse bilmiyor.
Türkiye'de futbol Galatasaray'a karşı oynanan bir oyun! Bunu geçmişten beri kullanıyoruz!
Bu nasıl bir yapı? Hafta sonu oynadığımız maçlarda bu yapı kime çalışıyor? Yapının nasıl olduğunu, kim olduğunu, nerede olduğunu söyleyen yok! Fenerbahçe maçından sonra asbaşkanları 'Bir yapı var, şöyle böyle' diyor. Sonra 5-6 dakika Galatasaray konuşması ve soru almadı.
Başkanları geçen sene TFF Başkanı'nın içinden geçiyordu, sonra güzelleme yapıyordu. Şimdi aynı şeyi İbrahim Hacıosmanoğlu için yapıyor. Demek ki bu bir usul haline gelmiş. Aynı filmin tekrarı, konuşanlar değişti. Aynı filmi çevire çevire kamuoyunun önüne koyuyorlar. Arkadaş yapı varsa açıkla! Çok kişi şimdi yapı ile yalı kelimesini de karıştırıyor! Yapı varsa, net bir şekilde ortaya koyarsınız. Cesaretli olun kardeşim, açıklayın bu yapıyı.
Böyle anlamsız içi boş tartışmalardan sıyrılıp yeşil sahalara inebilsek! Bir türlü rakibimizin sahalara geldiğini görmedim! Hep masada hesaplaşma, söylemlerle karşı tarafı yıpratma! Hep böyle bir şeyin içerisindeler! Bizim kozumuzu paylaşacağımız yer yeşil sahalar.
Rakip takım başkanı 'Fıtratımızda ne var, ne yoksa yapacağız' dedi. Aldığım terbiye, okuduğum okullar, etik değerler... Benim pozisyona göre fıtratım değişmez! Rakip takım başkanı 'Hakemleri gidin yumruk atın' falan dedi. Bunları söyledi mi? Bunları söyleyen bir kişi, yapı olduğunu söylüyorsa... Boşuna 'Yalılarda toplantılar oluyor' diye söylemiyorlar. Ben şahit olmadım ama bunlar piyasada konuşuluyor. Kimse de aksini söylemiyor.
TFF Başkanı'na ziyaretimde 'Her gün rakip takım yöneticilerinden bir tanesi burada, ne işi var kardeşim? Burada mı çalışıyorlar?' dedim. Büyükekşi döneminde de sordum! 'Ya geliyorlar işte. Siz de gelin' falan.. Ya ne işimiz var? Bir işimiz varsa gideriz. Yapıyı arıyorlarsa, buradan bakarak arasınlar. Yapı öyle telefonla oluşmaz! Aldığımız çok vahim duyumlar var. Olayın şeyini değiştirmemek açısından futbolun yeşil sahada kalması yönünde irademiz olduğu için kendimize saklamak istiyorum.
Trabzonspor geçen gün 'TFF yok hükmündedir' dedi. Biz de aynı görüşteyiz. Bizim emeğimize göz diken, isterse babamın oğlu olsun! Bu emeğe göz dikenin gözünün çıkarırım! El uzatırsan o eli kırarım! Yapı yapı denen formatın oluşması için bu tip görüşmeler lazım! Kimse öküz altında buzağı aramasın, yapı dediklerinde aynaya baksınlar.
Oğuzhan Çakır'a birisi görev verdi ve yaptı! Daha önce de Trabzon'da ve bizim Kasımpaşa maçında yaptı. Sabıkalı bir hakem. Görev adamı, geldi görevini yaptı ve gitti. MHK görevi verdi, çekinmeden işini yaptı. MHK'ye kim görev verdi, herhalde Sayın Başkan! Alt alta bunları yazınca, TFF'den nasıl memnun olalım? Son derece başarısız buluyorum. Bundan sonra aynı tarafta değiliz! Onun için şimdi Oğuzhan Çakır'ı gönder bakalım! Bak o zaman nasıl oluyor işler!
Galatasaray Spor Kulübü yaptığı işten pişman olmaz. Öyle bir kolaycılığı gitmem. O gün itibariyle Büyükekşi döneminden memnuniyetsizlik vardı. Sayın Hacıosmanoğlu'nun anlattıkları çerçevesinde ona güvendik ve oy verdik. Her yerde böyledir, seçimle gelenler bir şeyler anlatır ve siz de oy verirsiniz. Uygulamaya geçtiğinde tersini yapıyorsa, eleştirirsiniz. Galatasaray'ın artık TFF'ye güveni kalmadı.
Seçim çağrısı Galatasaray'ın inisiyatifinde değil. Biz rahatsızlıklarımızı anlatıyoruz. Sayın Hacıosmanoğlu'na da söyledik. Kendisinden tatminkar bir cevap alamadık. Eyüpspor maçından sonra görüşmedik. Uzun zamandan beri kendisiyle görüşmüyorum. Bunları anlattık ama bir gelişme görmüyoruz.
