Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ülke olarak olağanüstü günlerden geçiyoruz. Önceliklerimiz değişti, depremin vurduğu 11 kentin yaralarını sarmak için herkes seferber oldu. Dolayısıyla sporu, futbolu konuşmak gelmiyor içimizden. Lakin öte yandan hayat devam etmek zorunda. Acılarımızı asla unutmayacağız, öfkemizi içimize gömeceğiz, çıkaracağımız derslerle Türkiye’nin bir deprem gerçeği ile yaşamak zorunda olduğunu kabul edeceğiz.
Geçen hafta Trabzon’da Basel ile oynanan UEFA Konferans ligi play- off müsabakasında iki farklı duyguyu birden tatmıştık.
Bir yanda deprem karşısında ulusça gösterdiğimiz dayanışma, diğer tarafta futbolun birleştiriciliği vardı. İkisi de çok değerli idi. Aynı sahneleri bu kez St. Jakob Park’ta yaşadık, tüm renkler yine bir arada idi.
İlk maçtaki tek farklı galibiyet bu koşullarda elbette kötü sonuç sayılamaz. Üstelik Trabzonspor’un gösterdiği performans rövanş için umut vericiydi. Aslında turu cebe koyacak skoru alabilirdik. Ama kaleci Hitz’i aşamamıştık.
Dün gece İsviçre temsilcisi de iddialıydı. Maçın başlamasıyla birlikte kontrol bize geçti ama golü rakip buldu. Bartra’nın ofsaytı bozduğu pozisyonda topla buluşan Amdouni cezayı kesiverdi.
Bu tarz oyunlarda tekniğe taktiğe bakmam. Lakin şunu söylemeliyim; ilk yarıda bu kadar çok pozisyon üretip sonuçlandıramamak sadece kaleci Hitz’in kurtarışlarına bağlanamaz. Ya Bakasetas’ın kaçırdığı penaltı? Vuruş anında destek ayağının kayması büyük şanssızlıktı.
Ardından inanılmaz bir ikinci yarı izledik. VAR’dan dönen penaltı, yine VAR kararı ile iptal gol, yakaladığımız sayısız pozisyon, kaleyi bulan ama ağlarla buluşamayan vuruşların hepsi bir arada geldi. Tek eksiğimiz eşitlik sayısı idi. Zaman da su gibi akıp gitmeye devam ediyordu.
Abdullah Avcı bütün kozlarını oynadı bu süreçte. Umut, Yusuf Yazıcı ve Bardhi hamleleri gol içindi ama büyük riskler de içeriyordu. Doğucan ile Siopis gibi iki dirençli ismi kenara almak garip geldi bana. Nitekim maç boyunca kalemize üçüncü kez gelen Basel 76. dakikada ikinci sayısı buldu. Sakın istatistiklere bakmayın beyniniz yanar.
Kalan sürede tek çaremiz son dakikaya kadar yapamadığımızı yapmak ve maçı uzatmaya götürmekti. Maalesef beceremedik. Yenilmek futbolun doğasında var, lakin Basel gibi bir takıma elenmeyi kabul etmek zor. Bu kadar kolay olmamalı idi. Oysa o kadar yakındık ki turu geçmeye. Ne diyelim canın sağ olsun Trabzonspor.