Galatasaray bir mücadele takımıdır. Onun için 'Bütün maçlara aynı hakemi ve aynı VAR'ı gönderin' dedim. VAR da Galatasaray için sabıkalı birisi. Sizi ölçtük, tarttık. Bizim mücadelemiz bundan sonra buna göre olacak. İyi niyetten yoksun, iyi niyetin dışına çıkmış tavıra karşı mücadele edeceğiz. Bizim için fark etmez, sahada karşılaşacağımız muameleyi biliyorsak; Galatasaray bunların altından kalkar. Biz oyunu hangi kurallara karşı oynayacağımız bilelim, bu bize yeter. Bizim başarımızı kimse engelleyemez. Karşımızdaki yapının bu olduğunu bilelim. Sarı kartı, kırmızısı.. Rakibimizin ağzıyla konuşmalar, beraber hareket etmeler! Yeter ki biz bundan emin olalım! Bizim mücadelemizin şekli değişir ve ona göre hazırlanırız. Oyun yeşil sahada mı, yalı da mı, TFF'nin odalarında mı oynanıyor? Yeter ki onu bilelim.
Acun Ilıcalı muhatabım değil! Zaten olması da mümkün değil! Bahis konusuyla ilgili bizse çığırtkanlık yaparken, RTÜK'ten ceza almış bir kanalın sahibi. Söylediklerinin satır aralarına bakarsanız ortaya Türkiye'nin en büyük kulübünün Galatasaray olduğu ortaya çıkıyor. İnsan durup dururken 'Galatasaray tek başına olmak istiyor' diyor. Nereden çıkıyor bu? Biz öyle bir şey mi dedik? Türkiye'de futbol kamuoyu, Türkiye'nin en büyük futbol kulübünün Galatasaray olduğu konusunda birleşiyor. Biz bunu demedik ama karşı taraftaki algı ve birleştiği nokta, Galatasaray'ın Türkiye'nin en büyük futbol kulübü olduğu yönünde. Satır aralarında bunun ezikliği var.
Galatasaray'ın Avrupa serüvenine, diğer rakiplerin Avrupa serüvenine bakın! Bunlar tescillenmiş şeyler. Biz boşuna 'Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray yazar' demedik. Acun Ilıcalı, kamuoyundaki etkiden etkilenmiş. Bunun ezikliği içinde 'Siz kendinizi tek kulüp mü sanıyorsunuz?' diyor.
Mauro Icardi'nin Galatasaray için ne ifade ettiği belli. Türkiye'de ve Galatasaray ikon haline gelmiş bir figürü. Sözleşmesini dondurmak lafları, Galatasaray'ı yıpratmak isteyenlerin söyledi laflar. Bunu gündeme getirenler o tip insanlar. Ameliyatı Arjantin'de oldu. Ameliyat sonrasında kendini aradı ve telefonunu açmadı. Dinleniyor diye mesaj geldi, tekrar arayacağım. Bütün Galatasaray camiasının, futbol kamuoyunun sevdiği bir isim. Bu tarz Türkiye'ye gelmiş, herkes tarafından sevilen oyunculara çok az rastlarsınız. Icardi de onlardan birisi. Şampiyonluklara katkısı oldu ve çocukların sevgisi. Büyük, küçük herkes tavrından ve sahadaki performansından dolayı onu sever. Galatasaray öyle vefasız ki, sözleşmesini donduracak! Öyle bir şey yok!
Victor Osimhen, 100 yıllık Galatasaray gibi geldi ve uyum gösteriyor. Florya'daki tavırlarını görseniz! Burada bizim de payımız olduğunu düşünüyorum ve çok memnunum. Zaten bu atmosfere uyamayanlar, Galatasaray'da duramıyor.
Bu sezon bizim futbolcumuz. Devre arası ayrılması için çok zor bir madde var. Bizim anlaşmamıza göre sezon sonuna kadar bizde oynayacak. Kimse eğip, bükmesin. Sezon sonunda kendi kararını verecek. Galatasaray'da devam etmek isterse, devam eder. Ayrılacağı yönündeki algılara kapılmayın. Türkiye'de ve Galatasaray'da olmaktan dolayı çok memnun. Kimseyle Victor Osimhen'in bonservisi için rakam konuşmadım. Rakamla ilgili cevap vermek durumunda değilim.
Benim takımımın oyuncuları ve onları konuşmaları hakkında soru sorarsanız sevinirim. Jose Mourinho'nun açıklamaları hakkında konuşmayacağım.
Sorulabilir diye forma rakamlarını aldım. Geçen sene 700 bin forma sattık. Türkiye rekoru mu bilmiyorum, böyle bir değerlendirme yapmadım. Bu sene hedef 1 milyon, bu sene 570 bin forma sattık. Burada kendi ürettiğimiz formalar hariç! Şu ana kadar rekor kırıyoruz. Günde 1500 tane forma satıyoruz. 1 milyon hedefe ulaşırsak, mağazacılık anlamında iyi kazanç oluyor. Galatasaray'ın yaptığı anlaşmaya göre formadan geliri de yüksek. Bayern Münih euro bazında formayı ne kadar satıyorsa, biz de TL bazından o paraya satıyoruz. Ocak ayı itibariyle mağazacılık anlamında Avrupa'da olacağız. Sonrasında Uzak Doğu'da olacağız.
Maç günü 10 bin bilet satıyoruz. Fiyatları 4-5 misli yukarıya çekmemize rağmen bunu yapıyoruz. Maç ortalaması 43 bin kişi. Bir maçtan 60 milyon TL gelir elde ediyoruz.Bu sene sponsorluk anlamında 80 milyon euro gelire gidiyoruz. Bunun nedeni Galatasaray'ın başarısı. Sponsor sadece para veren kurum değil! Onlarla iletişim ve aktivitelerimiz çok önemli ve güzel örnekler. İnsanları cezbediyor.
Mauro Icardi ile birçok kurum reklam filmi çekmek istiyor. Victor Osimhen'in gelmesi önemli. İyi futbolcuların gelmesi, seyir zevkini arttırıyor. Rakip takımı tutan arkadaşlar bile 'Galatasaray'ın maçlarını izlemek istiyoruz, keyif veriyor' diyorlar. Karda, yağmurda taraftar geliyor. Avrupa maçlarında insanlar bilet bulamıyor. Bu boşuna değil!
Mauro Icardi'nin alternatifi var mı? Adresi söyleyin gidip bakalım! Alternatifi olan bir futbolcu değil! Okan Hoca ile konuşuyoruz. Devre arası transferlerini eksiklerimize göre yapacağız. Bu eksikleri tamamlayacağız. İsimleri söylersek, işler zora girer. İki bekin olmadığını iyi hatırlattın! Biz de taraftarız, biz de görüyoruz! Kimse merak etmesin! Eksikleri tamamlayacağız.
Devlete vergi borcumuzun olması mümkün değil! Üç ayda bir bütün kulüpler borçsuzlukla ilgili devletten, menajerlerden, oyunculardan ve kulüplerden borçsuzluk kağıdı alması lazım. Bir adama borcunuz varsa, adam 'Önümüzdeki ay ödenmesini kabul ediyorum' derse, UEFA nezdinde sorun olmaz. Devlet de aynı şekilde. Devlete olan ödemelerimizi zamanında yapmak istiyoruz. Kulübün bütün gelirleri konsorsiyum bankalarının hesaplarında toplanıyor. Önce vergi ödeniyor. Vergi için hesabından para kesiliyor ve blokeye alınıyor. Zaman zaman yapılandırma ihtiyacı duyuyoruz. Devlet babaya gidiyoruz ve 'Efendim sıkıştık. Yasal mevzuata göre yapılandıralım' diyoruz. Devlet kabul etmezse, ödemek zorundasınız. Devlet dairelerinden bu yazıyı alıp, UEFA'ya göndermeniz lazım. Aksi durumda maça çıkamazsınız. Devlete iki senede 3,5 milyar TL vergi vermişiz. Sadece Galatasaray değil, diğer kulüpler de ödüyor.
Bankalar Birliği'nden çıkmamız farz. Bu konu için iki plan geliştirdik. A planına göre Florya'da oluşacak kaynak. 2,6 milyar TL'lik borcun ödenmesi yönünde plan yürüyor. Evrakları hazırladık, ihaleye çıkacağız. Oradan gelecek parayla kapatabiliriz. B planı da geliştirdik. Onu bugün açıklayamıyorum, önümüzdeki günlerde açıklarım. Bir senede 1,5 milyar TL'ye yakın faiz ödüyoruz. Türk futbolundaki bütün kulüpler bu faiz ödemesinden kurtulmalı. Bu faiz ödemesi olmasa, hiçbir şeye ihtiyacımız kalmaz.
Kemerburgaz için dilimi ısırıyorum, bitti demeye korkuyorum. Tez canlı birisiyim. Sezon başında taşınacağımızı söyledim ama bazı müteahhitler ile aramızda uyumsuzluklar oldu. Süremiz 2-3 ay gecikti. Bir kısım temizlik, bir kısım boya aşamasında. Devre arasında oraya geçmek zorundayız. Florya ihalesi olacak, orayı teslim etmek zorunda kalacağız.
Talih kuşu değil, Galatasaray hak ettiği değerlere kavuşuyor. Çin Büyükelçisi, benden randevu istedi. İstanbul Konsolosu ile geldi ve müsteşarını da yanında getirdi. Galatasaray'a ile Çin'deki vatandaşların nasıl birbirine enerji vereceği yönünde oldu. Galatasaray'ın büyük bir marka olduğunu kabul ediyorlar. Galatasaray ile yapacakları işbirliğinin kendilerine fayda sağlayacağını kendileri söylüyorlar. Çin'e beni davet ettiler. Bu hafa yeniden yemek yiyeceğiz. Galatasaray'ın ne kadar tanınır olduğunu rakamlarla ve örneklerle anlattık. Zaten onlar bu hesapları yapmışlar, hazır geldiler. Bize helvayı yapmak kalıyor. Bir tanesi otomotiv firması.
Çok fazla detaya girmeye gerek yok. Geçen hafta Güney Kore Büyükelçisi geldi, oraya da gideceğimi söyledim. Biz talep etmeden bu ziyaretleri yaptılar, Galatasaray için bu gurur.
Birçok oyuncuma teklif var. Hiçbir oyuncumuzdan vazgeçme durumunda değiliz. Bu çocuklar bizim çocuklarımız, onların da kariyerleri için düşünceleri var. Kerem Aktürkoğlu en önemli oyuncularımızdan, çok da sevdiğim birisiydi. Kendisi gitmek istedi. Galatasaray'ın da memnun olması yaklaşımıyla anlaştık. Bir sonraki satıştan da pay alacağız.
Amatör sporları geri planda tuttuğumuz yönünde bir şey söylüyorsunuz. Basketbolda 4,5 milyon dolar bütçe ile oynuyor. Müessese takımları 25-30 milyon dolar seviyesinde. basketbolda şampiyonluğun ücreti belli. Fazla şansa gerek yok. Şu dönemde oluşturduğumuz bütçe ile çok başarılı sezon geçiriyoruz. Ya dördüncü ya da beşinci sıradayız. Voleybolda kadın ve erkekte başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Kadın basketbolda ligde ve Avrupa'da şampiyonluğa oynuyoruz. Su topunda Avrupa şampiyonuyuz. İki bine yakın sporcumuz var. Yerleşkeleri, hocası, yatması, kalkması.. Her branşta Avrupa'ya gidiyoruz ve deplasman masrafları var. Büyük bir bütçe gerekiyor. Bu bütçeyi, bu seviyede yönetebiliyoruz. Florya ihalesinden sonra para gelecek. Bunun ana parasını amatör sporları kaydıracağız. Bugünkü bütçenin 3-4 misli bütçe olacak. Bir seferlik değil, sürdürülebilir sistem olacak. Her sene bu bütçe gelecek.
Fernando Muslera yaşı itibariyle kendi kararını verecek. Muslera burada dört kontrat yaptı, üçünü ben yaptım. 'Geçen dördüncü kontratı yapacak mıyız?' dedi, şakalaştık. Kendi performansına ne kadar güvendiğine bağlı yeni sözleşme. Böyle başarılı bir kaptanınızın olmasını istersiniz. Ailesi Uruguay'da, orada bir takım almış ve onun hayaliyle yatıp kalkıyor.
Galatasaray dijital medyada çok kuvvetli. Bayern Münih, Manchester City, Real Madrid ve Barcelona'nın arkasından geliyoruz. Türkiye'de hangi gazeteyi, dergiyi açarsanız, Galatasaray var. Spor yorumcuları arasında ne kadar kişi Galatasaray lehine yorum yapıyor diye sorarsanız, orada öyle bir çalışmamız yok. Spor yorumları yapanlar hakkında çok memnun olduğumu söyleyemem. Orada da bir yapı var. Bizim kıblemiz değişmez! Günün sonunda iyi insanların, iyi olanların kazandığına inanan bir camiayız. Buradan zerre sapmamız olmaz. Kimsenin puanında gözümüz yok.
Rakibimiz geçen sene yabancı VAR hakemi çok istedi, sonuç ortada! Yabancı akımlarla maç yapıyoruz, bir gün ağzımızdan hakemle ilgili bir şey çıkmıyor. Yabancı hakem konuşurken, Türk hakemleri de rencide etmemeliyiz. Bütün maçlara yabancı VAR getiremeyeceksen nasıl olur? Bilmiyorum. Bizim kemikleşmiş bir görüşümüz yok. Sadece Galatasaray mücadele ettiği şartları bilsin yeter. Kimse sinsi planların arkasına saklanarak Galatasaray ile mücadele etmeye kalkmasın! Kimse Galatasaray'ın bileğini bükemez.